30.

159 7 9
                                    

Saatlerdir kimseden ses seda çıkmıyordu İnci susmuştu Mert zaten kapıyı çekip çıkmıştı, Bora ise yanımıza hiç uğramamıştı. Rüzgar' ın yanına gelmiştim onunla biraz oynamış, karnını doyurup altını aldıktan sonra uyuması için sallamaya başlamıştım, Rüzgar' a ninni söylediğim sırada bebek odasının kapısı yavaşça açıldı açılan kapıdan içeri Deniz süzülmüştü.

"Deniz."
"Rahatsız mı ettim ?"
"Hayır hayır gel, çoktan uykuya daldı."

Deniz yanıma gelip beşiğe kendini dayadığında İnci' yi sordum.

"İnci nasıl sesi kesildi ?"
"Ağlamaktan yorgun düşüp uyudu, iyiki de uyudu çünkü helak etti kendini."
"Çok zor bir durum Deniz, peki abini gördün mü, evde mi ?"
"Ben buraya gelirken çıktı, Mert' in yanına gidiyor sanırsam."
"Sence barışacaklar mı ?"
"İnci boşanacaklarını düşünüyor ama Mert' in İnci' yi boşayacağını sanmıyorum, çünkü Mert İnci' yi onun tahmin ettiğinden daha fazla seviyor."
"Umalım ki bir birine destek olsunlar, yoksa İnci bir ölüden farksız olacak."
"Haklısın."

Deniz bir an durakladı fakat sonra gözlerin bebek odasındaki halıya dikerek.

"Mine sence annem cidden abimin dediği gibi birini öldürmüşmüdür ?"

Dedi, bir an afallasam da soru bildiğim yerden gelmişti.

"Bora yalan söylemez, kaldı ki babam annen' e yataklık ettiyse kesin öldürmüşlerdir, biliyormusun Deniz artık babamın ölmesi gerektiğini düşünüyorum sence bu normal mi ?"
"Bazen ben de annemin ölmesi gerektiğini düşünüyorum, ama sonra babamı düşünününce vazgeçiyorum."

Deniz' e baktım Deniz ise kucağımda uyuyan Rüzgar' a bakıyordu.

"Beşiğine koyabilirmiyim ?"
"Tabi."

Rüzgar' ı deniz' in kucağına verdiğimde,

"Özür dilerim halacım böyle bir aileye doğduğun için özür dilerim."

Diye fısıldadığını duyumsadım. Ben de çok özür dilemiştim bebeğimden ama hiç bir şey değişmemişti. Deniz Rüzgar' ı beşiğine yatırdığında birlikte odadan çıkıp mutfağa indik.

"Yiyecek bir şeyler hazırlayacağım yer misin ?"
"Olur."
"Ne yersin ?"
"Makarna var mı ?"
"Şu çekmeceyi aç orda kutularda olacaktı."

Deniz parmağımla işaret ettiğim çekmeceyi açıp makarna paketini çıkardığında tencerelerimin nerde olduğunu sordu.

"Fırının yanındaki dolapta."

Deniz tencereyi de bulduğunda makarna yapmak için kollarını sıvadı ben ise salondaki koltuğa oturup beklemeya başladım gözüm cam sehbadaki silaha takılmıştı Deniz' in idi büyük ihtimalle.

"Deniz bu silah senin mi, cam sehbanın üstünde olan."
"Benimki çantamın içinde sehbanın üstündeyse abimindir."
"Bora silahsız çıkmaz ki dışarı."
"Unutmuştur belki hem arasana abimi, neredelermiş."

Telefonumun tuş kilidini açıp ezbere bildiğim numarayı aradım bir kaç kez çaldıktan sonra telefon açılmıştı."

"Alo buyrun."
"Bora benim Mine."
"Güzelim ne oldu ?"
"Nerdesin ?"
"Mert' in yanındayım bir sorun mu var ?"
"Mert nasıl ?"
"Pek iyi olduğu söylenemez, ya İnci ?"
"Ağlamaktan yorgun düşüp uyumuş, hazır uyurken bizde yemek yapıyoruz."
"Tamam ben de Mert' i toplarım geliriz yanınıza."

Telefonu kapattığımda annemin aradığını gördüm telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Annecim."
"Kızım aradım açmadın."
"Borayla konuşuyordum annecim toplantı için şirkete geçecekmişte haber vermek için aramış."
"Anladım, torunumu görmek istemiştim görüntülü arayayım mı ?"
"Rüzgar' ı yeni yatırdım anne yemek yapıyordum uyanınca arayayım mı ben seni."
"Tamam uyuyorsa elleme güzel güzel uyusun, anneannesinin paşası."
"İpek geldi mi okuldan ?"
"Geldi, çok oldu geleli."
"Versene telefona."
"Arkadaşıyla ders çalışacakmış alt komşunun kızı varya ona gitti aynı sınıftalarmış."
"Çalışsın lise sınavına az kaldı."
"Evet, neyse kızım yemek yapıyorsam tutmayayım torunum uyanınca haber et damadıma da çok selam söyle."
"Görüşürüz annecim."
"Görüşürüz kızım."

Kupa Kızı Ve Sinek ValesiOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz