20

13.1K 1.4K 1K
                                    

"içeri geçelim mi?"

taehyung, uykulu bir şekilde mırıldandığında jungkook ona baktı. taehyung'un biraz hava alması için villanın bahçesine çıkmışlardı. beraber bahçıvanın yetiştirdiği sebzeler ve meyvelere bakmış, çiçekleri incelemişlerdi. bunun sebebi ise jungkook'un taehyung sıkılmasın diye yapabileceği her şey yapmış olmasıydı. seçenekleri tükenince de onu bahçeye çıkartmıştı.

"sıkıldın mı?"

"evet. çiçekler yerine gossip girl izlesek olmaz mı?"

"olur." dedi jungkook iç çekerek. oturduğu banktan kalktıktan sonra taehyung'un tekerlekli sandalyesini itmeye başladı.

üç haftadır taehyung'u eğlendirebilmek için elinden ne geliyorsa yapıyordu. binlerce parçalık puzzle çözmüşler, seramik boyamışlar, resim çizmişler, evde yapılabilecek bütün aktiviteleri yapmışlardı. taehyung'u sinemaya götürmüştü ki bu da konser gibi taehyung için bir ilk olmuştu. ardından müze gezmişler, sahile inmişlerdi. herkesin yüzüp eğlenebildiğini görmek taehyung'un canını sıktığı içinse kısa bir sürede eve dönmüşlerdi.

artık ne yapacağını bilmiyordu, alçının daha en az beş haftası vardı ve fikirleri tükenmişti. eskiden olsa, bayan kim çalışmak zorunda olduğu için baş başa yazlık eve giderler ve bütün yazı orda geçirirlerdi. geceye kadar yüzdükleri, sabaha kadar birlikte içip gezdikleri tatili elbette ikisi de özlüyordu. ancak önemli olan taehyung'un sağlığı ve bir an önce toparlanmasıydı. tatili sonraki seneler de yapabilirlerdi.

"yürümeyi özledim." taehyung, jungkook tekerlekli sandalyesini bırakıp kendisini kucağına aldığında konuştu. beyaz tenli adam merdivenleri dikkatlice çıkarken onu izliyordu "gerçi kucağında keyfim yerinde ama bana kilo aldığımı belli ediyorsun."

"ne?"

jungkook kaşlarını çatarak taehyung'a baktı. onu rahat bir şekilde taşırken nasıl kilo aldığını düşündürebilirdi ki?

"eskiden ben kucağındayken ikişer ikişer bile çıkabiliyordun basamakları, şimdi yavaşsın ve zorlanıyor gibi gözüküyorsun."

"ayağında alçı var ve sana zarar vermemek için temkinli davranıyorum, kilonla alakası yok."

"öyle diyorsan."

"diyorum taehyung."

"peki." taehyung, jungkook kendisini yatağa yerleştiridğinde omuz silkti "doktor alçı tamamen kuruduktan sonra değnek yardımıyla yürüyebileceğimi söylemişti."

"doktorunu arayıp sorarım, izin verirse yavaştan yürümeye başlarsın, en azından odanın içinde."

"olur." dedi taehyung gülümseyerek "duş alabilir miyim?"

"alabilirsin." jungkook, aynı şekilde taehyung'a gülümsedikten sonra banyoya gidip küveti taehyung'un sevdiği ısıda ayarlardı ve en sevdiği kokularda olan banyo tuzlarını, köpüklerini ve yağlarını suya döktü. tekrar taehyung'un odasına gittiğinde ise üstündeki kıyafetleri dikkatlice çıkarttı, alçısının ıslanmaması için su geçirmez bandajı taktı. esmer tenliyi dikkatlice kucağına aldıktan sonra da küvetine yerleştirdi.

acelesi olmadığı anlarda taehyung'un küvette fazlasıyla zaman geçirmeyi sevdiğini biliyordu. uzun bir süre burda olacaklarının farkında olduğu için de küvetin yanına taburesini çekti. kollarını küvetin kenarına yasladıktan sonra başını da koluna yaslayıp gözleri kapalı bir şekilde dinlenen taehyung'u izlemeye başladı.

o, çok güzeldi.

kimseye bir zararı yoktu, masumdu, saftı ve temizdi ancak çevresindeki herkes ona kötülük ediyordu. jungkook'u da en çok korkutan şeylerden biri de ona zarar veren kişilerden biri haline gelmekti

moonborn | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin