Onu öldür • 15

4.8K 410 199
                                    

Ateş sabah uyandığında elini yüzünü yıkadı, kıyafetlerini değiştirdi, aşağıya indi ve masanın üzerine yayılmış olan kağıtlara baktı. Kuzey etrafta gözükmüyordu ama masanın köşesinde duran ılık kahve fincanı Kuzey'in uyanık olduğunu kanıtlıyordu. "Avukat Bey." diye hafifçe sesini yükseltti Ateş.

Bu sırada Kuzey elindeki tavayla gülümseyerek mutfak kapısında gözüktü. "Günaydın, menemen yaptım. Yersin değil mi?"

Ateş dudaklarını birbirine bastırıp birkaç saniye sessizliğini koruduktan sonra kafasını salladı. "Yerim."

"Gerçekten mi?" Kuzey şaşırmıştı. "Reddedeceğini düşündüğüm için kendimi üzüyordum kaç dakikadır."

"İşte bu yüzden reddedemiyorum." diye fısıldadı Ateş onun duyamayacağı bir şekilde. Sonrasında mutfağa geçip masanın üzerine baktı. İki büyük bardak portakal suyu, zeytin, peynir, somun ekmek ve dumanı tüten menemen. "Harika gözüküyor."

"Biliyorum, prensip meselesi olarak başka birinin yaptığı hiçbir şeyi yemiyor ve içmiyorsun. Nedenini her ne kadar çok merak etsem de sormayacağım, eğer yemek içinden gelmiyorsa alınmam. Kendini buna mecbur hissetme."

"6 yıl sonraki ilklerimi senin sayende yaşıyorum." diyerek sandalyeye oturdu Ateş ve ekmekten bir parça alıp menemene batırdı. "Soğanlı değil mi?"

"Elbette soğanlı, menemen soğanlı olur."

Ateş hafifçe gülümseyerek kafasını salladı. "En azından bu konuda aynı fikirdeyiz."

"Portakal suyu sıktım ama istersen çay da koyabilirim?"

"Yok, eline sağlık yeter bunlar. Otur sen de." diyerek ekmeği ağzına attı ve yedi. Tadı beklediğinden çok daha güzeldi. "Gece uyudun mu hiç?"

"Uyudum." diyerek portakal suyundan büyük bir yudum içte Kuzey. Ateş'in kendisine tek kaşını kaldırarak baktığımı görünce pes eder gibi nefes verdi. "İki saat."

"İki saat diyerek." Kafasını salladı Ateş. "Yeterli mi sence?"

"Uyuyamadım." Kuzey bir tane zeytin ağzına atıp gerisine yaslandı. "Ben de boş boş oturacağıma araştırma yapmak istedim."

"Bir şeyler çıktı mı?"

"Özgür ile çok yakın arkadaş olması dışında pek bir şey yok."

"Yani bu katilin insan ticareti yapan kişileri öldürdüğü kesinleşmiş oldu." diyerek menemene ekmek bandırdı Ateş. "Geri çekilmeyi düşünmüyor musun hâlâ?"

"Benim elimden yediğin ilk yemek menemen oldu, ne kadar romantik değil mi?" Kuzey güldü fakat Ateş'in ciddiyetle kendisine baktığını görünce Kuzey de ciddileşti. "Eğer geri çekilirsem burada kalmak için hiçbir sebebim kalmaz."

"Sebebin var." dedi Ateş kafasını hafifçe öne eğerken, gözleri ise Kuzey'in gözlerinde sabitti. "Ben. Benim avukatım olarak devam et, yanımda kal."

"Bence bunu ikimiz de istemeyiz."

"Seni bilmem ama ben isterim." diyerek omuzunu kaldırıp indirdi Ateş. "Harika bir avukatsın, çenen iyi laf yapıyor, inatçısın, korkusuzsun, cesaretlisin. Yanımda senin gibi birine ihtiyacım var."

"Başına bela açarım." diyerek güldü Kuzey hafifçe. "Benim için en iyisi her şeyi bırakıp yurt dışına çıkmak."

Ateş bir anda affalamıştı, yediği ekmek parçası boğazında durmuş gibi hissetti. Kuzey'in yüz ifadesini inceledi, ciddiydi.

Hiçbir şey yaşanmamış gibi arkasını dönüp gidecek miydi?

"Nasıl istersen." diyebildi sadece Ateş. Tüm yeme iştahı yok olduğunda ellerini birbirine çarparak ayağa kalktı. "Gidelim mi artık? İşlerim var benim."

hemofili , GAYDonde viven las historias. Descúbrelo ahora