51

17.5K 1K 82
                                    

Yalın - Bir Bahar Akşamı.

🐈🐈🐈

Birinin sırtıma atlaması ile havalı yürüyüşümü bozulmuş oldu. "N'oluyor lan?!" diyerek kendimi çektim.

Nisagül sırtımdan inip karşıma geçti. "İnsan sarrafı falan mısın?"

"Ne alaka?" dedim çıkışa doğru tekrar yürümeye başlarken.

Benimle birlikte yürüdü. "Tuna ile aramız düzeldi. Dediklerin gerçekten işe yaradı."

Nisagül'e bir ara Tuna'yı tanıdığımı anlatsam iyi olurdu. Hatta bunu Tuna ile denk düşmeden yapsam çok daha iyi olurdu.

"Ee sizin Ege ile nasıl gidiyor?" diye sordu.

Gülümsedim. "Güzel yani her zamanki gibi."

"Belli, bak." Eliyle işaret ettiği yere baktığımda Ege'nin girişte beni beklediğini gördüm. Gülümsemem büyüdü. "Ama önce Tuna ile tanışın."

İrileşen gözlerimle heyecanlı bir şekilde ellerini çırpan Nisagül'e baktım. "Yok yok biz gidelim."

Şu anda Tuna ile tanışamazdım, daha Nisagül'e lisede olanları anlatmamıştım. Hay ben Tuna'ya hiç aşık olmamıştım zaten, niye geriliyordum ki? Sadece Tuna öyle sanıyordu.

"Saçmalama. Bak Tuna da buraya geliyor zaten."

Gösterdiği yere baktığımda Tuna ile göz göze geldim. Hiç değişmemişti, artık gözlükleri yoktu o kadar.

Karşımızda durduğunda bana kısık gözleriyle bakıyordu. Hadi ama Tuna, tanımamış olamazsın.

"Çağla?" Tanımış.

"Tuna." dedim ama sesim onunki gibi şaşkın çıkmadı.

"Siz tanışıyor musunuz?" dedi Nisagül, ardından hatırlamış gibi devam etti, "Demek tanıdığın için o tavsiyeyi verdin. İyi bari bir an hayalet falan sanmıştım seni."

Ben konuşacaktım ki Tuna benden önce davrandı, "Liseden tanışıyoruz. Arkadaş da değildik ama göz aşinalığı."

"Sevgilim." Konuşan yine ben değildim, yanımıza gelip kolunu omzuma atan Ege'ydi.

Kafama kaldırıp ona baktım. Kendimi göremesem de beni kurtar diye yalvaran bakışlarımı tahmin edebiliyordum.

"Gül çok susadım da kantin nerede bilmiyorum." dedi Tuna.

"Tamam. Ben su alıp geleyim sonra gideriz." Nisagül yanımızdan ayrılmadan önce bana gülümsemeyi ihmal etmedi. Bu biraz rahatlamama sebep oldu.

Tuna'nın konuşması ile ona döndüm. "Tek gerçek çalışmak ve başarı değilmiş, aşk da önemliymiş."

Zihnimde lisede bana söylediği sözler dolandı. "Bizden olmaz Çağla. Zaten aşk diye bir şey yoktur. Bunu yakında sen de anlarsın. Tek gerçek çalışmak ve başarıdır."

"Ergenlik zamanımızda olanlar o zamanda kalsın, Nisagül'e anlatmayalım." diye devam etti Tuna.

Ege'ye kısa bir bakış attım. Böyle yapsak doğru olur muydu?

BABAMIN SAĞ KOLU | TextingWhere stories live. Discover now