14 • ʟɪᴛᴛʟᴇ ʙʀᴏᴛʜᴇʀ

83 15 34
                                    

2000

🍀

"Sikeyim."

Sarışın kadın, öfkeyle mırıldanırken, bunun yüzüne yansımadığından emin oldu. En yakın dostlarından birinin kendisini bu şekilde kullanmış olmasına gerçekten inanamıyordu. Sadece iki kelime ile kendisini tüm dünyada anlatabilecek biri olmasına rağmen, bunu yapmak yerine yeğenlerinin arkasını kolluyordu. Oysaki ihtiyaçları bile yoktu. Ve karısı evde onu bekliyordu. Tüm bunları yaptığından habersizdi de ve muhtemelen öğrendiğinde tüm suçu Derek'e atacaktı.

Hayley, saçları kadar ateşli bir elbisenin içinde görüş alanına girdiğinde, dostlarının bu kadar harika genleri nereden bulduğunu bir an düşündü. Kesinlikle onlara ait olamazdı. İki çocukları da nasıl bu kadar güzel geliyordu ki gözüne?

Kızıl saçlı kadın, yüzünün fotoğrafını görmüş olduğu adamı ufak mimiklerle arıyordu. Harry, genellikle dışarıdaki kişi ya da dövmek için olan kalabalık görevlerde oradaydı. Kılık değiştirmekte kötüydü ve kimsenin ayağına dolanmazdı bu yüzden. Eğer Derek erkek kardeşi hakkında konuşabilen bir insan olsaydı, onun Steve'e benzediğini söylemek isterdi. Bir ajandan çok, bir askerdi.

"Evet, evet. Ve sonra dedim ki-"

"Bay Stark," diye nazik ama etkili bir tonda adama seslendi. Gülümsemesine rağmen dilini sertçe ısırdı. Tony onun için bir kardeş gibiydi ve bunu yapmak istemezdi. Gözlerini sakince kırpıştırdı, ufak ve his gülümseyişlerle ona küçük mesajlar verdi. "Sizinle konuşmam gereken bir konu var. Bana zaman ayıracağını söylemiştiniz."

Tony, onun hayatında gördüğü ve etkilendiği en güzel kadınlardan biri olduğunu inkar edemezdi. Bunu anlamak için turuncu camlı gözlüklerini burnunun ucuna indirmesinden belliydi. Ancak ona karşı hissettiği şey nedense arzu olamadı. Onda tanıdık bir şeyler vardı.

"A-a... İsminizi hatırlayamadım. Ne zaman söz vermiştim?"

"Hatırlamanıza yardımcı olabileceğime eminim." Diye kaçakça cevap verebildi sadece. Bundan gerçekten hoşlanmamıştı ve kulaklıktan gelen seslere göre Harry de hoşnut sayılmazdı.

Etrafındaki adamlara saniyelik baktıktan sonra dudaklarında hoş ve onların anlayamayacağı bir gülümseme oluştu. Çapkın görünüyordu ama işin aslında öyle değildi. Kolunu kırarak ona uzattı. "Size eşlik etmekten onur duyarım, hanımefendi."

"Anthony, yine kızı kaptın," diyen sinir bozucu sesleri umursamamaya çalıştı.

Kolundaki elini yanlışlıkla sıktığında, Tony'nin bunu fark etmemiş olmasını umdu. Kendisini asıl adamına götürecek olan oydu ve eğer işi batırırsa, babasının arkasını toplamasını istemiyordu. Yine de o, terasa kadar hiç sorunsuz beraber giderlerken sessiz kaldı ve hiçbir yorum yapmadı.

"Seni tanımıyorum." Dedi Tony aniden. Hayley, kolundan ayrıldı ve onunla yüz yüze geldi. Başı hâlâ dikti ve adam ondan yalnızca birkaç santimetre uzundu, topuklulara rağmen. "Senin tarafından öldürülme ihtimalim ne kadardır?"

"Sadece bir kişiyi arıyorum ve anahtarım oldun." Dedi sakin bir gülümseyişle. "Açıkçası beni buraya getirmene sevindim. Rahatça lafı ağzından alabilirim."

"SHIELD mı?" Diye bıkkınca onu böldü. Babasının işlerinden biri olduğuna oldukça emin görünüyordu. Açıkçası, tam olarak Howard Stark'ın katkısı yoktu. Sadece dosya teslim edilirken oradaydı. "Yine ne istiyorsunuz?"

"Ben SHIELD'e çalışmam. Barış için çalışıyorum."

"Barışı severim ama olursa işsiz kalırım." Diyerek parmaklarıyla hızlı bir barış hareketi yaptı. Hayley, o an için fark etmemişse bile şu an fark ediyordu ki, Tony sarhoştu. Hareketlerinde ufak bir aksama sezmişti. Parmaklarını havaya kaldırırken elleri dengesizce süzülmüştü.

𝐁𝐚𝐝 𝐁𝐥𝐨𝐨𝐝 • 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬 [2]Onde histórias criam vida. Descubra agora