{19}

724 62 21
                                    

🪶🪶🪶
Yağmur yağıyordu.

Duvarlar pislik içindeydi, her yer rutubet kokuyordu ve bu hastalıklı odadan dışarısını görmeyi sağlayan tek pencere, kalın parmaklıklarla örtülüydü.

Yine de gökyüzü oradaydı işte.

Ve yağmur yağıyordu.

Sanki hava onlara ağlıyordu.

Saat henüz altıydı, mevsimlerden yazdı ve güneş kendini çoktan göstermeye başlamıştı.

Ve yalnızca biri hariç, o dört duvarın arasında yaşayan herkes uyuyordu.

Ateş Atabeyli cenin pozisyonunu aldığı duvar kenarında, odadaki tek sesi çıkartan monitörlere bakıyordu. Her monitör farklı bir yeri gösteriyordu.

Ne varki Ateş'in gözleri de yalnızca tek bir yerde, tek bir kişiye bakıyordu.

Olması gereken yere.

Atabeylilerin yaşadığı evin bahçesine.

Ve saatin henüz erken olmasına rağmen çimenlerin üzerine oturmuş kitap okuyan ablasına.

Ateş Atabeyli, Atabeyli ailesinin son doğan çocuğuydu. Ana rahmine ilk düşen fakat dünyaya son gözlerini açandı o.

12 yaşındaydı evet. Ama ne yazık ki doğduğu andan beri burada mahsurdu. Anne, babası ve tabi ki her daim yanında olan 2 kardeşiyle beraber.

Toprak ve Rüzgar onun her zaman sahip olduğu yegane dostlarıydı.

Onlar birdi ve hepte öyle kalacaklardı.

Üçüzler bu depoda hayata gözlerini açmışlar ve bu depoda büyümüşlerdi. Duvardaki demir parmaklıklar dışında dışarıyı görebildikleri tek şey bu monitörlerdi.

Fakat o da onlara işkence etmek için oradaydı.

Belirli mekanlardaki kameralara bağlı olan monitörler yalnızca ailesindeki kişilerin sürekli gidip geldiği yerleri gösteriyordu.

Atabeyliler'in evini.

Abileri ve ablasının iş yerlerini.

Ilgaz ve Aren'in okulunu.

Ve de ablasının arkadaşlarıyla yaşadığı evini.

Ateş'in gözleri ablasının olduğu monitördeyken elini ona doğru uzatıp gülümsedi.

Ablası zekiydi. Onların hayatta olduğunu biliyordu ve Ateş inanıyordu ki; ablası onları bulacaktı.

Yalnızca biraz daha zaman gerekiyordu.

"Hey, günaydın!" Kurulu bir saat gibi her zaman aynı saatte uyanan Rüzgar, doğrulduğu yatakta etrafına bakınırken kardeşini görmüştü. Gözlerini ovuşturup üzerindeki yatak örtüsünü sıyırdı ve ayaklarını yere doğru sallandırdı.

"Günaydın." Ateş gözlerini ablasının görüntüsünden alıp kardeşine çevirirken onun uyku mahmuru hâline sırıtmıştı.

Rüzgar, ayaklarını soğuk zemine basıp ayağa kalktı ve kardeşinin yanına doğru adımlayarak yanına oturdu.

"Ne yapıyorsun?" Başını Ateş'in omzuna yaslayıp gözlerini karşısına çevirdiğinde o an monitörleri gördü. Gözleri ablasını buldu.

"Ablamızı düşünüyorum," derken kardeşinin kafasına kafasını dayadı Ateş. Derin bir iç çekti, göğsü sıkıntıyla şişti. "Bizi ne zaman buradan çıkarmaya geleceğini düşünüyorum."

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Dec 25, 2023 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

𝓢𝓲𝓶𝓲𝓷 𝓐𝓻𝓬𝓪Où les histoires vivent. Découvrez maintenant