6.

695 20 17
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda kendimi tuhaf şekilde iyi hissediyordum herşeyin bir kabus olma ihtimalini düşündüm fakat yatakta doğrulmaya çalıştığımda kabus olmadığını anlamıştım keskin acıyla yataktan kalkmak yerine sol taraftan sağ tarafa döndüm. Kafamdan bir günü daha kazıdım bu sırada kapı çalmıştı ses çıkarmadan gözlerim kapalı beklemeye devam ettim kapı yavaşça açıldı.

-Mine hanım, hâlâ uyuyor musunuz ?

Tina' nın sesini duymamla gözlerimi açıp başımı hafifçe kaldırdım.

-Uyandım Tina ne oldu ?
-Bora bey, sizi kahvaltıya bekliyor.
-Gelmeyeceğim Tina, söyle ona bundan sonra kahvaltılarımı yanlız başıma edeceğim ve rahatsız etme uyuyacağım.
-Emredersiniz efendim iyi istirahatler.

Kapı kapandığında Tina' nın topuk tıkırtıları bir süre duyuldu ben de gözlerimi kapattım sabah şekerlemesi yapmaya devam ettim, malesef ki şekerlemem çokta uzun sürmemişti Bora şafak baskını yapar gibi odama dalmıştı.

-Mine !
-Hay Allahım Mineniz batsın sizin inşallah, ne var sabah sabah bi bitmediniz !
-Çalışanlarımdan haber yollayacağına kalkıp kendin söyleyemiyormusun !

Yatakta doğrulup oturur pozisyona geçtim bu yüzden canım acısa da yutkundum sadece,

-Malesef Bora bey, ben sizin yanınıza gelince siz sinir krizi geçirip orama burama adınızı kazıyorsunuz.
-Mine, sana açıklama yaptım bu elimde olmadan yaptığım bir şey, hem yaraların nasıl ?

Kapıyı kapatıp yatağıma yanaştı ilk defa eşortman ve tişört giymişti, sesi de saniyeler öncesine nazaran yumuşacıktı.

-Yaklaşma yatağıma !
-Teknik olarak yatak benim.

Bora sandığımdan da hızlı cevap bi adamdı, her saniye farklı bir huyunu keşfediyordum bu adamın. Yatağa dizlerinin üzerinde çıktı, gri eşortmanından aşağıya sarkan beyaz bağcıklar belini bağlamadığı anlamına geliyordu sertçe yutkundum bu adam cidden kimi nerden vuracağını çok iyi biliyordu.

-Çekinme bak, bak kendi malınmış gibi.

Bora sırıtırken gözlerimi halıya çevirdim.

-Ne alakası var sana niye bakayım halıya bakıyorum ben.
-Bana baktığını görmesem sana inanacağım Mine, ama artık çok geç.

Burnumun dibine kadar geldiğinde sıcak nefesini boynuma doğru verdi başlamıştı yine fısıltı ve hırıltıları. Sanki bana ormanlar kralı aslan.

-Çalışanlarıma emir vermemen gerektiğini ne zaman öğreneceksin ?
-Peki, sen bana bu hakkı o sözleşmeyi imzalatırken verdiğini ne zaman öğreteneceksin ?

Sol dudağı kıvrıldı gözlerim kapanırken dudakları dudaklarımın kenarından bir buseyi almıştı fısıltıyla konuşmaya devam ediyordu.

-Sana bi hak tanıdığımı sanmıyorum fakat çok dersen ki soy adını layığıyla taşırım o zaman elbette büyük nir zevk ile evlenebiliriz
-Aman kalsın Özdağ, soy adın da sende benden uzak durun, şurda bir senenin bitmesine ne var bittiğinde herşey eski rutinine dönecek ve biz yine bardaki o kızla adam olacağız daha ilerisi değil, siz locanızda kukla kızlarla otururken ben de tekrardan içki servisi yapacağız.
-Hemen böyle söyleme.
-Nedenmiş o ?
-Ya bana aşık olursan, ya sana aşık olursam aşkına rağmen terk edecekmisin beni ?
-Sana aşık olmayacağım için terk edeceğim Bora.

Bir kaç saniye gözlerime baktı ardından ani bir hareketle yatağa beni çarşaf gibi serdi kalkmak isteyip çırpınınca bileklerimi başımın üstünde tutup sabitledi nerenin delisiydi acaba ?

Kupa Kızı Ve Sinek ValesiWhere stories live. Discover now