0.6 - 切り離せない

610 55 36
                                    

  isagi yeni bir başlangıç yapmaya kalkışmadan bi' tane de reonagi yazayım dedim. iyi okumalar!

  * * *

0.6 – 切り離せない
(inseperable)
  x x x
[reonagi] +16 !

  "wow.. inanabiliyor musun? kunigami ve chigiri.."

  nagi, gri gözlerini hemen önünde duran reo'ya çevirdi. mor saçlının gülüşü içerisinde oldukları odayı doldururken, nagi'nin de yüzünde bir gülümseme oluştu.

  "yemin ederim gün sayıyordum, eninde sonunda sevgili olacaklardı." dedi reo elindeki saç havlusunu mor saçlarında gezdirirken. nagi elindeki telefonu bıraktı, yüz üstü yattığı iki kişilik geniş yatakta doğruldu ve bakışlarını mor saçlıya çevirdi.

   "isagi'yle konuştum. sonunda bir karara varabilecek bence." dedi bağdaş kurarak yatağa kurulurken nagi. reo da onun yanına otururken gözlerini beyaz saçlıdan ayırmadı.

  "iyi yapmışsın. isagi gerçekten çok çekti.." mor saçlı kısılan sesiyle yüzünü asarken, nagi derin bir nefes verdi.

  "acaba söylese miydik?" dedi konuyu değiştirirken. reo'nun bakışları yerden ayrılıp yanındaki bedene döndüğünde, yüzünde tatlı bir tebessüm oluştu.

  "neyi?" dedi alayla beyaz saçlıya bakarken. nagi duraksadı, bakışlarını kaçırdı. aradan geçen saniyelerin ardından yeniden telefonuna uzanmaya kalktığında reo hızla ayaklandı ve beyaz saçlının bileğini yakalayıp gri gözleri üzerine çekti.

  "had ama nagi.. utanmana gerek yok." derken oldukça eğleniyordu mor saçlı. nagi'nin bakışları her zamanki duygusuzluğunu kaybederken, reo bir dizini yatağa dayadı, ve beyaz saçlının yatağa yatmasını sağlarken sevgilisinin üzerinde yerini aldı. ellerini nagi'nin başının iki yanına yerleştirip destek alırken, yüzündeki sırıtışla gri gözlünün yüzüne eğildi.

  "biz sevgili olalı 11 ay oldu nagi, bence artık sevgili oldığumuzu dile getirebilecek kadar bu duruma alışmışsındır."

  nagi mor gözlerde gözlerini gezdirirken, sertçe yutkundu. üzerindeki gencin yakalarını tutup kendisine çekti ve kızıl dudakların kendisininkine değmesini sağladı. reo yüzündeki gülümsemeyle sevgilisinin dudaklarını bir kere daha keşfederken, nagi de aynı şekilde ona ayak uyduruyordu. mor saçlı bir eliyle beyaz saçlının tişörtünün ucunu yukarı çekştirip tenine dokunduğunda, nagi tenine değen soğuk elden dolayı titredi. karnındaki el geri çekildiğinde dudaklarının arasından rahat bir nefes verirken, bel boşluğunu kavrayan el ile dudaklarını üstündeki bedenin kızıl dudaklarından ayırdı, gri gözlerini mor gözlere dikti.

  reo bakışlarını gri gözlere dikmişken, onun bakışlarındaki tedirginliği fark etti.

  reo ve nagi, neredeyse bir yıldır çıkıyor olmalarına rağmen sevişmemişlerdi. reo ne zaman bunun için bir adım atsa, bir şekilde nagi konuşmadan onu vazgeçiriyordu.

  "tamam, ama artık cidden konışmalıyız. neden izin vermiyorsun?" dedi reo elini nagi'nin teninden ayırırken. yine de sevgilisinin üzerinden kalkmadı ve ciddiyetle gri gözlere bakmaya devam etti.

  nagi, bakışlarını kaçırırken sıktığı yumruğunu yastığa bastırıyordu.

  "reo.. biz.. hiçbir zaman ayrılmayacağız di' mi?"

  reo duyduğu sözcüklerle donup kalırken, bakışları ise gözlerini ısrarla kendi gözlerinden kaçıran nagi'deydi. reo bir süre duraksadı, ardından kendine geldi ve sevgilisinin üzerinden kalkıp yatakta bağdaş kurarken derin bir nefes verdi. nagi de bunun üzerine yattığı yerden doğruldu ve göz ucuyla mor saçlıya bakmaya başladı. reo, şaşkın bakışlarını beyaz saçlıya çevirdi.

  "endişelendiğin şey bu muydu?" dedi mor saçlı gri gözlere bakarken. nagi gözlerini kaçırdı ve kucağında birleştirdiği ellerine bakarken başını onaylarcasına salladı. sessizce ellerine bakarken, çenesini kavrayan bir el nazikçe başını kaldırdığında beyaz saçlı sevgilisini hemen önünde buldu. mor gözler, kendisine şefkatle bakıyordu.

