5

71.9K 3K 716
                                    

Dest & Chef Bi - Kimsin?

🐈🐈🐈

Okul için uyanmış, yataktan kalkabilmek için güç bulmaya çalışıyordum. Tavanla bakışırken yine gereksiz bir günü başlatmıştım.

Her gün aynı şeyler; okula git, eve gel, ders çalış ve sınav stresi ile uyumaya çalış.

Uykumun açılması için telefona bakmaya karar verdim ve yastığımın altındaki telefonumu elime aldım.

Mesaj uygulamasına girdiğimde dikkat ettiğim ilk mesaj babamın sağ kolundan gelendi.

Hayatımdaki tek değişik şey oydu ama manaton hayatımı tercih ederdim. Beni tehdit ediyordu ama onun bu işe benim kadar ciddi bakmadığına nedense emindim.

Bildirimlerini sessizden kaldırdıktan sonra son yazdığı mesajı okudum. Yalnızca dört dakika önceydi.

0535#: Ne güzel bir gün; balıklar uçuyor, kuşlar yüzüyor. (07.27)

Tabii ki de tersleyecektim.

Çağla: Sabahın köründe ne halt yemeye rahatsız ediyorsun beni?

Sayfada bekliyordu çünkü anında görüldü oldu. Ve aynı hızla cevap yazmaya başladı.

0535#: Bugün okul var.

0535#: Ve hemen hazırlanman lazım yoksa geç kalacaksın.

Yorganı iyice üzerime çektim. Hiç kalkasım yoktu ama maalesef dediği gibi, hemen kalkıp hazırlanmam lazımdı.

Da o benim hazırlanmadığımı nereden biliyordu?

Çağla: Zaten hazırım ben.

Yalandan kim ölmüş?

0535#: Peki iyi o zaman.

Çağla: Yazma bana.

0535#: Şimdilik, tamam.

Telefonu komidine bırakıp yorganı hızlıca üzerimden ittim. Ardından aynı hızla yataktan çıktım. Hızlı davranmazsam yeniden yatağa giresim gelirdi. Bu da benim taktiğimdi.

Dolabı açıp formamı çıkardım ve okul için hazırlandım.

🐈

Bahçeden içeri girdiğim anda telefonum titredi. Ellerimi hırkamın cebinden çıkarıp telefonu açtım. Mart ayındaydık ama hava hâlâ soğuktu.

0535#: 7.27'de hazır olan biri için fazla geç geldin. (08.56)

Beni mi izliyordu o? Şokla kafamı kaldırıp etrafıma kısa bir bakış attım ama elinde telefon olan kimseye rastlamadım.

Artık rahatsız edici olmaya başlamıştı. Attığım her adımdan nasıl haberi olduğunu anlamıyordum.

Daha fazla oyalanmak istemediğimden okula doğru yürüdüm. Aynı zamanda da mesaja cevap yazmaya başladım.

Çağla: Beni takip edip durma.

Çağla: Rahatsız edici.

0535#: Seni takip etmiyorum.

"At yalanını s-"

Neyse küfür etmeyeceğim.

Çağla: O yüzden okula girdiğim andan, o gün sigara içmediğimden haberin var.

Çağla: Vahiy iniyor herhalde.

0535#: O gün seni test ediyordum, beni dinleyecek misin diye.

0535#: Şu an ise bahçedeydim, seni gördüm ve yazdım.

0535#: Yani tesadüf.

Nedense hiç inanasım gelmiyordu. Cevap versem mi diye düşünürken bir mesaj daha yazdı.

0535#: Bir daha asla olmaz, seni rahatsız etmek istemiyorum.

Çağla: İstemiyor musun? O zaman bir daha bana yazma, bir şeyleri yasaklama.

Öyle bir şey olsa uçan balıklar, yüzen kuşlar kadar mutlu olacaktım.

0535#: İstemiyorum ama o dediklerini yapamam.

0535#: Yani teklifin reddedildi.

0535#: Hem baban üzülür sonra ;).

Bir an gerçekten düzgünce konuşabileceğimizi düşünsem de son mesajıyla yine beni tehdit etmiş sayılıyordu. Ayrıca şu gülücükler fazlasıyla sinirimi bozuyordu.

Sayesinde zaten sevmediğim babamdan iyice soğuyordum.

Çağla: Babamın da senin de.

0535#: Çok ayıp.

0535#: Yeni yasak;

0535#: Küfür etmek yok.

Yok ebesinin bale pabucu!

Bahçenin ortasında olmama rağmen sinirle durdum.

Çağla: Lan küfür etmedim ki.

0535#: "Lan" demek de yok.

İki kelimemden biri 'lan' olduğundan, bu benim için ölüm sessizliği demekti.

Öyle çok sinirlenip hırslanmıştım ki kendimi bahçenin ortasında tepinmemek için zor tuttum. Tepinmek doğru tabir miydi bilmiyordum ama sinirlendiğimde olduğum yerde zıplayıp bağırdığımda rahatlatıyordum.

Çağla: Yeter artık.

Çağla: Kimsin sen?

0535#: Bilmem.

0535#: Belki de tam şimdi yanından geçmişimdir.

Sinirle telefonu kapatıp derin bir nefes verdim. Ne günah işlemiştim de başıma gelmişti bu?

Ha tamam, şimdi hatırladım.

Tekrar yürümeye başlamadan önce soluma baktığımda, yanımdan geçip giden ve elindeki telefonla ilgilenen Tuna'ya bakakaldım.

Olabilir miydi?

🐈🐈🐈

BABAMIN SAĞ KOLU | TextingWhere stories live. Discover now