5. Bölüm Başlangıç

455 30 81
                                    

Askeriyeden çıkmıştık. Yeni bir görev vardı. Yeni bir görev, yeni bir operasyon, yeni bir leş, yeni bir adrenalin demekti.
Görev şuydu; Zahir'in bir bilinmeyen abisi varmış adı Albora, ve abisini de bulmak için abisinin oğlunu bulmamız gerekiyordu ki Zahir piçinin abisini bulabilelim.
Bunun hakkında bir kaç bilgiye ulaşmıştık. Abisi oğluna içten ve samimi bir şekilde bağlıydı. Yani oğlu için ölümü bile göze alabilecek bir cinsten bağlılık. Bu da bize avantaj sağlayacaktı. Oğlunu bulmuştuk,telefon sinyallerinden. Bu sinyali de ,Zahir piçinin telefonundan aratmış ve yapmacık ama duygulu bir şekilde yardım dilendirtmiştik. Açıkçası çok basit olmuştu. Zahir'i o aramayı yapması için ufak çaplı bir tehdit ve iki sağlam yumruk iş görmüştü.

Şuan ise görev bölgesine gidiyorduk. Bende direksiyon başında görev yerine sürüyordum arabayı, tabiki her zamanki gibi goygoy dönüyordu.

Aybüke, "Teorik olarak halkın bir kısmı yetimhanede büyüdüğünü söylüyor ama bu bir tür ağızdan dolma efsane de olabilir." Dedi. Konuya hakim olarak.

"Yetimhane de büyümesinin neresi efsane olabilir Aybüke komutanım?" Diye soru sordu Zülküf.

Aybüke bir şey demedi. Elindeki tabletle ilgileniyordu görevle alakalı. Ve Zülküf devam etti, "Yok Albora'nın oğlu benim amına koyayım,tövbe estağfurullah ya" diye kendince isyan etti.

Zülfikar'da yetimhane de büyümüştü.  Tim buna gülerken ben oldukça ciddi duruyordum. Çocukluktan kalmış bir huy gibi bir şeydi.

Zülküf tekrardan "Ben bir Feyzullah komutanımı arayayım." Dedi. O sıra da Mahir ilk kez konuşarak devreye girdi. "Niye?" Diye sordu.

Zülküf, "Belki Albora'nın oğludur diye." Diye kendince sinirlenip sitem etti. Bütün tim gülerken bende gülmemek için elimi ağzıma götürmüş,dudağımın üstündeki sus bölgesini kaşımıştım.

                         😜🐒

Şuan da herkes görev bölgesinin yakınlarında kamufle olmuştu. Albora'nın oğlunu yerini bulmuştuk bu da tabi Albora'nın yerini bulmamızı kolaylaştırmıştı. Bir hareketlilik bekliyorduk. İlk harekette emrimle ateş etmeye başlayacaklardı.

"Tim,her bir kurşuna bir leş istiyorum." Dedim açık kulaklıktan.

"Emredersiniz komutanım" dedi hepsi kısık sesle.

"Pençe bir ne durumdasın?" Pençe bir Tolga'ydı yani benim eskiden sevdiğim ama benim sevilmediğim adam, ama bunun ondan haberi yoktu tabii.

"Gölün içine gizlendim komutanım, görüş mükemmel" dedi.

"Pençe iki?" Pençe iki Aybüke'ydi. "Bende Tolga komutanımın kamufle olduğu gölün önündeki çınar ağacına gizlendim komutanım." Dedi.

"Pençe üç sen?" Pençe üç Ateş'di "Bende Aybüke'me yakın ama önünde olan çalılıklardayım komutanım." Dedi.

İNTİKAL (+18)Where stories live. Discover now