Bölüm 1

26.5K 1.1K 454
                                    

İlk bölümü yayınlarken nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bölümün çoğu silinmiştir ve son dakika fark etmiş ve düzeltmek için uğraşmıştım, bide şimdi böyle olması...

Diğer hesabıma hiç bir şekilde giremedim .O kadar emeğim boşa çıktı. Ne umutlarla  oysaki yazmıştım , burada da orda olduğu gibi etkileşim alırım umarım. Keyifli okumalar..

Umarım beğenirsiniz beklentilerinize ve beklemenize değmiştir.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın

Paragraf aralarına lütfen yorum yapınız.

...

Hatalar...

Bazen hatalar yaparız biz insanlar , istemeden de olsa ama hata yaptım .Benim mesleğim de, benim hayatımda da hata yok. Hata yaparsam ölürdüm. Her suçun  bir cezası vardır. Benim hatamın cezası günledir, haftalardır, aylardır sırtı sırta çatışmalara girdiğim dostlarımdan, ailemden ve şehrimden ayrılmak. Ankara'dan ayrılmış Şırnak'a gitmekti.

Altı aylık görev yerim...

Altı ay sonra tekrardan Ankara'daki görev yerime geri döneceğim. Sayılı gün çabuk geçer. Şırnak'a yaklaşmıştım bile bir saate yakın yolum kalmıştı. Güneş, Gece'den ayrılmaya çalışıyor yavaş yavaş gün aymaya başlamıştı. Şafak vakti zamanıydı günün en güzel anı. Bakışlarımı doğmak üzere olan Güneşten alarak yan koltukta tüy yumağı gibi olmuş ve uyuyan Kışla' ya çarptı. Arka tarafta olması gerekirdi ama eşyalar vardı ve Kışla için yeri bırak bir iğnelik bile yer bile yoktu.

Arabamla gelmeyi tercih etmiştim. Hem arabamla birlikte keyifli bir yolculuk geçirecektim, hem de arabamı da yanına getirmiştim. Arabamın Ankara'dan getirme işiyle de uğraşmamış olmuştum, bir taş ile iki kuş, Yollar boştu kimse yoktu. Parmaklarımı direksiyona vurarak arabanın içini dolduran hafif sesli müzikle birlikte ritim tutuyordum. Nerdeyse Şırnak'a gelmiştim çok az bir süre sonra hazırda beni  bekleyen lojmanda ki eve ulaşmış olacaktım.

Saatler uykusuzdum ne kadar uyumak istesem de bir türlü rahat uyuyamamıştım. Arka tarafta uyuyayım desem bile o kadar valiz ve ıvır zıvır eşya vardı ki ne kadar çokmuş bunlar ya, bendeki de akıl Kışla geçemezken ben orda uyumayı düşünüyordum.

Elimle yüzümü sıvazladım. Ön tarafta olan şişede ki sudan bir kaç yudum alıp tekrar eski yerine koydum. Elim yanına ki çileklere gitti bir tane alıp yemeğe başladım. Bakışlarım yoldayken arabanın içini telefon sesi bölümü. Biraz yavaşlayıp kulaklığımı kulağıma yerleştirip aramayı cevapladım. Rüzgar arıyordu.

"Efendim" dedim

"Nerdesin, geçtin mi lojmana?" dedi.

"Daha yeni girdim şehre yarım saate orda olurum." 

" Dikkat et kendine" 

"Ederim eder" 

"Kıçın rahat dursun bulaşma belaya" 

NEFHAWhere stories live. Discover now