IX.

499 80 54
                                    

(geçiş bölümü)

Torino Palevela.. dünyanın dört bir yanından gelen haber spikerleriyşe dolu buz gibi bir pistti. Pistin sıcaklığını veren taraftarlar ve spot lambalardı yalnızca.

Bana ayrılmış bir odada ayakkabılarımı bağlarken kalabalığın uğultusunu net bir şekilde duyabiliyordum. İşte bu sıcaklıktı.

Finalde yarışan iki kıdemli grup vardı. Çiftler ve solo kayanlar için ayrı iki kategori. Çiftler için oynanan final oyunları bitmişti. Sıra bizdeydi. Patenciler buzu tekrar kaplamadan önce 10 dakikalık bir mola verildi hepimize.

Koç Gwi, diğerleri gibi bana cesaret vermek yerine bir kaç basit teknik söylüyordu. Çünkü cesarete ihtiyacım olmadığını biliyordu. Öz güvenim bu ihtiyacı yeterince karşılamaya yetiyor.

"Omuzlarınızı geriye itin"

"Dizlerinizi düzeltmeyi unutmayın"

"Ne olursa olsun seninle gurur duyacağım" bu dediği şey beni biraz gücendirmişi. Tekrar kaybetmek üzere olduğumu mu sanıyor?

"En iyisini yap!"

Müzik başladığında motivasyonumu artırmak için Koçun hoşnutsuzluğu kafamdan sildim.

-

Kendimi daha önce hiç olmadığı kadar zorladım. Yarışmanın ortasında sürpriz bir şekilde serbest paten koreografimi değiştirdim fazladan dörtlüler ve lutzlar ekledim. Zaten bu eklediğim dörtlü beni birinciliğe götürmeye yeterdi.

Dediğim gibi de oldu.

303.67'lik genel bir skorla ekranda ilk sıradaydım. Ve Büyükler kategorisinde katıldığı ilk yılda birinciliği alan ilk kişi oldum.

Beomgyu'nun gülümseyerek bana doğru geldiğini gördüm.

podyumda ikincilik basamağına yürüken bana gülümsüyordu

Kaybetmişti ama yine de gülüyordu.

Ben de ona karşılık yalnızca gülümsedim..

Geçen gece çatıda yaptığımız konuşma aklıma geldi. En sevdiğim renk hakkında yalan söylememiştim.

Dünyanın zirvesi.. seni özledim.

-

Ben, Jungwoon ve koç Gwi; finallerden sonra eve dönmek için ertesi güne uçağımız vardı.

Beomgyu, ve arkadaşlarının da benimle aynı gün uçuşları vardı.

Beomgyu'yu bir daha ne zaman ve nerede göreceğimi düşündüğümde, onu tekrar görme fikri imkansızmış gibi gelmişti. Sonra ise beni bir yalnızlığa itmişti.

Bu düşüncelerden yeni yeni kurtulmaya başlamışken Beomgyu'nun sesini duyunca yine hüzün sarmıştı beni.

Arkadaşına veda ediyordu. Ben ona bakarken Koç Gwi valizimi arabaya yerleştirdiğini ve gitmemiz gerektiğini söyleyince kalbim sızlamaya başladı. Çünkü ona veda etmek ve etmemek arasında gidip geliyordum.

Pişman olmak istemiyorum..

Beomgyu'nun bana doğru geldiğini görünce rahatlamıştım..

"Seni tekrar gördüğümde, yaşça küçüklerle konuşurken daha az resmi olmayı öğrenmiş olursun umarım"

Kelimeleri yine beni güldürmeye yetmişti.

"Ah, beni bir daha nerede göreceğini düşünüyorsun küçük?"

"Önümizdeki yıl kış olimpiyatlarında" diyerek gülümsedi ve diğer arkadaşlarına da yaptığı gibi bana sıkıca sarıldı. Bu sefer ben de ona karşılık verdim ve ellerimi sıkıca doladım.

Başımı, omzuna yaslayasım gelmişti..

Bırakmak istemesem de kısıtlı zaman aramıza dağ gibi girmişti. Son kez hoşça kal dedim ve birbirimize veda ettik. Rakibim olmadığı zamanlar ona karşı farklı duygular beslediğimi fark ettim.

✓ Stars ; beomjunWhere stories live. Discover now