  "gelecekte ne olacağını bilemem nagi, kimse bilemez. bir ilişkiye başlayıp 'bu kişiyle kesinlikle asla ayrılmayacağım' diyemezsin. zaten önemli olan bu değil, önemli olan ne hissettiğin. ben mesela, ben seni deli gibi seviyorum. her dakikam seni düşünmekle geçiyor, bir gün görmesem gece rahat uyuyamıyorum. bir gün ayrılabilme ihtimalimiz var mı diye düşündüğümde aklıma geldiği an kahroluyorum, çünkü geçirdiğimiz bu 11 aydan sonra sensiz nasıl devam ederim bilmiyorum. ve eğer sende benim hakkımda böyle hissediyorsan," reo baş parmağıyla sevgilisinin yanağını nazikçe okşarken yüzündeki tebessümle sözüne devam etti. "ayrılacağımızı hiç sanmıyorum."

  nagi seishiro karşısındaki bedenin kendisine güven verircesine bakan mor gözlerine baktı, ve dikkatle her sözcüğünü dinledi. reo sözünü tamamladığında, nagi anlamıştı.

  karşısındaki kişi onu koşulsuz seviyordu. ve bu 11 aydan nagi biliyordu ki, reo mikage'nin sevdiği kişi olmak çok güzeldi.

  "seni seviyorum." dedi nagi yüzündeki tatlı tebessümle mor gözlere bakarken. reo duyduğu sözcüklere karşılık gülümsemesini büyüttü, sevgilisinin dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı.

  "ben de seni seviyorum nagi. ve merak etme, seni buna tabii ki zorlamayacağım. sen ne zaman hazır olursan.. o zamana kadar bekleyeceğim."

  nagi bağdaşını bozarak dizlerinin üzerine çıkarken ellerinin de yardımıyla yataktan kalkmadan sürünerek sevgilisine yaklaştı. hemen ardından mor gözler kendisini ilgiyle izlerken reo'nun yakalarını kavrayıp çekti ve dudaklarını sevgilisinin kızıl dudaklarına bastırdı. mor saçlıyı ittirip yatağa uzanmasını sağlarken sevgilisinin dudaklarından ayrılmadan kendisi de ona eşlik etti. mor saçlının dudaklarının tadını çıkarırken, reo yavaşça geri çekildi ve bakışlarını gri gözlere çevirdi.

  "nagi.. emin misin?"

  "evet, eminim. şimdi sus ve bana eşlik et." dedi beyaz saçlı sabırsızlıkla. reo yüzündeki tatlı gülümsemeyle sevgilisini dinledi ve beyaz saçlının belini kavrayıp onu üstünden çektikten hemen sonra kendisi üste çıktı. dudaklarını nagi'nin kızıl dudaklarında gezdirirken, yeniden beyaz saçlının tişörtünü çıkartmak adına ufak bir girişimde bulundu. belinde sevgilisinin elini hisseden nagi, tişörtünün eteklerini tuttu ve kısa süreliğine dudaklarını mor saçlının dudaklarından ayırdı. üzerindeki beyaz tişörtten kurtuludğunda, mor gözlerin bakışlarını üzerinde hissediyordu.

  reo mikage, bakışlarını altında yatan bedende gezdirdi. sertçe yutkunmasına engel olamazken, nagi kızaran yanaklarıyla başını yana çevirmişti. reo yüzündeki hafif gülümsemeyle eğildi, dudakları beyaz saçlının boynuna değdi. beyaz teni dudakları ve diliyle gezerken, yavaşça aşağı doğru bir yol çiziyordu. nagi, köprücük kemiğinde hissettiği sıcaklıkla dudaklarından kaçan boğuk inlemeye engel olamadı.

  reo duyduğu şeyle duraksarken, bakışları sevgilisinin yüzüne döndü. nagi tamamen kızarmıştı, ve özellikle mor gözlere bakmıyordu. reo güldü, bir eliyle altındaki bedenin göğsüne dokundu, aşağı doğru yavaşça bir yol çizdi. eli beyaz saçlının pantolonuna geldiğinde beklemeden fermuarını ve düğmesini açtı. gözleri dikkatle sevgilisinin tepkilerini izlerken, elini bir anda pantolonunun üzerinden nagi'nin erkekliğine bastırdığında beyaz saçlının dudakları aralandı.

  "mikage!"

  nagi'nin iniltisinin arasından dudaklarından dökülen isim, reo'nun sertçe yutkunmasına sebep oldu.

  "özür dilerim seishiro.. sanırım nazik olamayacağım."

  * * *

  reonagi'yi aşırı seviyorum ya. aşırı yakışıyorlar birbirlerine. reo'nun manga-anime'deki sahiplenici yapısı da harika.. 'hazinem' diye geziyo falan aşırı tatlı..

buried love || bachisagi Where stories live. Discover now