Final

263 32 9
                                    

Sonunda o gün gelmişti. Her iki tarafın aileleri ve arkadaşları büyük bir mutluluk ile birbirleri ile sohbet ederken bir yandan da arka planda çalan sakin müzik ile keyiflerine bakıyorlardı. Bachira'nın o gün için özenle seçtiği tatlılar ve içecekler misafirlere ikram edilirken İsagi avuç içlerinin terlediğini fark etmiş, üzerindeki beyaz takım elbiseyi kirletmemek adına Kunigami'nin ona bir süre önce getirmiş olduğu mendile uzandı.

"Gergin gibisin," Dedi turuncu saçlı alfa sırıtırken. Dalga geçer bir hali yoktu, keyfinin oldukça yerinde olduğu belliydi. "Su ister misin, hemen getirebilirim."

"Ah, teşekkürler Kunigami ama gerek yok." İsagi arkadaşına büyükçe gülümseyerek avuçlarını hafif dokunuşlar ile silmeye başladı. "Bu iyi türden bir gerginlik, anlarsın ya?"

"Seni kıskanmıyor değilim. Sendeki cesaret bende olsaydı şu anda muhtemelen Hyoma ile çocuklarımıza ad bulmaya çalışıyor olurduk." Turuncu gözler biraz ötede duran kırmızı saçlı omega'ya döndüğünde İsagi gülmeden edemedi.

"Eminim kısa bir süre sonra sizin de birlikte oluşunuza şahitlik edeceğiz Kunigami."

"Umarım." Turuncu saçlı alfa ağır adımlarla çok yüksek olmayan platformdan indikten sonra bahsedilen omegaya doğru ilerlemeye başlamıştı. İsagi sadece arkadaşının gidişini gülmseyerek izlemekle yetindi.

"İlk evlenenin ben olacağımı düşünürdüm hep." Bıkkın ses tonu ile şaka amaçlı mavi gözlü alfayı dirseği ile ittiren Reo, Kunigami'nin omegası ile diğerlerini karşılamasını somurtarak izledi. "Benim sıram ne zaman gelecek sence?"

"Belki de senin adını bile hatırlamayan idolün peşini bıraktığında sen de doğru kişiyi bulabilirsin."

"Dalga geçmeyi kes, sözlerin cidden can yakıyor bazen." Kollarını göğüs hizasında bağladıktan sonra kaşlarını çattı Reo. "Hem adımı biliyor bir kere, onun boşuna sponsoru değilim ya?"

"Gece nasıl rahat uyuyorsan..."

Arkadaşı belli ki son sözünü ciddiye almamış olacak ki büyükçe sırıtarak mavi gözlü alfanın üzerini düzeltmeye başladı. "İlk senin gittiğine inanmıyorum, çok hızlı büyüyorsun."

"Annem bile bu kadar duygulanmamıştı." Ceketini anlamsızca düzeltmeye çalışan elleri nihayet durdurmayı başarabildiğinde oda içerisinde aniden çalmaya başlayan müzik ile duraksadı. Yanında hala ona sırıtmakta olan oğlana dönerek nefessiz bir tonda konuştu. "Zaman cidden geldi mi?"

"Aşk böceğine kavuşacaksın, ne bu ifade? Gülümse biraz, gülümse!" Mor saçlı beta karşısındaki oğlanın yanaklarına hafifçe vurduktan sonra hızlıca platformdan indi. Baş parmaklarını kaldırarak büyükçe sırıtarak konukların arasındaki yerini aldı sakince.

İşte orada, tek başına, kırmızı halının ucundaki platformda beklemeye başladı. Odada yankılanan müziğin her ritmi hızlandığında kalbi şarkı söylermişcesine ona uyuyor gibiydi. Ellerinin yeniden terlediğini fark ettiğinde bu sefer umursamadan beyaz pantolonuna sürttü, titrek ve derin bir nefes alarak küçük kuzenlerinden birinin büyük kapının ardından, büyük bir ihtimalle yeni alınmış olan, elbisesini büyük bir mutlulukla sergileyerek elindeki sepette bulunan gül yapraklarını yere serpişini izledi. Zaman sanki durmuş gibiydi, sahi, cidden durmuş muydu yoksa?

Kapı aralanmaya başladığında alfa sertçe dilini ısırdı. Bu gün için yaptıkları onca provaya rağmen hala gergin hissetmeden edemedi. Odada bulunan insanların mutlu bakışları onu rahatlatmaya yetmiyordu.

Şarkı nihayet doğru ritme girdiği anda o görüldü, normal şartlar altında bakımsız ve dağınık olan saçları bu sefer olabildiğince toplu bir hale getirilmişti. Yüzündeki hafif makyaj ve o gün için özel olarak seçilmiş olan takımı ile bir melekten farksızdı omega İsagi için.

Flower Boy 꽃소년 'BachiSagi, ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin