23.

217 11 2
                                    

Bir Hafta Sonra İstanbul...
Bora Özdağ

Bu günle birlikte tam bir hafta olmuştu evim, yatağım, sol tarafım bomboştu, telefonumun çalmasıyla bir ümit komodinin üzerindeki telefona uzandım fakat ekrandaki isim beklediğim kişi değildi.

-Ne var !
-Abi bu akşam büyük oyuna senide bekliyorlar.
-Gelmeyeceğimi söylemiştim.
-Abi bahisler fazlaymış, seksen üç trilyondan bahsediyorlar.
-Saat kaçta ?
-Sekizde herkes masanın etrafında olacak.
-Başka kimler var, kısaca rakiplerim kimler ?
-Rakiplerin kolay lokma pokere yeni başlamış adamlar.
-Benim safımdakiler kimler ?
-Aslan Hanzade, Ateş Karahan, ve Kayahan Özdağ.
-Orda olacağım.

Telefonu kapattığımda yattığım yerde doğruldum rehberimdeki numaralardan Kayahan Özdağ' ın numarasını bulup aradım telefon yeni çalmaya başladığı an açıldı.

-Günaydın.
-Günaydın Bora hayırdır bir sorun mu var ?
-Yok, şimdi mekandan bir çocuk aradı bu akşam ki pokerde sende oynuyormuşsun.
-Evet sahalara geri dönmek istiyorum en son tatsız bitmişti.
-Peki, keyfin bilir ama bu seferde birinin ailesine karışırsan baba işte o zaman seni mekanımdan atmaktan hiç çekinmem.
-Emrin alındı oğlum.

Ahizenin öbür ucunda duyduğum kahkahadan sonra telefonu kapattım geceden kalma insanlar gibi yataktan kalktığımda aşağı mutfağa indim Mine' nin gittiği ilk sabah unutup saatlerce aşağıda olduğunu düşünerek bana su getirmesi için Mine' ye seslenmiştim. Bazen hâlâ daha oluyor deliriyormuyum diye düşünmeden edemiyorum.

Bir haftadır alkolü çok tüketiyorum çarpmıyor ama sabahları uyandığımda enkaza dönüşüyorum, bir kaç basamağı daha inip mutfağı gördüğümde burnuma omlet kokuları geliyordu bir an aklıma nüks eden düşünceyle adımlarımı hızlandırdım.

-Mine.

Diyerek mutfağa girdiğimde hayal kırıklığı yüzüme tokat gibi çarptı öyleki bir an içimden yaratıcı bir çok küfür saydırdım.

-Günaydın Boracığım.
-Ne işin var evimde !
-Annen evinin anahtarını verdi gelebileceğimi söyledi ben de seni görmek istedim hemde kahvaltı ederiz diye düşündüm.

Ağzına attığı salatalığı çiğnerken gütebessümle bana bakıyordu sabir bileyerek derin bir nefes aldım.

-Evimden hemen çık Ebru !
-Ama Bora...
-Sana evimden defol dedim, elimden bi kaza çıkmadan siktir git.
-Daha kahvaltı edecektik.

Gözüm masaya kaydı Ebru' nun üstüne serdiği örtüyü tutarak çektim örtü üstündeki tabak, çatallarla yere düşerken Ebru' da tiz bi çığlık koparmıştı.

-Kahvaltıda edemeyeceğimize göre evimden çık git Ebru, bu sana sakince yaptığım son uyarı.
-Bari akşam yanında olayım.
-İstemiyorum seni hayatımdan siktir git, nesini anlamıyorsun daha seni SEV-Mİ-YO-RUM.

Çenesi titreye titreye yanımdan geçtiğinde salondaki kaneoede duran çantasını alıp evden çıktı ardından içeri Mert ve Hakan girmişti.

-Bora iyi misin sesler duyduk Ebru' da ağlaya ağlaya gitti.
-Hemen şimdi kapıların kilitlerini değiştirin bu kız bir daha mülküme girmeyecek.
-Oğlum anlatsana.
-Ya kadın elini kolunu sallaya sallaya evime girmiş bana kahvaltı hazırlamış.
-Yuh amına koyayım bu kız iyice aşmış kendini.

Hakan karşımda bir şey söyleyecek gibi kıvranıyordu.

-Hakan sen niye öyle duruyorsun ?
-Abi iki dakika konuşabilir miyiz ?
-Anlat burda konuşalım Mert' in her bok tan haberi var nasılsa.
-Geçen Mine yengeyi havaalanına bırakırken ağlıyordu senin onu durdurmanı bekliyor gibiydi sonra bir ara eliyle karnını okşadı.
-Kahretsin, çsiktir, çok canı yanmıştır, çok canını acıtmışlardır.

Kupa Kızı Ve Sinek ValesiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang