23.Bölüm

167 12 0
                                    

ATEŞ'İN AĞZINDAN
Sabah kalktım elimi yüzümü yıkadım duşa girip çıktım  günlük rutinlerimi hallettim Aleve baktığımda hâlâ uyuyordu yanına yaklaştım
--" Güzelim hadi uyan" dedim
--" Ne oldu" dedi
--" Hadi kahvaltı yapalım" dedim
--" Ateş yürü git ne halt yiyorsan ye kasıklarım ağrıyor" dedi güldüm
--" Eminmisin ne halt yersem yememe" dedim
--" Tamam sen aşağıya in geliyorum ben" dedi
--" Tamam" dedim aşağıya indim

ALEV'İN AĞZINDAN
Hızlıca gidip elimi yüzümü yıkayıp duşumu yaptım üzerimi falan giydim aşağıya indim karnımı tutarak
--" Yemek hazırlamam hiç boşuna" dedim
--" Dışarı da yiyeceğiz zaten sonra da şirkete geçeriz" dedi
--" Tamam" dedim hızlıca dışarıya çıkıp arabaya bindik şarkı açmak yerine uyumayı tercih ettim elini bacağıma koydu
--" Hâlâ ağrıyor mu?" Dedi
--" Sanane" dedim
--" Tamam öyle olsun" dedi
--" Eczanede dursana" dedim
--" Niye" dedi
--" Dur işte alla alla" dedim
--" Bir kereyle çocuk olmaz test falan alma boş yere" dedi gülerek
--" Hahaha çok komiksin ağrı kesici alacağım" dedim
--" Ben alırım" dedi arabadan inip eczaneye gitti o sırada Didemi aradım
--" Günaydın bebeğim" dedi Didem
--" Keşke günüm aydınsaydı" dedim
--" Ne oldu lan kötü bir şey mi oldu" dedi Didem
--" Hayır gülüm bir şey olmadı" dedim
--" Iyi o zaman" dedi Didem arkadan erkek sesi geldi ve Arasın sesine benziyordu
--" Lan Aras senin yanında mı" dedim
--" Evet beni hastaneye götürüyor" dedi
--" Düğün ne zaman" dedim gülerek
--" Kimin düğünü lan" dedi Didem
--" Seninle Arasın düğünü" dedim
--" Alevv" dedi Didem
--" Tamam balım grsz yine kendine dikkat et o hayırsıza da selam söyle" dedim
--" Aleyküm selam" dedi Didem kapattım telefonu o sırada Ateş de geldi
--" Al güzelim" dedi
--" Saol" dedim arabanın arkasına koyarak araba sürmeye devam etti
--" Ateş bi dursana midem bulanıyor" dedim hızlıca arabadan indim
--" Ne oldu sana birden böyle" dedi
--" Bilmiyorum çok kötü midem bulanıyor ama" dedim
--" Tamam gel otur şuraya" dedi kolumdan tutarak
--" Ateş ben hamile olmayayım" dedim
--" Hayır ya olmaz hamile değilsindir" dedi Ateş
--" Niye o zaman bu kadar midem bulanıyor" dedim
--" Bilmiyorum güzelim hadi gel gidelim" dedi arabaya bindik araba da düşündüm kaç kere ilişkiye girdik diye Allah'ım düşündüğüm şeye bak ya tövbe tövbe hamile olma ihtimalim vardı ama emin değildim
--" Geldik" dedi
--" Hı" dedim
--" Geldik diyorum güzelim" dedi
--" Tamam" dedim arabadan inip masamin başına geçtim
--" Yat şu koltuğa bugün çalışma sen hiç" dedi Ateş
--" Ta-" sözüm yarıda kesildi kapıyı çalmadan girdiler baktığımda Barçın, Aras ve Demir gelmişti
--" Günaydın" dediler
--" Günaydın" dedim tekrardan kafamı masaya koyup yattım
--" Kız yenge ne oldu sana" dedi Barçın
--" Barçın susarmısın" dedim
--" Hayır" dedi
--" Bak Aras Didemi bugün hastaneye bırakmış onunla uğraş" dedim yoksa kurtulacağım yoktu
--" Ooo" dedi Barçın
--" Kesin sesinizi hadin çalışalım" dedi Ateş onlar çalışırken o arada günlüğümü çıkarttıp rasgele bir sayfa çevirdim

  İnsanının bazen ayağa kalkacak gücü olmuyor...Dışarıdan düşmüş gibi görünmek değil de, kendi içinde ayaklanamamak gibi. Herkese günlük güneşlik çiçekler açtığını gösterirken içinde köklerinin yok olduğunu bilmek gibi. Bir miktar kendine yenilmek, kendinle savaşacak gücü yitirmek. Sevdiğimiz yerden kırgınız, inandığımız her şeye biraz, yorgun...
   Yarım nefes kalıyor illaki içimizde...
Karanlıklar dönüşüyor bir yerde aydınlığa umudu yitirdiğimiz yerde geçmez denilen ne varsa geçiyor, geçmeli, geçecek...
   Can Yücel diyor ya " Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse ardında bile dönüp bakmadan" . Bu sözün üstüne söylenebilecek en uygun sözü sanırım Oğuz Atay'ın satırlarında buldum " Gitmek çözüm değil de, insan kaçmanın başka türlüsünü bilmiyor ki.."

ATEŞ Ve ALEVWhere stories live. Discover now