10. Bölüm

26 5 6
                                    

  lütfen oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın. Kitabın büyümesini istiyorum ama istediğim gibi ilerlemiyor. 


Sabah uyandığımda hala uyuduğunu görmüştüm. Ben kahvaltı hazırlamaya inip bir şeyler hazırlarken yanıma gelmişti. Kahvaltımızı yapıp üstümüzü giydikten sonra motora binmiştik. Bir kaç saatin sonunda beni eve bırakıp kendisinin de eve uğrayacağını söylemişti. Bildiğim kadarıyla akın ile kendi evlerine. Ailesine çok uğramıyordu akın'ın anlattığı kadarıyla.

Odamı özlemiştim. Annemle hasret giderdikten sonra odama geçmiştim. Yatığımı bile özemişim ama uras'ın yanı daha rahat orayı tercih ederim. Uzandığım sırada kapı çaldı. Annem elinde meyve tabağı ile gelip yanıma oturdu.

"Nerelere kayboluyorsun kızım? Valla çok korkuyorum bu kayboluşlardan."

"Korkma anne. Kötü bir şey yapmıyorum, mutluyum ben. Beni çok merak etmene gerek yok."

"Bu kayboluşlarının arkasındaki mutluluk ne bakayım?"

"Şimdi değil anne. Zamanı gelince her şeyi anlatırım. Şimdi biraz odamın hasretini giderebilir miyim?"

"İyi yat bakalım eşek sıpası."

Ben meyvelerimi yerken o odadan çıkıp kapıyı kapattı. Bir süre telefonumla uğraştım. Uras'tan gelen mesajla yerimden kalktım hemen. Aşağıya inmemi istiyordu. Ceketimi alıp annemle görüştükten sonra indim aşağıya. 

Kapıya park edilmiş motoru ile etrafa bakınarak beni bekliyordu. Kafamı yukarı kaldırdığımda annemin bizi izlediğini fark ettim. Uras beni gördüğünde benim gibi başını yukarı kaldırmış kafası ile annemi selamlamıştı. Motorun arkasına binip bir türlü takamadığım kaskı taktım. Hazır olduğumu anlayınca motoru çalıştırdı. 

Girdiği yollar eve giden yollarla aynı değildi. "Eve gitmiyor muyuz?" diye duyabileceği bir şekilde bağırdım. "Hayır." cevabını alınca sustum. Eve gitmiyorsak nereye gidiyorduk o zaman?

Evlerin olmadığı sadece etrafta arabalarla dolu olan bir yere geldik. Bunlar hurdalık değildi. Hepsi milyarlar değerinde araba ve motorlardı. O içeri doğru yürürken ben arkasından onu takip ettim. Gözlerim ilk kez bu kadar arabayı bir arada gördüğü için acıyordu. Allah'ım cennete m düştüm ben?

Adamla bir şeyler konuştuktan sonra yanıma geldi. "Ehliyetin var mı?" Şaşkınca ona bakıp kafamı salladım. Eski arkadaşıma birlikte girip motor ve araba ehliyeti almıştık. Sonra yollarımız ayrılmıştı onunla.

"Kendine istediğini seç. Hangisinden ehliyetin varsa. İkisinden de varsa motorda arabada alabilirsin." 

"Ne!? Sen ciddi misin? Bunlar çok pahalı nasıl ödeyeceksin?"

"Açelya alıyor musun? Yoksa fikrimden vaz geçeyim mi?"

"Alıyorum tamam."

Yanından uzaklaşıp bakınmaya başladım. Hepsi çok güzeldi nasıl seçecektim ki. Gözüme çarpan beyaz spor arabayı gördüğümde sırıttım. "Şu beyaz olan."

"Tamam." Motorlara bakınmaya başladım. "Motoru siyah al. Motorla işin geceleri olacak." Kafamla onu onaylayıp bir tane motoru ona gösterdim. 

Adamın yanına geri döndüğünde ben hala bakınıyordum. Hepsi o kadar güzeldi ki seçmek çok zordu. Paranın bolluğu nereden geliyor diye sormayacağım çünkü nereden geldiğini kendi gözelerimle görmüştüm. 

"Hadi gidiyoruz."  

"Tamam."

Dışarı çıktığında arkasından ilerledim. Motoruna bindiğinde kaskını takıp giderini bana uzattı. Bende takıp arkasına yerleştim.  O yerden uzaklaştığımızda  caddeye geldiğimizi fark ettim. Gözlerimi kapatıp kafamı sırtına koydum. Kollarımı beline daha sıkı sarıp gülümsedim. Hiç bir hareketime tepki vermiyordu. Buda işime geliyordu.

Sevmeme İzin VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin