buz dağları

930 92 19
                                    

Beklenen bölümü geciktirmek bana yakışmaz. Seviliyorsunuz.




"Dolunay bak beni dinle. Ben bir şey demedim. "

"Ne dedin sen az önce bana? "

Güneş kendisine yavaş yavaş yaklaşan ve artık ciddi bir tehdit oluşturan kıza korkuyla bakıyordu. Ellerini sakin ol der gibi önünde tutuyordu.
Dolunay'ın korkutucu sırıtması yok olmuş yerini daha korkutucu çatık kaşları almıştı.

Ağır adımlarla yaklaşırken bir anda koşmaya başladı. Güneş dış kapıya doğru cırlayarak kaçarken Dolunay onu yakaladı.
Güneş ona arkası dönük kapı kolunu tutuyordu. 'Allahım lütfen. Henüz ölemem daha mezun olmadım. ' diye içinden sayıklayan Güneş. Ensesinde nefesini hissettiği kıza döndü yavaşça. Gözlerinde korku ve telaşla bakıyordu. Dolunay'ın ise çatık kaşları ve tehditkar bakışları ile onu süzüyordu.

Güneş fena sıçmıştı.

---

"Lütfen... " dedi Güneş kısık çıkan sesi ile. Derin nefesler alıyordu. Çırpınışlarından dolayı yorgun düşmüştü biraz. Nefesleri arasından inledi hafifçe. Göğsü inip kalkıyordu.

"LÜTFEN YAPMA. İNSANLIK SUÇU BU?! " diye bağırdı bir anda. Dolunay elinde buz gibi bir cam kola şişesi vardı. Buzlukta tuttuğu şişelerinden...

Dolunay, Güneş'i mutfak sandaylerinden birine bağlamıştı. Aleda'nın spor atletlerinden biri koltukta duruyordu. Onu kaptığı gibi sandalyeye bağlamıştı Güneş'i.
Dolunay sporculuğun verdiği bir kuvvetle Güneş'i tekde kaldırıp bir iki dakika boğuşmanın ardından bağlamıştı onu.

Şimdi ise pantolunu açmıştı. Karşısında oturmuş kendi bacakları ile Güneş'in bacaklarını kapatmaması için engelliyordu. Elindeki buz gibi şişeyi sweatini hafif kaldırmış göbeğine deydirdi Güneş'in. Güneş soğukşa irkilip inledi. Duyan net can çekişiyor sanırdı(!).

"-Size öyle laflar ettiğim için özür dilerim imparotiçem- de" dedi Dolunay eğlenen ama sert bir ses tonuyla.
Güneş derin nefesler arasından kaşlarını çattı.

"Hayatta demem öyle... Bişey sana! " dedi çıkışarak. Dolunay bu cüretkarlığa kaşlarını kaldırdı. Omuzlarını silkti.

"Sen bilirsin. " dedi ve şişeyi yavşça sürterek aşağıya doru indirdi. Güneş belini dikleştirip inledi tekrar. İçi titriyordu soğuktan. Cidden buz gibiydi şişe hakkını veriyordu.
Dolunay bu manzara karşısında ğazının suyunu akıtmamak için zor tutuyordu kendini. Bu kadar ateşli olacağını düşünmemişti.
Ama hayır odağını kaybedemezsin Dolunay! Sana ne dediğini hatırla!

"TAMAM BEKLE. " dedi Güneş aniden nefesleri arasından. Dolunay sesle durdu şişeyi geri çekti.
Güneş şişeyle temasının kesilmesi ile niraz daha kendine gelimişti. Arkada bağlanmış elleri ile aşağıdan baygın gözlerle Dolunay'a baktı. Dolunay bu bakışa yutkundu.
Utanmadan kızı donuna kadar soymuştu resmen. Ayrıca mor donunuda görüyordu o ayrıydı tabii.

"Şöylicem... Bekle... "

"Evet, seni dinliyorum. "
Güneş yüzüne dik dik bakıp yutkundu.

"Size... Öyle laflar söylediğim için... Ö-özür dilerim... "
dedi ve durdu. Dolunay devam etmesi için eliyle işaret yaptı ona.

"Özür dilerim.. HAMAM BÖCEĞİM! " diye bağırdı Güneş bir anda. Dolunay aniden bağırma ile şaşırıp geri çekildi. Güneş kahkahayı patlattı o sırada. Her yeri bağlıydı ama hala katıla katıla gülebildiği için sandalyeyle sarsılıyordu.
Dolunay onun bu tipine bakıp hahladı.
'Şu haline bak hala bana kafa tutuyor. ' dedi içinden.
Ve tekrar öne eğildi.

Kod Adı: Yurt  GxGWhere stories live. Discover now