1. Bölüm - Vatan Haini

563 42 120
                                    

Kapak tasarımı için PapatyaKitapligii'na (yani Hatce ablama :D) teşekkür ederim.

Merhabalar efendim, girişi çok uzatmadan konuya giriyorum, bölüm sonunda konuşuruz zaten. İlk bölümü paylaşmak için özellikle bugünü bekledim.

Yorumlarda reklam yapmak kesinlikle yasaktır. Reklam yapmak istiyorsanız bu yorumun altında yapabilirsiniz.

Sizin başlangıç tarihinizi alalım...

Yeni bir başlangıç yapıyoruz, bugün günlerden 15 Temmuz 2023, saat 13.47, hava güneşli... Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Bugünün bir asker kurgusunun ilk bölümü için en anlamlı günlerden biri olduğunu düşünüyorum.

Daha fazla uzatmadan...

Benimle beraber boşa kulaç atmaya, asla varamayacağımız noktaya koşmaya, plastik çiçekleri sulamaya hazır mısınız? O halde başlayalım.

-0-0-0-0-0-0-0-

Toprak Bertuğ Altay'ın ağzından...

"Oğlum dur lan!"

Timin kahkahaları arasında çaresizce kafasını tutup onu inatla alnından öpmek isteyen Sarp'tan kurtulmaya çalışan Çağlar, gayet gülünç bir duruma düşmüştü.

"Anla artık Çağlar, öpmeden bırakmayacağım." Sarp'ın sırıtarak söylediği şeylerin üstüne gözleri kocaman olan Çağlar dokunsam ağlayacak gibi duruyordu. Onun yerinde olmak istemezdim, her ne kadar kendimi gülmemek için sıksam da dudaklarımdan birkaç saçma ses dökülmesine engel olamadım.

"Komutanım beni bu sapık heriften kurtaracağınıza gülüyorsunuz ya," dedikten sonra kısa bir es veren Çağlar cümlesini çok bekletmeden tamamladı, "Size de yazıklar olsun!" İşte bu sefer gerçek bir kahkaha patlattım. Haklıydı ama bundan bana neydi?

Daha fazla Çağlar'ın içine düştüğü bu durumda çırpınmasına içim el vermedi ama direkt bırakmak da istemedim. Gülümseyerek kollarımı göğsümde birleştirdim, "Çağlar bırak da öpsün bir kez alnından, ne olacak sanki, ırzına mı geçecek?" dedim. Benim söylediklerimle daha da çok gülen tim ile Çağlar'a biraz üzülmüş olabilirim ama umurumda mı? Pek sanmıyorum.

Kenardan lafa atılan Yiğit abi, "Bak Çağlar, komutanım doğru söylüyor. Bırak bir kere öpsün de kurtul aslanım." diyerek Çağlar'ı gazlamaktan geri kalmadı. Çağlar birkaç saniye daha çırpındıktan sonra ellerini teslim olurmuş gibi havaya kaldırdı.

Çağlar, "Tamam, yap şunu." dedikten hemen sonra gözlerini sımsıkı yumarak beklemeye başladığında bu olayın en gülünç noktasındaydık sanırsam. Sanki gerçekten namusuna el uzatılıyormuş gibi yapması bizi bizden alıyordu...

Sarp Çağlar'ı alnından öpüp bıraktığında o da pişmiş kelle gibi sırıtmaktan geri kalmıyordu.

"Ne demişler Çağlar'ım? İlişkideki ilk öpücükte dudaktan öpersen o ilişkinin ömrü tek gecelik, alından öpersen ömürlük olurmuş..."

Bizim güleç yüzlerimizin aksine bir anda ifadesi sertleşen Çağlar'ı gördüğümde Sarp'ı uyarma gereği duymuştum.

"Sarp, kaç." dedim, şayet kaçmazsa artık Çağlar'ı tutabileceği elleri, alnından öpebileceği dudakları olmayabilirdi. Sarp'ı sertçe itip üstüne üstüne yürümeye başlayan Çağlar ile bu tezim doğrulanmış oldu.

Vatan Çiçeği जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें