21.Bölümm

516 18 0
                                    


"Son kez olur bazı şeyler, kimse anlamaz. Son defa geçilir bir yoldan.
Son defa görülür bir yüz.
Son defa duyulur bir ses son defa sevilir biri..."

*******

İnsan hiç ölmeden ölür müydü?

Ölürdü.

Sevdiklerini toprağa teslim edeceğini bilmek ölümden betermiş yaşayınca anlıyor insan.

Buz gibi,

Kimsenin kimseye yakıştıramadığı iki hece bir kelime...

Ölüm!

Esmam...

O benim tek sırdaşım tek yoldaşımdı.
Ben sevgiyi onda görmüştüm , başımı o okşamış, o bana kendimi tanıtmıştı.

Ölüm ona hiç yakışmamıştı...

Ne onun aileden yüzü gülmüştü ne de benim.
Biz birbirimizin ailesi olmuştuk.

İnsan hiç ailesinden kopar mıydı?

Koparmış.

Abimden ayırmazdım, yeri geldiğinde bir baba gibi kızar yeri geldiğinde bir anne gibi kanatlarının altına alırdı. Hatamı yüzüme vurmadan çözüm arayan tek kişiydi.

Şimdiden özlemiştim o samimiyetini o sevecenliğini o yerinde duramayan hallerini...

Sarılacaktık halbuki biz böyle bir veda ne onun için adildi ne de benim için...

Babasını ve annesi ayrıldıkları için anneannesi bakmış ona iki tarafta tekrar evlenmiş başkalarıyla, Esmayı benim biricik kardeşimi silmişlerdi.
O da anneannesine yük olmamak için reşit olduğunda iş bulup çalışmaya başlamış.
Çok geçmeden anneannesi vefat etmiş teyzeleri dayıları evden kovmuşlar. Hep şey derdi "En ağırıma giden şey; annen bile bakmamış bir kere başını okşamamış biz mi bakacağız" demişler akrabaları.
Esmam en çok buna kırılmış. O gün çıkmış o evden zaten ondan sonra her şey değişmiş.
İş bulmuş ev tutmuş kendine bir düzen oturtmuştu. Hem okuyup hem çalışıyormuş.
Öyle yaşayıp giderken üniversite girişinde ağlak bir kızla karşılatığını anlatırdı.
Sanki herşeyi tükenmiş gibi o kız bendim. Bana elini uzatmış evine almıştı.
Bana iş bulmuş hem okul hem iş geçinip gidiyorduk. Bazen çıkış yolu bulamadığımda çalardım kapısını derman olurdu bana
Gece gök gürültüsünden korktuğumda yastığımı alır paytak paytak yürüyüp yanına kıvrılırdım.
Hemen beni sarar sarmalardı bazen bana masal bile anlatırdı onun deyimiyle çok komik olurdu. Gülmekten uyuyamazdım.

Şimdi ise karşımda soğuk taşın üzerinde yatıyordu. Teni buz gibiydi. Saçları birbirine karışmış çok dağılmıştı.
Halbuki o saçlarını taramadan değil dışarı sokağa bile çıkmazdı.

Ama ben ona masal anlatamıyordum. Onun en sevdiği saçlarını tarayamıyordum.
Utanıyordum yüzüm yoktu.

Özür dilerim kardeşim...

Özür dilerim yoldaşım...

Özür dilerim sırdaşım...

Özür dilerim tek akrabam...

Seni hep seveceğim seni asla unutmayacağım...

Kan bağı olmayan tek akrabam...

Düşünüyorum düşünüyorum ama bir neden bulamıyorum. Ölümüne  ben  sebep olmuştum.

Nedeni beni ziyarete geldiği için ölmüştü.

Nedeni yoktu.

Nedensiz ölmüştü benim kardeşim.

MAVİ GECE Where stories live. Discover now