Bölüm 3 • Geçmişten Bir Hatıra

1.8K 125 26
                                    

Dilan, Baran'n son cümlesinin etkisindeydi. Baran sımsıkı tuttuğu kolunu bırakmayıp daha da fazla sıkınca genç kızın ağzında minik bir inilti çıktı. İkisi de öyle öfke doluydu ki gözlerden alevler fışkırıyordu.

-"Bırak, bileğimi acıtıyorsun." Baran gözlerini kısarak ona baktı ve

-"Eğer benim sözlerimi hafife alırsan daha çok canın yanar. Yürü!"

Baran, Dilan'ı peşinden içeri sürükledi. Merdivenlerden aşağı inen Derya ikiliyi görünce önce kıza sonra da Baran'a baktı.

-"Baran, bende sana bakm..."

-"Sonra Derya." dedi ve hiç oralı olmadan bileğinden tuttuğu kızı peşinden üst kata sürükledi. Baran ardiye odasının kapısını açtı ve Dilan'ı içeri sokup odanın ortasına fırlattı. Genç kız tekrardan yere çakılınca canı acıdı ama bunu görmezlikten gelip, ayağa kalktı ve Baran'a yaklaşıp:

-"Yeter artık yeter! Ben sizin oyuncağınız değilim. Beni oradan oraya sürükleyemezsiniz hak var hukuk var bir şey varsa şikayet edersiniz olur biter ama ben babamın hiçbir şey yaptığına inanmıyorum."

Baran kızın bu cesareti karşısında hayrete uğramıştı. Tekrardan sağ bileğinden tutup onu kapıya doğru çevirdi ve sırtından sert bir şekilde kapıya yapıştırdı.

-"Çok konuşuyorsun ama boş, senin o katil baban sadece benim ailemi değil çocukluğumu da öldürdü ve sende benimle yaşarken her gün öleceksin... Bena bir yudum şefkat için yalvaracaksın."

-"Asla, senin gibi birinden şevkat dilenmek bir kenara senin gibi bir psikopatla evli olmak bile iğrenç bir şey." Baran kızın iğneleyici sözleri karşısında daha da öfkelenip bileğini sert bir şekilde sıktı. Dilan'ın canının yandığı belliydi ama bu acıyı bastırdığı da ortadaydı. Baran da bunun farkındaydı. Kızın bu tepkisizliği onu daha da öfkelendiriyordu. Dilan'ın tuttuğu bileğini sertçe kenara savurdu ve

-"Ben seni nasıl terbiye edeceğimi iyi biliyorum." dedi ve kızı kenara doğru savurup odadan çıktı.

Dilan o çıktıktan sonra kısık bir şekilde
-"Vahşi!" dedi. Dilan parmaklarını kızaran bileğine doğru götürüp hafifçe dokundu ama canı acıyınca parmaklarını geri çekti. Genç kız bütün bunlara daha ne kadar tahammül edeceğim, ailem ne zaman beni almaya gelecek diye düşündü.

Azade Baran'ı ikna etmişti artık hiçkimse ona bu nikahtan geri adım attıramazdı.
Derya ortalıkta dolaşıp duruyor ve bu evliliğe engel olmak istiyordu.
Azade'nin odasına doğru ilerledi. Odasının kapısı yarı aralıktı ve kadın bir sandığın başına oturmuş içinden kıyafetleri çıkarıyordu.

-"Hanım anne kararını sorgulamam asla ama o kızı Baran ile evlendirmek doğru karar mı sence?"

-"Evet kızım kararımda eminim ben o Baran o kızla evlenecek."

Kadın elindeki elbiseyi tutup hüzünlendi.
Derya elindekine bakıp:

-"Yoksa o Baran'ın..."

-"Evet, gelinim Ayten'in." Kader içeri girdi ve

-"Hanımım bakar mısınız?" dedi. Azade odadan çıkınca Derya etrafa bakındı.
Derya odaya Dilan için kıyafet almaya gelen Gül'ü görünce ayağa kalktı.

