Bölüm 5

10.1K 743 479
                                    

         Dün doğum günümdü.

       O muhteşem günün şerefine bölümü dün paylaşacaktım. Ama belalar ne beni ne Efil'i bırakır. Oturduğumuz tabureye bile güvenemiyoruz artık.

Güvenmek. Nein

Hani diyorum ki okuyup hemen geçmeseniz mi? Söyle bir oylasanız yorum yapsanız ne kada güzel olur. Hayalet gibi okuyanların kıçını Kışla'ya ısırttırıcım. 

Keyifli okumalar...

...

POYRAZ ULAŞ DEMİR

İçimde bir his vardı...

Ne kötü denebilirdi, ne de iyi. Neydi bu içimde bir anda oluşan bu his.

Hazımsızlık o.

Ney?

Çekemiyorsun.

Çok pardon kimi çekemiyormuşum?

Efil'i.

Sanrı görüyorsun sen.

O çok sıcak havalarda görülür. Hava soğuk şuanda.

De get.

Gedemeyom gedemeyom sen anlamıyın?

Etrafta bakışlarımı gezdirdim. Hepsi bir yerlere dağılmıştı. Yanımda Kağan, karşımda Tolga ve Özgür, sandalyenin birinde elinde ot çayı ile Gökhan ve Camın yanında ki duvara yaslanmış dışarıyı izleyen Tuğrul abi.

Onlar teçhizat odasına girmeleri üstünden on beş dakika geçmişti. Ne mızmızlık bu, biz şimdiye helikoptere binmiştik.

Kanatlanıp uçmuştuk bile de Poyraz.

Uçardık da.

Yerimden kalkıp camın önüne geldim. Hala gelmemişlerdi bir sorun mu vardı?

Merakımıza yenik düşüp gidip bakalım.

Bu sefer haklısın. Gidip sigara içelim.

Hem de Efil'e bakalım.

Sadece sigara içeceğiz.

Odanın içindekilerine baktığımda ala bir alemde olduklarını fark ettim. Yanıma birini bulmalıyım.

"Sigara içmeye geliyor musunuz?" dedim.

"Valla iyi olur. Darlandım on beş dakika da" dedi Tuğrul abi.

"Abi bırakmıyor muydun sen?" dedi Kağan.

"Yavaş yavaş" dedi Tuğrul abi.

Kağan ve Tuğrul abi ile beraber çıktık. Gökhan, Tolga ve Özgür çok fazla kullanmıyorlardı. Arada sırada içiyorlardı. Bahçeye çıktığımızda hemen arkamızdan çıktılar. O kara kaş olan, yemekhanede tanıştığımız bana doğru ilerliyordu. Omzum omzuma değsin ne yapıyorum. Tam yanımdan geçerken ayağımı öne doğru uzattım. Sendeledi ama düşmedi, düşemedi. Kağanın tutuşu ile kıl payı kurtuldu.

NEFHAWhere stories live. Discover now