10

24.5K 839 135
                                    

                                  🦋

Arabadan inerek etrafıma baktım. Bahçeye irerlediğim de nedensizce heyecanlanıyordum. Bu adamdan fazla çekiniyordum. İçeri girdiğim de umarım evde değildir diye düşündüm. Karşıma adımlayan beyaz gömlekli ve siyah etekli bır orta yaşlı kadınla o tarafa döndüm.

"Nihan hanım?"

Başımı salladığım da,
"Hoş geldiniz,ben burda çalışanım. Yani eski çalışan, Amir beyin işleri ile artık siz ilgileneceksiniz. Size kısa bir evi göstereyim." Dediğin de bu sefer de başımı salladım.
Adımlayacağımız sırada boş salonda yankılanan ayak sesi ile oraya döndüm.

Amiri görmemle içimden lanet ettim.
"Firuze hanım siz gidin,Nihan hanıma evi kendim göstereceğim." Firuze hanıma bakmadan ona hitaben konuşduğunda aslında bana anlatıyormuş gibiydi.

Üzerinde ki siyah kıyafetleri evin siyah rengi ile tam uyuşuordu.Beni süzdüğün de,
Yerimde rahatsızca kıpırdadım.

"Emredersiniz efendim"

Diyerek yavaş bir şekilde yanımızdan ayrıldı. Ne ona baktım nede sesimi çıkardım. Dün yaptıklarını unutmamıştım elbet.

"Hoş geldin küçüğüm.." dedi kalın bir tonda. Cevap vermemiştim başımı kaldırmamıştım bile. Adımladığın da ardından gittim.

Bir odaya girdiğimiz de Amire baktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir odaya girdiğimiz de Amire baktım. Öylece dalmış bir şekilde bana bakıyordu. Kaşlarımı çatarak derin nefes aldım.
"Odam." Başımı salladığım da,
"Konuşmayacakmısın?"

"Ne konuşmamı bekliyorsunuz?!"

Sert sesimle kaşlarını çattı. Bir kere de ben sert davrandığım da o alttan alsaydı?!
"Sizli bizli konuşma benle! Aramızda ki mesafeleri kapatmaya çalışıyorum sen daha çok mesafe alıyorsun!"

"Patronumsunuz" dedim yüzüne bakmadan. Bakamıyordum. Zaten bu siyah odada daralıyordum!
Tam konuşacağı sırada sustu. Galiba konuşursa fazla sert çıkacaktı tıpkı dünki gibi.

Odadan çıktığımız da bir kez daha baktım. Ormana açılan cam şişeler fazla güzeldi.
Ardından küçük adımlarla gittiğim de sırtına baktım. Siyah gömleği sırtına yapışmıştı,sırt kasları o kadar belirgindi ki.

"Burası da oturma odası" oturma odası dediği yer salonun kenarındaydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Burası da oturma odası" oturma odası dediği yer salonun kenarındaydı. "Hm hm" dedim ellerimi arkamda birleştirip etrafa bakareken.

Amire baktığım da dudakları hafif kıvrılmış bana bakıyordu. Her konuştuğum da böyle mi yapacaktı?! Her haraketime fazla tepki veriyordu. O yüzden rahatsız oluyordum.

"Beğendin mi?"

"Ne fark eder?"

"Çok şey"

"Hayır" dediğim de kıvrılan dudakları daha da kıvrıldı. Benle zaman geçirmek çok hoşuna gidiyordu bu açık ortadaydı. Ama benim için tam tersiydi.

"Siyahı sevmiyorsun, biliyorum" neren biliyorsun diye sormayacaktım. Benim her şeyimi bildiğini bana çok kez göstermişti.

"Burası da mutfak" dediğin de ağzım açık kalmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Burası da mutfak" dediğin de ağzım açık kalmıştı. Şahane bir şeydi burası. Bu mutfakta ne yemekler yapardım ben. Ama bu adam için yapmak içimden gelmiyordu.

"Çok güzelmiş" dedim dilimin ucunda fazla yüksek tavana baktığımda.
"Senin gibi.." dediğin de bakışlarımı tavandan çekerek Amire verdim.

Bana yaklaştığın da önümde durdu.
Şu an dişlerimi bir birine sıkmış bir durumdaydım.
"Dün..sana fazla çıkıştım. Ama beni kızdırdın" alayla güldüğüm de bakışları dudaklarıma kaydı. Dudaklarım düz bir hal aldın da ben bu adamın yanında gülemeyecekmiyim? Konuşamayacakmıyım? Diye düşündüm.

Çünkü her haraketimi takip ediyordu.

"Canını yaktım..." dedi dün sıktığı koluma yavaş bir şekilde dokunarak. Kendimi geri çekerek elimi kendime sardım. Yutkunarak,
"Ben çıkayım" dediğim de hızla oradan ayrıldım.

"Nihan hanım?"

Firuze hanım bana yaklaştığın da,
"Amir beyin kuralları var size onlardan bahs edeyim. Kendisi işinin doğru yapılmamasından hiç hoşlanmaz. Sade kahve içer, her sabah ve her akşam mutlaka kahve içmesi gerek. Her duş aldığın da havluları değişir,her gün yatak desti değişir ve odası güzel koku ile kaplanır."

"Yemek saatleri vardır. Ne geç ne de tez yer tam zamanında. Soğan ne yemekte ne se sofrada sevmez. Eşyalarına sakın dokunma ve yer değişme. Odalara izinsiz girme. Hele depoya hiç girme. Kıyafetlerini kendisi seçer,senin hazırlamana gerek yok."

"Sıcak kuvetini, her zaman hazır tutacaksın ne zaman gireceği belli olmaz. Geceleri perdeleri sakın açmaz, bu onun kırmızı çizgisi. Sana çoğu zaman kızmaya bilir,ama tek bir bakışı ve sözü anlamana yeter. Sözünü ikiletme, ve sakın sözünü kesme. İyi çalışmalar."

Kadın robot gibi her şeyi konuştuğun da hiç biri aklımda kalmamıştı.
Galiba iyi bir azar işitecektim.
Kadın elinde ki saate bakarak,
"Kahve saati gelmiş. Sen götür ben çıkıyorum." Dediğin de bir an lütfen gitme diye yalvarasım vardı.

Yorum yapmak bu kadar zor olamaz yaa zalimler. Hangi yazar 1 günde 3 bölüm atıyor yaa. Değerimi bilin jsjsjsjkskakshs

Aşk-ı ızdırapWhere stories live. Discover now