-"Derya hanım, hanımım Dilan hanım için nikah kıyafetini odasına götürmemi söyledi." Derya önce Gül'e sonra elindeki elbiseye baktı.

-"Al bunu çıkardı hanımanne." dedi ve elindeki beyaz tül elbiseyi Gül'e verdi. Gül hiç sorgulamadan elbiseyi aldı ve Dilan'ın odasına doğru ilerledi.

-"Giy bakalım o elbiseyi çalı süpürgesi Baran seni o elbise içinde görünce seninle hala evlenmeyi isteyecek mi acaba." Derya gülümseyerek odadan çıktı.

Gül, Dilan'ın olduğu ardiye odasının kapısının kilidini açtı ve içeri girdi. Dilan gelen kızı görünce ayağa kalktı ve yüzüne baktı.

-"Bunu hanımım gönderdi, nikah için giyeceksin." Dilan kızın elindeki elbiseye baktı ve elinden alıp kenara fırlattı.

-"İstemiyorum evlenmeyeceğim ben o vahşi adam ile evlenmeyeceğim."
Gül elbiseyi yerden alıp yatağın üzerine bıraktı ve odadan çıkıp kapıyı arkadan kilitledi. Dilan hemen kapıya koştu ve arkadan yumruklayıp

-"Açın kapıyı beni burada tutup hiçbir şeye zorlayamazsınız açın kapıyı!" diye bağırdı. Genç kız ne kadar bağırsa çağırsa da nafileydi hiçkimse onu dinlemiyor ve yardım etmiyordu. Yatağın üzerindeki kıyafete yönelip onu aldı yatağın öteki tarafına fırlattı. Dilan öfkeden deliye dönmüştü bunların onu umursamaması yetmezmiş gibi ailesi hala onu bulamamıştı.

Sabah odasında hazırlanan Baran'ın yanına gitti Azade.

-"Aslanım, seni böyle bir şeye zorlamak istemezdim ama ananın kanı yerde mi kalsın!"

-"Hayır babaanne sen merak etme, ne anamın kanı yerde ne de babamın yaşadıkları onların yanına kalacak, o intikam alınacak." Baran'ın kendinden emin konuşması Azade'nin hoşuna gitmişti. Torununa sarılıp odadan çıktı.

Baran'ın şirketteki sırdaşı en yakın dostu Kerem geldi bu sefer odaya.

-"Baran, benden istediğin yüzükleri aldım."

-"İyi." deyip elinden aldığı yüzükleri masaya bıraktı.

-"Bakmayacak mısın?"

-"Bu evliliğin nasıl olduğunu sende biliyorsun Kerem bakmama gerekvar mı sence?"

-"Peki ya o kız?" Baran dostuna gözlerini kısarak baktı.

-"Ne o kız?"

-"O kızın hayalleri, hayatı..." Baran gözlerini devirip

-"Peki ya benim annemin sonlanan ve babamın yatağa bağlanan hayatı?"

Kerem sustu ve odadan çıktı. Baran masanın üzerindeki kutuya baktı önce ve elinin tersiyle geriye itip odadan çıktı.

Birkaç saat sonra Dilan üzerindeki beyaz saten gelinlik ile yatağın üzerinde oturmuş bekliyordu. Genç kız tırnakları ile oynuyordu. Aniden odanın kapısı açıldı ve içeri girenin kim olduğunu ağır parfüm kokusundan anladı. Genç adam yanına doğru yaklaştı. Genç kızı baştan aşağıya süzüp tekrardan gözlerini gözlerine dikti
Gözlerinde büyük bir öfke vardı. Bir süre öylece durdu hiçbir şey yapmadı ama sonra öfkeyle Dilan'ı yine sağ bileğinden tutup kendine çekti. Dilan bu hareketi karşısında hem korkmuş hem de sarsılmıştı.

-"Sen, sen ne cüretle bu elbiseyi giyersin? Ha, Ne cüretle!"

~ Bölüm Sonu ~

__________________________________________

Bir bölümün daha sonuna geldik yorum ve oylarınızı bekliyoruz sevgili okurlarım ☺️

YAZGI | DESTİNY  Where stories live. Discover now