8.Bölümm

1.4K 39 3
                                    


*******

Mahkum muydum evet mahkumdum.
Değişik bir mahkumiyetti benim ki anlam veremiyordum hem artık zorlanıyordum da.

Peki ne kadar hayatıma müdahale edebiliyordum.

Hiç!

Evet elim ayağım bağlı değildi ama özgürlüğümde  yoktu.

Abimi dahi  göremiyordum.

En çok onun sesini duymak onun benim yanımda beni korumasını, bedenen yanımda olmasa da ruhen yanımda hissettiğim adam abim...

Uyanalı neredeyse yarım saat olmuştu.

Dün...

Dün  geceyi hatırlamak dahi istemiyordum.

Salonda boş boş oturuyordum. Okulum bile yarım kalmıştı.
Dertlerimin hangisine yanacaktım onu da bilmiyordum ki.

Şuan Esma olsaydı çok eğlenirdik mesela. Esmayı da abimi de çok özlemiştim. Bensiz nasıllardı, abim beni merak etmiş midir ?

Bana ulaşamayınca Esma'ya ulaşmıştır o

Esma da bir şeyler kıvırmıştır canım arkadaşım. Biz birbirimize merhem olmuştuk.  Dosttan öteydik onunla...
Onun annesi evden kovduğunda çok mücadele etmiş belli yerlere gelebilmek için...

Yurttan çıkışımı yapıp yurda yatıracağım parayı da babama göndermek için Esma'nın yanına yerleşmiştim. Yani bir nevi o da bana sahip çıkmıştı.

Hatta bir gece uyku ikimizide tutmamıştı.
Elimize tarakları alıp yatağın üzerine çıkmış gece yarısı bağırarak şarkı söylemiştik tabi bütün apartman uyanmıştı ve bizi yöneticiye şikayet etmişti zor ikna etmiştik.

Aklıma gelince yüzümde tebessüm ettirmiştir. Ne günlerdi be diyordum ev hallerimizi bile özlemiştim.

Kapı çaldığında aklımdaki düşünceler uçup gitti.  Ayaklanıp kapıya doğru adımladığımda hiç bekletmeden açtım.
Kapıyı açtığımda:

"Merhaba Sera hanım ben Yiğit kıyafetleri nereye koyalım?"

" Memnun oldum Fırat beyin karşısındaki odaya koyun lütfen"

Onların hiçbirini giymeyecektim ama salonda gözümün önünde olsunda istemiyordum nereye konulduğunun pekte önemi yoktu benim için o yüzünden odaya göstermiştim.

Fırat evde yoktu. Belli ki sabah erkenden çıkmıştı.

Çokta umrumdaydı sanki o olaydan sonra bende yüzünü görmek istemiyordum.

İyi olmuştu benim için.

Öğle yemeği için kendime bir kaç bir şey hazırlamak için mutfağa girdim. Buzdolabını açtığımda köfte patates yapmak için malzemeleri çıkardım. Birde yanına çorba yaptım mı tamamdı.
Buzdolabının kapağını kapattığımda Fırat'ı mutfağa girerken  gördüm hiç görmemiş gibi yapıp patatesleri soymaya başladım.

"Ne yapıyorsun"

"Yemek"

"Sera sabrımla oynama."

"Ne dediğini anlamıyorum biraz açık olur musun?"

Üçüncü patatesi de soyup tabağa koyarken yanıma geldi.

"Onu görüyorum hazırlanman gerekirken neden buradasın."

"Haaa onu mu diyorsun gitmekten vazgeçtim."

Kafamı çevirdiğimde ellerini yumruk yapıp sıktığını gördüm umursamadım.

MAVİ GECE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin