13 • ғᴀᴄᴛs sᴘᴇᴀᴋ

82 18 20
                                    

●───◁❚❚▶───●

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

●───◁❚❚▶───●

2000

🍀

Direksiyonu sağa doğru eğerken, düşünceyle camdan dışarıya bakan kardeşi içini kemirmesine neden oluyordu. Yola çıktıklarından beri fazla konuşmamıştı. Neşelenmesi için kamerayı dahi açmış ve radyoya yakın bir noktaya takıp ikisini de kadraja alacak şekilde ayarlamıştı.

"New York ve Los Angeles arası mesafeyi düşünür, kaçak otoyolları da eklersek, tahmini kırk bir saat sürer. Bu yüzden uçak çalmalıyız." Diye açıkladı Hayley. Amacı tamamen konuşma başlatmak olsa da Harry sessizce başını sallamak dışında bir şey yapmadı. Onu götürmekle hata yapıp yapmadığını düşünmeye başlamıştı. "Pekâlâ. Dürüst ol, neyin var?"

"Sadece yorgunum." Moralsizce cevap verdi Harry ve kız kardeşini daha da endişelendirdi.

"Biz süper askerleriz, yorulmayız. Özellikle de liseye gittikten sonra. O yüzden tekrar soruyorum." Diyerek aracı sertçe durdurdu. Kemerleri takılı olsa da ikisi de öne fırlamaktan son anda durdu. "Neyin var?"

"Kızın biriyle okul tuvaletinde seviştikten sonra," diye açıklamaya başladı. Dürüst olmasını istediği için bu kadar rahattı. "Koridorda birine çarptım. Atıştık, ben söylendim, o söylendi."

Arabayı çalıştırıp yola devam ettiğinde, onun neden buna bu kadar takıldığını da anlamaya çalışıyordu. Kızdan hoşlanmadığı yüzünden ve ses tonundan da belliydi. Herhangi bir duygusal çekim olmamışsa, düşündüğü o da değildi.

"Adı Jennifer McCartney." Diyerek nefeslendi. Yüzünü sıvazlayarak histerikçe güldü. "Ve tek sorun ismiymiş gibi davrandığımı düşünebilirsin ama bir an için... Sadece bir an için karşımda annem var gibi düşündüm ve... Benden utanacağını düşündüm."

"Ne?" Dedi inanamazca. Ağzında iğrenç bir şey varmış gibi mide bulantılı bir ifadeyle yüzünü buruşturdu. Harry'nin bunu düşünmüş olduğuna inanamıyordu. "Sana- sana inanamıyorum. Bunu nasıl düşünürsün? Annemizin bizden utanabileceğini?"

"Aklı beş karış havada, bel altı düşünmeyi büyümüş sanan, hiçbir şeyi umursamayan ve çoğunlukla sorumsuz bir insanım. Gerçekten benimle gurur duyacağını falan mı sanıyorsun? Oradan bakınca Jennifer Jefferson'ın oğlu gibi mi görünüyorum?" Dedi tükürürcesine. Kendinden bu kadar nefret ettiğini başka bir an düşünmemişti. Gerçekten de anı yaşayan ve gerisine asla bakmayan birisi olmuştu. Daha önce hiç, yaptığı şeyin ilerisini düşünmemişti. Sadece bir isimdi ama kendisini sorgulamasına engel olamamıştı. O kızdan özür dileyerek okuldan adeta kaçışını hatırlıyordu. "Ben senin kadar iyi bir evlat değilim, Hayley. Sorumluluktan kaçarım. Hiçbir şeyi siklememek için elimden geleni yapar her şeyi eğlenceye yorarım."

𝐁𝐚𝐝 𝐁𝐥𝐨𝐨𝐝 • 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬 [2]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora