II.

832 109 70
                                    

Tüm patenciler performanslarını sergiledi ve yarışmanın formatı gereği otuz dakikalık mola verildi. Performansını sergileyen ilk yarışmacı olarak burada iki buçuk saattir bekliyor olmamdan söz etmiyorum bile.
Sadece birincilik suyuna batırılmış altın madalyamı almak ve oteldeki yumuşacık yatağımda uyumak istiyorum.

Otuz dakikanın sonunda yarışmacılar pistteki ekranın karşısına dizildiler. O kalabalığın arasında yine o dikkatimi çeken simayı -Siyah saçlı çocuğu- gördüm. O da herkes gibi yerleştirme panosuna bakıyordu.


Birinci sırada beklediğim gibi ben vardım.

Diğer herkesin de beklediği gibi bir tabloydu aslında. Yani son 3 yıldır birinciliğini kimseye kaptırmamış olmama bakarsak.

Herkes sahte veya gerçek duygularla olduğu farketmez beni tebrik ediyor, alkışlıyor ve ismimi sürekli zikrediyordu. Bana karşı yapılan bu hareketler özgüvenimi ve cesaretini tavan seviyeye getiriyordu.

Ama bu anın verdiği havayı pekte uzun bir süre soluyamadım.

Gözlerimi kısıpta skor panosuna daha dikkatli baktığımda bu etabı ikincilikle tamamlayan Choi Beomgyu isimli biri dikkatimi çekti. Dikkatimi çekti çünkü aramızda yalnızca 3.6 puan fark vardı.

Kalbime bir ateş düştü sanki. Birincilik neredeyse elimden kayıp gidiyormuş eğer buzun üstünde kayıp düşen ben olsaydım. Yani sondaki üçlü aksı temiz bir şekilde yapamasaydım madalyayı da alamazdım.

Varlığı belli belirsiz bu kişinin kim olduğunu oldukça merak ediyorum. Hiçbir ulusal yarışmada bu isimde biriyle yarışmamıştım. Bunun yanı sıra Koreli bütün patencilere aşina olmama rağmen bu isim bana çok yabancıydı.

Ah evet çünkü temsil ettiği ülke Amerika Birleşik Devletleri.

Bu iş beni oldukça huzursuz etmişti.

Korktuğum söylenemez yalnızca şaşırdım. Zorlu rakipler benim için oldukça nadirdir. Uzun süre sonra çıkagelen bu çocuk beni şaşırtmıştı. Evet şaşkınım başka bir şey değil. Her zamankinden biraz daha fazla idman yapmam gerekiyordu hepsi bu.

Yine de içimdeki bu merakı bastırmam gerekiyordu. "Bu kim?" Diye sorar gözlerle koç Gwi'ye baktım çünkü koç bir şeyler biliyor gibiydi.

"Adını daha önce duymadım, görünüşe göre daha yeni. Zaten diğerleri de bu çocuğu konuşuyor. Aksları çok güzel ve pürüzsüz."

Bir çaylak tarafından dövüldüm yani öyle mi? Ben bile üçlü akslardan olabildiğince kaçınmaya çalışıyorum çünkü piste tekrar inmek oldukça zor ve dolayısıyla garantisi olan bir hareket değil.

Yüzümdeki dağınık ifadeyi yok etmek için başımı sağa sola hızlıca salladım ve adımı duyurdukları anda madalyamı almak için podyuma çıktım.

Burada beni sayısız kez birincilikle gören hayranlarımın gür sesi ile beslenirken yüzüm tok bir aslan gibi bakıyordu tüm piste.

"Ve şimdi Amerika Birleşik Devletleri'ni temsil eden, ikincilikle kendini bize gösteren yarışmacımız Choi Beomgyu!"

"O mu?!"

Ne kadar engel olmak istesem de gözlerim şaşkınlıkla açılmış, kaşlarım çatılmıştı. Ruh halimin dingin havası hafif bir sinirle harmanlanmıştı.

Az önceki şaşkın ifademi düzelttim ve bekleme odasındaki koyu siyah saçlı çocuğun podyuma doğru gülümseyerek yürüyüşünü izledim.

Saçları, bekleme odasında gördüğümden farklı olarak şekillendirilmişti ve haliyle yüzü tamamen ortadaydı. Siyah gömlek ve aynı renkte taytı, kırmızı ve siyahtan oluşan göz alıcı başka bir kostümle değiştirilmişti.

Beomgyu gülümsemesini koruyarak ikinci basamağa çıktı. Söylediklerime karşı bir kin besliyor gibi durmuyordu ya da ben onunla alay ederken kulaklığı vardı şayet beni duymamış olması imkansız. Hem kulak hizasından bile aşağıya ulaşmış saçı kulaklığı gayet kolay kapatabilir.

Beomgyu neşeyle "tebrikler!" dedi ve güldüğü için kısılan gözlerini üstüme dikerek elini uzattı. "Her zaman rol modelim sen oldun, seninle tanıştığım için çok mutluyum!" Diye ekledi.

Rol modeli mi?

Küçük çocuk, heyecanını gizlemekte de oldukça başarısızdı.

Ama ben hiçte memnun değilim.

Yine de yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirerek Beomgyu'nun küçük elini tuttum ve kibarca salladım.

Boynuma takılan madalya neredeyse bir tat vermemişti.

Ne de olsa Beomgyu yalnızca 3.6 puanla birinciliği kaçırmıştı.

✓ Stars ; beomjunWhere stories live. Discover now