3

382 41 66
                                    

Day 2

Fyodor tekrar Dazai'nin evine geldi. Selamsız bir şekilde balkona geçtiler. Bir süre sessizce konuya nerden gireceklerini düşündüler ve Dazai konuyu başlattı.

"Seni mi çizeceğiz?"

"Sikeyim cidden, dediklerimi unut."

"Yakışmadı."

"Palyaço görünümlü insanlara ne dersin?"

"O fikir düşünüldü. Daha yaratıcı ve etkileyici bulmamız gerekiyor, 1.'likle geçeceğiz."

"Sen bir şeyler söyle o zaman."

"Aklıma hiçbir şey gelmiyorki." Dazai avuçlarını alnına koyarak parmaklarını saçlarına daldırdı.

"Duygusuz görünen bir insan figürü olsun. Eline kendi kalbini alsın ve o kalbin içine onu duygusuzlaştıran şeyleri minimalist bir şekilde çizelim. Kalp biraz büyük dursun, duyguları olmadığını söylenen şahsın aslında ne kadar büyük bir kalbe sahip olduğunu anlatmak ister gibi. Kalbine çoçukluk tramvaları örneğin. Bir de beynini açık çizip yine kalpte olduğu gibi beynine de geçmişe takıntılı olduğunu anlatmak istercesine çizelim.Taslağı hazırlayı-..."

Fyodor konuşurken Dazai uyumuştu. Zaten yorgun gözüküyordu. Uyumamış mıydı acaba?

"Madem sen de beni dinlemeyeceksin, neden çağırdınki?"

Fyodor kalktı ve Dazai'yi koltuğa uzandırdı. Eşyalarını alıp çıktı evden.

Fyodor da yorgun hissediyordu. Psikolojik olarak. En son psikoloğunu öldürmekle tehdit ettiği için psikiyatriste yönlendirildi ve onlarca ilaç yazdırıldı. Daha sonra terapiyi de bıraktı, ilaçları da. Sadece sinirini yatıştırmak için, yine sorun çıkarmamak için bir ilacını içiyordu.

Bugün nisan yağmurlarının olduğu günlerden. Eve gitmemeyi tercih edecekti ama önce evden en sevdiği alkollerinden birini alacaktı.

Eve geldi, ilacını içip alkolünü aldıktan sonra sokağın aşağısındaki parka gitti. Salıncaklardan birine oturdu. Yağmuru bekledi.Yağmaya başladığında alkolünden yudumlamaya başladı. Alkolünü bitirdikten sonra kapalı çardaklardan birine geçti ve defterini çıkartıp yazmaya başladı.

"Hangi saatim, hangi günümsün?
Söyle o gün, o saate alarm kurayım cesedim uyansın.
Bana nefes aldırıyorsun ama çoktan nefesimi kestin.
Şimdi mezarımın başında ağlıyorsun 'Tanrım lütfen uyansın.'
Üzme kendini sevgilim, ektiğin her çiçek beni diriltiyor."

Altına küçük bir şekilde ismini yazdıktan sonra baştan okudu ama beğenmediği için defterinden yırtıp çardağın üstüne bıraktı. Cebinden telefonunu çıkardıktan sonra Dazai'la olan mesajlara girdi.

Gıcık takım arkadaşım:
*ses*

Dazai:
Sesin iyi gelmiyor, ayık kafayla bunları söylediğini düşünmüyorum.
Nerde olduğunu söyle hemen.
(seen)
Konum at
(seen)
GÖRÜLDÜ ATMAYI KES APTAL

Gıcık takım arkadaşım:
Sana, senden hoşlandığımı söylüyorum. Gel beni al demiyorum. Iyiyim burda böyle. Sarhoşum diye mi demişim bunları? Mükemmel bir düşünce, farklı bir red cevabı.

Dazai:
Nerdesin Fyodor?

Gıcık takım arkadaşım:
Parkta.

Dazai:
HANGI PARK AMINAKOYAYIM?!

Gıcık takım arkadaşım:
Fakültenin arkasındaki.

Dazai:
Geliyorum bekle.

Gıcık takım arkadaşım:
Gidiyorum bile evime.

Dazai:
Sikeyim Fyodor.
(seen)

Dazai, Fyodor'un aşk itirafının gerçek olduğunu kabullenmiyordu. Kim kendisinden 7 ay hoşlanır ve hoşlanmaya devam ederki?Mesajlaşırken çoktan evden çıkmış koşarak parka doğru gidiyordu. Fyodor'u parkta görmeyince sinirlendi. Çardaktaki kağıdı farketti. Açtı, okudu. Kendisine yazıldığını  ve Fyodor'un ciddi olduğunu anlayınca Fyodor'un peşinden koşmaya kara verdi ama nereye gittiğini bilmiyordu. Parkta gördüğü gençlerden birine sordu. Hangi yöne gittiğini öğrendikten sonra koşmaya başladı. Bir süre koştuktan sonra yetişebildi.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Artistliğini yaptın, kaçıyor musun? Bu yüzden nefret ediyorum senden. Narsist, sadist, bencil görünümlü kişiliğin altında özgüvensiz kalman sinir bozucu. Ciddi konuşuyorsan cevabını da bekleyeceksin."

"Ne cevabı? Senden hoşlandığımı söyledim, benimle çıkar mısın, demedim."

Dazai, Fyodor'a sert bir tokat attı. "Desen de reddederdim." ve tekrar kendi yönüne döndü.

"Bu tokatından daha sert bir cümleydi. Bazen sözler attığın tokatlardan sert oluyor."

"Önce kendine çeki düzen ver. Bana alkolükken açılan birini istemiyorum."

"Uğraşmayacağım bile, iyi geceler."

Sert bir atışmanın ardından evlerine gittiler.

Ambivalans|FyozaiWhere stories live. Discover now