16. BİR YANLIŞ TÜM DOĞRULARI GÖTÜRDÜ

3.7K 361 65
                                    

Merhabaaaağ,🦋

Ay ne zor bölüm oldu. Yazdım yazdım sildim, yazdım yazdım sildim. En içime sinen şekilde sizinle paylaşıyorum. Bu bölüm hikâyenin dönüm noktasıydı artık tamamen Sonay ve Ceyhun'a odaklanacağız. Yaşamasınlar mı güzel güzel aşklarını ayol?

Oy verip yorum yapmayı lütfen unutmayın🤎

Instagram: gulsumm.bilgin

Yaşadığımız hayatta bazı insanların yüzü maske ile örtülüydü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yaşadığımız hayatta bazı insanların yüzü maske ile örtülüydü. Çoğu insan içindeki hüznü gizlemek için takardı bu maskeyi, çoğu insan ise ruhundaki kötülüğü.

Ama bazıları vardı ki maske takmayan. Kötülüğünü, vicdansızlığını dünyaya göstermekten çekinmeyen. Gücünü en acımasız karanlıktan alan.

Sinan, en güzel maskeyi takıp girmişti hayatıma. Ben o maskeye aldanmıştım.

Ender ise maskeyi takma gereği duymamış, kötülüğünü etrafına saçmaktan asla çekinmemiş.

Melisa'nın üvey abisiymiş Ender. Annesi öldüğünde babası yalnızlığı kabullenmemiş, evlenmiş Şermin Hanım'la. O ailenin kıyameti ise Ender olmuş. Bağımlısı olduğu uyuşturucu, ailenin en korkunç kâbuslarını gerçeğe çevirmiş. Tedavi için yatırıldığı hastaneden kaçmış, kaçtığı gibi de o illetlere ulaşabilecek parayı bulabilmek içinde Melisa'nın önünü kesmiş.

Şimdi karşımızda yüzü gözü kan içinde otururken dudakları titriyor, yanaklarındaki yaraların üzerinden gözyaşları kayıp gidiyordu. "Bir anda karşımda görünce ne yapacağımı şaşırdım," dedi ağlarken. "Yardım istemeye bile fırsatım olmadı. Aşağı sokaktaki çıkmaz yola çekti. Para istedi, vermedim." Melisa'nın yanında oturan Cesur gözlerini sıkıca kapatmış, yumruk yaptığı ellerini titrettiği dizlerinin üzerine bastırıyordu. "Bağırdım ama bir Allah'ın kulu yardım etmedi!"

Ceyhun, burun kemiğini parmaklarının arasına sıkıştırıp sıkıntıyla soluk bıraktı.

"Çantamı almaya çalıştı, karşılık verince güçten düşürene kadar dövdü sonra tüm paramı alıp çekti gitti."

Cesur'un sessizliği bu kadardı. Yumruk yaptığı elini masaya vurup, ayaklandığında lacivert harelerini saran kırmızılıkla sevdiği kadına baktı. "Niye vermiyorsun lan!" diye bağırdı. "Niye istediğini vermiyorsun da seni bu hâle getirmesine izin veriyorsun, Melisa? Verseydin parayı gidip zıkkımlansaydı belki geberip giderdi bir köşede orospu çocuğu!"

Melisa, Cesur'un bağırışıyla oturduğu yerden sıçrarken gözlerini sıkıca yumdu. Bu daha çok gözyaşı akıtmasına neden olurken, Cesur öfkesini dışa vurmaktan geri kalmıyordu. "Sikik herif seni bu hâle getirene kadar versene parayı!" Ellerini saçlarının arasına daldırdı ve çekiştirdi. "Delireceğim, delireceğim! Ulan ben saçlarını severken titriyorum sen o kıyamadığım saçlarına bunu niye reva gördün? Para ulan, para! Ver gitsin, ne bok yerse yesin! Sonra gider şikâyetçi olurduk, hallederdi abim!"

ZELELWhere stories live. Discover now