_ON DÖRT_

7 3 0
                                    

Zaman kavramını yitirmiş gibiydi Semih. Tek hissedebildiği vücudunun her yerinde gezinen dudakları ve elleriydi. Yatağın ortasınabıraktıktan sonra hiç vakit kaybetmeden yanına uzanmış sanki bir an için durursa kaçıverecekmiş gibi arzuyla kesintisiz okşayıp öpüyordu Tahir tüm bedenini. Bu saatten sonra vaz geçmek gibi bir niyeti elbette yoktu. Hayatı boyunca hiçbir sevişme sırasında hissetmediği hazzı şaşkınlık ve büyük bir açlıkla kabul ediyordu vücudu. Eksik bir parça yerine oturmuş gibi her şey kusursuzdu bu kez. 

Dudakları karnının alt kısmına öpücükler kondurduğu sırada kot pantolonunun düğmelerinin açıldığını hissetti. Özgürlüğüne kavuşmak için can atan aleti hazzın heyecanından nabız gibi atıyordu. Pantolonu iç çamaşırı ile birlikte aşağı çekerken kıçını yataktan kaldırıp yardımcı oldu hareketine. Çırıl çıplak savunmasız halde önünde yatarken durup izledi Tahir. Yatağın iki yanında açık duran abajurların sıcak ışığı yüzüne yansıyor gözlerindeki açık hayranlık Semih'in nefesini kesiyordu. Elini çoktan sertleşmiş olan aletine attıp boydan boya okşarken gözlerindeki hiçbir ifadeyi kaçırmamak için bakışlarını birbirine kitlemişti. Sıcak elin aletinde yarattığı hazzı şaşkınlıkla karışık bir minnetle karşılayan Semih'in ıslak dudakları aralanırken sessiz bir inleme koptu boğazından. Daha şimdiden sınıra varmış gibi hissediyordu kendini. 

Bakışlarını sonunda ondan kaçırıp sırt üstü yattığı yerden tavanı seyrederek kendini sakinleştirmeyi denedi. Daha hiçbir şey başlamadan zirveyi gören bir ergen olmak istemiyordu onun gözünde. Bunun neden bu kadar önemli olduğunu düşünmeye vakti yoktu neyse ki. Aletindeki sıcak parmaklar çekilmeden daha yakıcı bir hisle kıvrıldı beli haz içinde. Önce aletinin başına değen sıcak nefesini hissetti. Gözleri şaşkınlıkla açılıp hedefini bulduğu sırada az önce dudaklarını talan eden enfes dudakları sarmıştı etrafını. Eli istemsizce uzanıp hala hafifçe nemli olan saçlarını bulduğunda ne yapmaya çalıştığından kendisi de emin değildi aslında. Acı çeker bir inleme halinde dudaklarından dökülen ismini söyleyebilmişti sadece. Haz o kadar fazlaydı ki tüm hücreleri buna isyan ediyor gibiydi adeta. Aletinin güzel ağzının içerisinde bir görünüp bir kayboluşunu hipnotize olmuş gibi izledi. 

Tahir'in keskin bakışları aniden bakışları ile buluşup yüzündeki haz ifadesi yerini bir şaşkınlığa bıraktığında neyi kaçırdığını anlayamadı bir an için. Ağzında kendi aleti gözlerinin içine bakarken göğsünden kopup gelen bir kükremeyi andıran inlemesi o geceyi  hatırlattı Semih'e bir kere daha. O gün de tam şuan olduğu gibi gözlerinin içine bakarak kükrer gibi inlemişti zirveye tırmanırken. Kara gözlerinin derinliklerinde gördüğü bir şey içini titretirken şaşkınlıkla kendi yüzündeki ıslaklığın farkına vardı. Yeni bir huy falan mıydı bu gözyaşı meselesi? Herhangi bir konuda uzun uzadıya düşünemeyecek durumda olduğundan bunu da sonra açılmak üzere zihninin gerisindeki kapalı kutuya kaldırarak Tahir'e uzandı bir kere daha. Onu yukarı çekip kendi tadını taşıyan dudaklarına kapandığı sırada uzun zamandır nefes alamıyormuş da ciğerlerini ilk kez havayla doldurabilmiş gibi bir rahatlama hissetti en derinlerinde. 

Tatlı bir hasret hissi başlayan öpüşü  git gide sertleşirken yarım tur yuvarlanarak bu kez üstüne çıkmayı başardı. Bacakları iki yana açık ve sertleşmiş erkekliği dimdik aralarında dururken öylece baktı bir an altında yatan adama. Onun gözlerinde gördüğü haz kendi aletine bir elektrik akımı gibi iletiliyordu adeta. Aralarındaki tek engel olan ince eşofmanı belinden sıyırırken onun az önce aynısını kendisine yaparkenki hareketlerini taklit etmeyi denedi. Bakışlarını bakışlarından bir an için bile çekmeden hareketi tamamlamak istemişti ancak sınırlarından kurtulan aleti tüm heybeti ve güzelliği ile ortaya çıktığında planladığı herşey buhar olup uçmuştu aklından. Günler önce gördüğü o manzaradan beri ateşli ergen rüyalarının baş rolü olmuştu karşısında duran şey. 

Bana Biraz Renk Ver    (bxb)Where stories live. Discover now