_ON ÜÇ_

6 4 0
                                    

Kapının yanındaki zile uzanan elinin titrediğini fark ederek duraksadı Semih.  Bunu gerçekten yaptığına inanamıyordu hala. Hiçbir şeyi umursamayacak kadar, herşeyi riske atacak kadar nasıl gözü dönmüştü böyle. Derin bir nefes alıp koyu granit merdiven basamağına oturdu. Eğer bunu yapacaksa sakinleşmesi gerekiyordu. Tahir gibi bir adamın kucağına heyecandan titreyen bir ergen gibi atamazdı kendini. Herşeye rağmen korumak istediği bir gururu vardı. Bu ilişkide eşit şartlarda olmaya ihtiyacı vardı. 

Kollarını dizlerine dayayıp başını ellerinin arasına alırken bezgince, sessiz bir kahkaha koptu boğazından. Kendi kendine söylediği şey kulağa öyle saçma geliyordu ki gülmeden edememişti. Tahir ve O'nun arasında bir ilişki olması kendi başına yeterince komik değilmiş gibi bir de bu ilişkide kimin baskın olacağından endişeleniyordu utanmadan. İlk defa Emre'nin alaylarının haklı bir tarafı olabileceğini geçirdi aklından. Daha bu sabah adama bunun tamamen fiziksel bir ihtiyacı gidermekten ibaret, yapıp kurtulmaları gereken bir şey olduğunu söylerken ne kadar da kendinden emindi oysa. Şu halini görse götüyle gülerdi Semih'e şüphesi yoktu. 

Kararlılıkla ayağa kalkarken keendi kendini azarlamayı ihmal etmedi içinden. Madem bir şeye bulaşmıştı o zaman hakkını verecek alabileceği her şeyi alacaktı ondan. Bu deneyimden karlı çıkanın kendisi olduğundan emin olacaktı bir kere. Üzerindeki  açık renk ince kazağın yakasını düzeltip elini evden çıkmadan önce muntazaman şekillendirdiği ancak son bir kaç dakikadır yaşadığı anksiyete krizinden sağ çıkamayan dağınık saçlarına götürerek düzeltmeye çalıştı. Bütün gün o kadar heyecanlı olmasa belki berbere gitmeyi akıl edebilirdi. Saçları fazla uzamış açık kumral  tutamlar halinde alnına ve ensesine dökülüyordu. İşe yaramayacağını bilse de son bir kez parmakları ile geriye tarayarak düşünmeden zile bastı. Köprüden önceki son çıkışı bilerek hızla geçmiş korkup geri dönme ihtimalini ortadan kaldırmak istemişti. Ellerinin durmaksızın titrediğini fark ederek hızla açık mavi kotunun ceplerine sakladı. En korktuğu şeyin onun karşısında küçük bir çocuk gibi görünmek olduğunu fark etmek sinirlerini bozmuştu. 

Zilin çalmasından yaklaşık bir dakika geçmişti ki kapı ardına kadar açıldı.  Üzerinde belinden düşmek üzereymiş gibi duran siyah bir eşofman altı ile karşısında duran Tahir'i görünce buğazının kuruduğunu hissetti Semih. Çıplak üst bedeni duştan aceleyle çıktığını kanıtlarcasına hala nemliydi. simsiyah saçlarının uçlarında toplanıp şakağından boynuna doğru süzülen damlalardan gözünü alamadı bir an için. Heyecanını bastırmak için bakışlarını kaçırarak genzini temizledi. 

"Erken mi geldim?"

"Hayır."

Nefes nefese gibi çıkan sesi ile bakışları tekrar yüzüne döndü. O'nun da kendisi gibi heyecanlı olduğunu görmek biraz rahatlatmıştı. İçeri geçmesi için önünden çekildiğinde bir anlık duraksamanın ardından içeri adım attı. Yanından geçerken aldığı şampuan kokusu hoşuna gitti. Evine ilk gelişiydi. Daha önce birşey almak için abisi ile kapıya geldikleri olmuştu ama hiç yukarı çıkmamış arabada beklemişti. Agresif tavırlarını ve delici bakışlarından kendisinden hoşlanmadığı anlamını çıkardığı için suç Semih'de değildi ne de olsa.  Koyu gri rahat görünümlü bir köşe takımı ve dev bir televizyonun olduğu salona doğru ilerledi. Açık mutfaktan taze kahve kokusu geliyor ve balkona açılan boydan boya cam  kapılardan batmakta olan güneşin kızıl ışıkları içeriye yansıyordu.  Ne yapacağını bilemeyerek açık balkon kapılarına doğru ilerleyip enfes deniz manzarasına bakıyormuş gibi yaptı Semih.

 Antalya'ya taşındığından beri onu en çok mutlu eden şey buydu belki de. Abisi ile yaşadığı evin de deniz manzarası muhteşemdi ve o manzaraya karşı oturup saatlerini geçirmekten hiç sıkılmayacağını düşünüyordu Semih. Oysa abisi farkına bile varmıyordu çoşu zaman. İnsan uzun süre maruz kalınca duyarsızlaşıyordu belki de böylesi bir güzelliğe bile. Tahir'in de bu manzaranın farkına bile varmadan burada yaşayıp yaşamadığını merak etti bir an için. Balkonda denize karşı konumlandırılmış rahat görünümlü bir şezlong vardı ama kullanıp kullanmadığından emin olamadı. 

Bana Biraz Renk Ver    (bxb)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن