~25~

495 59 59
                                    

Okurken oylarsanız sevinirim, iyi okumalar
---
Beraber yanlarına gittiğimizde Minho sadece bana bakıyordu. Onun gözleride benim gibiydi. Yine de küçük kardeşini güldürmeye ve oynatmaya çalışıyordu.

"Seoyeon!"

"Minnie!"

Minnie, Seoyeon'u gördüğü anda masanın önüne geldi ve birbirlerine sarıldılar. Onlara bakıp gülümsedim ve Minho'nun karşısına oturdum.

Şu an burada olmak beni çok rahatsız ederken, onu görmek içimi yumuşacık yapıyordu. Kendine hakim ol Jisung. O seni aldattı.

"Prensim ben senin prensesinim ya Minnie de benim prensesim."

Dediğine güldüm. Sinek şahısı da gülmüştü.

"Öyle mi prensesim?"

"Öyle abi"

Birbirlerine sarılmayı bıraktılar ve Minnie sineğin, Seoyeon da benim yanıma oturdu. Seoyeon bana sarıldı.

"Aaa neden sarıldın bana Prensesim. Arkadaşınla oyna hadi. Bak şurada oyun parkı var. Siz biraz oynayın sonra senin prensesinin pastasını keseriz. Değil mi Minnie?"

"Evet Jisung Abi. Hadi Seoyeon gidelim"

"Tamam gidelim"

Beraber bizim yanımızdan ayrılıp parka gittiler. Biz sadece Minho'yla bakışıyorduk. Bir süre sonra dayanamadım ve gözlerimi kaçırdım.

"Jisung gözünü seveyim bir dinle sevdiğim, tek sevdiğim nolur"

"Ya ne anlatacaksın ya!"

Gözlerim dolmuştu, engelleyemiyordum.

"Dahyun benim kuzenim ve bizden 3 yaş küçük. Biz onunla beraber büyüdük. Aynı bakıcı, aynı okullar, aynı ev... Biz onunla kardeş gibiyiz. Valla o benim sevgilim değil. Nolur affet be güzelim"

Sabahtan beri şu lafı duymak için çıldırıyordum ama o bilmiyordu tabi.

Gözlerimde bir karışıklık vardı. Birden dayanamadım ve yüzüne bir yumruk geçirdim.

"Şerefsiz! Neden daha önce söylemedin? Ben gece ne kadar ağladım biliyor musun sen? Bilmiyorsun tabi! Ben kendimi yedim, bitirdim. Tabi sen o sırada ne yapıyordun? Keyif sürüyorsundur!"

Ağladığı belliydi. Tek amacım onu süründürmekti. Neden başta gevelemek yerine demedi ki?

Bir süre durduk sonra o;

Yana düşmüştü başını dikleştirdi. Hala havada yumruk duran elime baktı ilk. Sonra da ağlayan gözlerime. Yumruğumu ellerinin arasına aldı.

"Güzelim çok özür dilerim. Saçma saçma konuştum. Senin son yazdıklarından sonra ben yazdım ama beni engellemiştin. Başta çok dalgaya vurdum."

Gözlerindeki yaşlara baktım.

"Beni affetmemekte haklısın ama ben sadece özür dilemek istiyorum. Nolur affet beni."

Bir ellerimize bir gözlerime bakan gözlerini en son gözlerimde bitirdi. Çünkü o sırada çocuklar gelmişti

"Kedicik artık pastamı keselimmm"

Minho ile ellerimizi ayırdık ve Minho başını Minnie'ye çevirdi.

"Keseriz şekercik sen otur ben pastayı alıp geliyorum"

"Abi sen ağladın mı?"

"Prensim sen ağladın mı?"

Geldiğinde yanıma oturan Seoyeon, ve Minnie aynı anda konuştu. (İlkokul hocam ağlıyor. Bize hep derdi , ve ve kelimesi yan yana olmaz diye ama benim bu iki kelimeyi ayırmam gerekiyor)

Promise The Old // Minsung ✔Where stories live. Discover now