I

38 4 0
                                    

Beğeni ve yorumlarınız beni mutlu eder! Sevgiler <3

*

Bana Yanya derler. Hayatımı etkileyecek önemli kararlar almak üzereydik. Üniversite tercih dönemiydi. Okul konusunu konuşmak için babamla baş başa kahvaltı yapmaya çıktık. Yol boyunca tartışmıştık ve dakikalardır ağzımızdan tek bir laf bile çıkmadı. Gazetesine gömülmüştü. Gözlerim dolu dolu Kız Kulesi'ne bakıyordum. Gözyaşlarımı sildiğimi görünce, "Abartıyorsun, gözyaşı silahını yemem küçük hanım. Gören de seni evden kovuyoruz sanacak. Yılın belli aylarında yurtdışındaki okulunda olacaksın, hepsi bu. Yazları ve ara tatillerinde sık sık gelip gideceksin. Başka çocuk olsa sevinçten havalara uçardı. Senin şu haline bak," dedi.

Şimdi bastırmalıydım. İçimden dik durmam gerekiyor diyerek, "İki yıldan fazla emek verdim, çabaladım. İstediğim bölümü kazanabilecekken neden yurtdışında hiç istemediğim bir bölümü okuyayım ki? Tercih etmeme izin verirseniz bitecek bu gürültü," dedim. Öfkeden çıldıracak gibi bakıyordu. Etrafımızdakiler bize bakıyordu.

Gazetesini katlayıp indirdi, "Günlerdir bu abartılı tepkilerini anlamıyorum. Üstelik birkaç ülkede yani farklı okullarda bir program olsun diye çabalıyorum. Yeni hayatındaki deneyimlerin eşi olmayan bir kazanç olacak," dedi, pazarlayarak.

Diklenerek, "Evimden uzakta olmak istemiyorum. Tekrar ediyorum; ben göçmen olmak istemiyorum. Belki sonradan çıkarım yurtdışına ama lisansı burada okumak istiyorum," dedim. Birkaç derin nefes alıp, en sevimli tonumda, "Annem, kardeşlerim, kitaplarım ve büyüdüğüm çevrem olmadan nasıl kök salabilirim?" diye sordum. Planımı uzun uzun düşünmüştüm. Hiç hesapta yokken birden böyle limon sıkar gibi işime burnumu sokamazlar. Buna kimsenin hakkı yok. İlgi iyice üstümüze toplanmıştı. Gözyaşı silahını bir daha çekemezdim. Birden kalkıp kendimi yerlere atsam çıldıracağına eminim. En iyisi orta karar olmaktı, acaba dizlerine mi kapansam? Bakanları bu saçma sapan sohbete dahil etsem belki ikna olurdu.

Yalvarır bakışlarıma aldırış etmeden sert tonda, "Kafanı bunlarla kim dolduruyor? Gitmezsen çok pişman olursun kızım," dedi, aslında onun tam da etrafı sohbete dahil etmeye çalıştığını ya da mesaj vermek istediğini hemen anladım. Bir yol açıldı, karanlık tünelin sonunda ışık belirmişti.

Biraz çirkef tonda bir tutam öfke katarak, "Bu puanım için yıllarca test çözdüm. Okuldan çok kurslara gittim. Kar, yağmur, yaz demeden. Hem kötü bir bölüm değil ki. İngilizce de öğrenmiş olacağım," dedim. O bize bakanları kalkıp tartaklamak geldi içimden. Bir tanesi bile araya girmedi. Tekrar titreyerek ağlamaktan başka çarem kalmamıştı.

"Kalk Yanya, bir arpa boyu yol alamayacağız. Bu konuyu akşama konuşuruz," dedi. Hamle yapmama fırsat tanımadı.

En azından konuyu kestirip atmadı. Çıkmadık candan ümit kesilmez. Uslu bir kız olup, "Peki," dedim. Hesabı ödeyip geldi.

Otoparka yürürken söylenmeye başladı, "Benim zamanımda yurtdışına okumak için can atardık, tek kelimeyle saçmalıyorsun. İyice şımardın. Akşama konuşmaya gerek yok. Konu kapandı. Yurtdışına gideceksin kızım," dedi. Babama nasıl karşı gelebilirim. Sustum, sonunda evden kovuldum. Deli danalar gibi dünyayı köşe bucak dolaşacakmışım.

Yanya'nın Tanrısal  KasırgasıМесто, где живут истории. Откройте их для себя