Ateş yastıkları kenara çekti, sonra çarşafı çıkarttı ve bir top haline getirip kenara koydu. Yastıklar da ter olduğu için kılıflarını çıkarmıştı ki ikinci yastığın kılıfından yere küçük bir not kağıdı düşmüştü. Ateş en başta banyo kapısına baktı, sonra da yere tek dizinin üzerine çöküp kağıdı aldı ve katını açtı. Üzerinde bir adres yazılıydı. "Yine tehlikeli işler peşindesin Avukat Bey." diye fısıldadı Ateş. Kenardaki pantolonunun cebinden telefonunu alıp adresin fotoğrafını çektikten sonra kağıdı ikiye katlayıp komodinin üzerine koydu ve çıkardığı temiz çarşafı yatağa serdikten sonra temiz yastık kılıflarını da yastığa takıp yatağın üzerine attı. Sonrasında adımlarını banyoya çevirdi.
Kapıyı açıp büyük banyoya girdiğinde Kuzey'i gözleri kapalı bir şekilde duşun altında buldu. Ateş de ona eşlik etmek için suyun altına girmişti ki hızla geri çekilip birkaç saniyeliğine durmuş gibi hissettiği kalbine eline koydu ve içinde çok derin bir nefes çekti. "Kuzey bu su ne? Buz gibi."
"Üzgünüm, alışkanlık." diyerek musluk başlığını sıcak tarafa doğru hafifçe çevirdi. "Bu nasıl?"
"Sen hep böyle soğuk suyla mı yıkanıyorsun?" Ateş olduğu yerde duruyordu hâlâ, o suyun altına girmeye cesaret edemiyordu.
"Bedenim alışkın." diyerek hafifçe güldü Kuzey ve Ateş'in elinden tutup suyun altına çekti. "Ilık şimdi."
"Hâlâ çok soğuk." diyerek musluk başlığını daha fazla sıcak tarafa iteledi Ateş. "Zatürre mi olmak istiyorsun sen Kuzey? Nefes alamadım."
"Küçüklüğümden beri soğuk suyla yıkanırım, sokaklarda sıcak suyu bulmak pek mümkün değildi. Alışkanlık olarak kaldı sonra da, mesela şimdi tüm derim yanıyormuş gibi hissediyorum."
"Kuzey, bebeğim." Ateş onun yüzünü ellerinin arasına alıp yanağını okşamaya başladı. "Et tüketmemen, sıcak suya ve fazla eşyaya alışık olmaman tamamen psikolojik. Tanıdığım psikolog bir arkadaşım var, oraya gitmemizi ister misin?"
"Zaten gitmek aklımda var." diyerek kafasını salladı Kuzey. "Şu işleri halletikten sonra gidelim sevgilim."
Ateş gülümseyerek onun dudağına küçük bir öpücük bıraktı. "Şu son kelimeyi bir daha söyle."
"Sevgilim." diyerek fısıldadı Kuzey. "Umarım öyledir."
"Deneyebiliriz." Ateş dudaklarını birbirine bastırıp Kuzey'in yüzünü inceledi. "Hiç kimse iyi gelmez bana diye düşünürken sen bana iyi geliyorsun. Kimse yaralarımı saramaz derken sen yaralarımı farkında olmadan sardın." Hafifçe güldü. "Bu nasıl oldu hâlâ anlamış değilim ama sana karşı oluşan duygularımı daha fazla görmezden gelmeyeceğim."
"Harika." diye fısıldadı onun dudaklarına uzun bir öpücük bırakan Kuzey. "Bir an için kaçacaksın sandım. Benden, bu karmaşık duygulardan."
"Çıkalım şu suyun altından." diyerek Kuzey'i kendisine doğru çekti Ateş. "Tenin buz gibi."
Büyük duşakabinden çıktıklarında Ateş havluyu Kuzey'e uzattı ve yedek havluyu da kendi beline dolayıp banyodan çıktı. Kuzey üstünü değiştirmeden, belindeki havlu ile yatağa uzandığından Ateş de onun yanına uzanıp Kuzey'i göğsüne çekti. "Anlatmamı ister misin?"
Kuzey gözlerini kapatıp yüzünü onun kaslı göğsüne daha fazla bastırdı. "Neyi?"
"Geçmişimi?"
Sessizlik oluşmuştu odada, Kuzey'den birkaç saniye boyunca tek bir kelime bile çıkmadı ama sonra kafasını salladı. "Eğer anlatmak istersen buna hayır demem ama anlatmak istemezsen seni zorlamam. Beni geçmişin değil geleceğin ilgilendirir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hemofili , GAY
Teen Fiction"Hemofili hastalığı olan birine göre biraz fazla riskli birinin avukatlığını yapmıyor musun?" Kuzey birkaç saniye duraksadı, 'bu bilgiyi nereden öğrendin?' gibisinden sorular sormayacaktı. Kalıplı adama baktı, hafifçe gülümsedi. "Risk almaktan hiçbi...