6. BÖLÜM

25.4K 1.4K 46
                                    

6. BÖLÜM

"Gerçekleri öğrendim. Özür dilerim anne... Yıllarca beni sevmediğini düşündüm. İstemediğini, bıraktığını düşündüm. Özür dilerim..."

"Ben bu hayatta en çok seni ve kardeşlerini sevdim. Nasıl kendi gönlüm ile bırakabilirdim ki? "

"Artık biliyorum herşeyi."

"Seni çok seviyorum ben kızım. Senin için canımı bile veririm."

Ve araya giren duygusal fon müziği... Anne ve kızı ağlayarak birbirine sarılırlar. Anne kızının saçını severken bir yandan da sıkıca sarılır.

Duygusuz gözlerle izlediğim filmin kimilerine göre en acıklı bana göre en duygusuz sahnesi...

Hiçbir duygu hissetmemiştim bu sahnede. Ama niye bilmiyorum boğazımda oluşan şey yüzünden de yutkunamadım da.

Neydi bu boğazıma oturan?

Sanırım annem.

"Mehir? İyi misin canım?"

Azra'nın seslenmesiyle bakışlarımı televizyondan alarak en yakın arkadaşıma çevirdim. Kaygılı gözlerle bana bakıyordu.

"İyiyim?" Dedim sorar gibi. "Ne oldu ki?"

"Daldın gibi geldi de..." Diye mırıldandı. Azra bu hayatta herşeyimi bilen sayılı insanlardan biriydi.
Hayatıma dair bir çok şeyi bilen arkadaşım aslında şuan iyi olmadığını da hemen anlamıştı.

"İyiyim..." Dedim bastırarak. "Ama film çok sıkıcı. Nereden buluyorsun böyle filimleri anlamıyorum."

"Kusura bakma. Başka bir şey olmayınca..." Mahçup çıkıyordu sesi. Üzülmüştü biliyorum. Sorun yok dercesine gülümseyerek elini sıktım.

"Fırına bakalım mı?" Diye sordum. "Pişmiştir herhalde."

Azra onaylayarak kafasını sallayınca kalkarak fırına da bakmaya gittik.

"Tamam pişmiş bu alıyorum."

"Üff vallahi hiç anlamıyorum ben." Diye homurdandım kendi kendime. Bu halime gülen arkadaşım fırından çıkardığı keki tezgahın üstüne koydu.

Bugün günlerden salıydı. Yani birkaç saat sonra Alparslan komutanın evine gidecektim. Boş gitmemek için birşeyler yapmaya karar verdim ama o kadar beceriksizim ki mutfak konusunda Azra bana yardıma gelmişti.

Azra kekin sosunu yapmak için uğraşırken bende mutfak masasının sandalyesine oturdum.

"Mehir ben birşey diyeceğim ama kızma olur mu?"

"Böyle dediğine göre kesin kızacağım."dedim alayla. O da bana gülerken bir yandan da ocağı yaktı. Bende bir yandan masanın üstündeki elmayı soymaya başladım.

"Beni geçen gün annen aradı." Dedi Azra ürkek bir tonda. Elmayı soyan elim dururken Azra'ya bakmadım.

"Seninle görüşmek istiyormuş. Başta abinden istemiş ama abin izin vermeyince..."

"Azra." Dedim susması için. Bu konunun benim için yıllar önce kapandığını biliyordu.

"Ya evet biliyorum. Çok özür dilerim Mehir ama dayanamadım. Seninle görüşmek istiyormuş. Hastaymış Mehir. Evet biliyorum herşeyi ama son kez görmek istiyorum dedi sadece."

"Hasta derken?" Diyerek Azra'ya baktım. Üzgün gözüküyordu.

"Ağır bir hastalık... Benim söylemem doğru olmaz. Abinle konuş istersen?"

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin