19. BÖLÜM

17.9K 1.8K 151
                                    

19. Bölüm

"Atilla Bey?"

Atilla Bey Alparslan'a bakıp sonra tekrar bana baktı. "Rahatsız etmedim umarım?" Dedi ama ses tonu bakışları kadar çok sertti.

"Yok hayır. Bizde yemek yiyecektik." Diye açıklama yapma ihtiyacı hissettim. "Buyrun içeriye geçin." Dedim kapıyı daha da açarak.

Atilla Bey içeriye geçerken Alparslan ile göz göze geldim. Bana olumsuz anlamda başını sallamıştı. Biz yanlış bir şey yapmıyorduk ki?

Atilla Bey'in arkasından bizde salona geçince Atilla Bey'in bakışlarının masanın üstünde dolandığını gördüm. Masaya düşmanı gibi bakarken kanepeye oturdu.

"Yemek yiyecektik bizde." Dedi Alparslan masayı göstererek. Zaten söylemişti ama kanıtlarla bir kez daha tekrar etmek istemişti sanırım.

"Görüyorum." Dedi Atilla Bey sert bir tonda. Hala elinde tuttuğu tabağı bana uzattı. "Bahar revani tatlısı yapmıştı."

"Teşekkür ederim. Zahmet etmişsiniz buraya kadar getirerek." Diyerek elindeki tabağı aldım. Masanın üstüne koyarak bende kanepeye oturdum.

"Bilseydim gelmezdim." Dedi Alparslan'a dik dik bakarak.

"Birlikte yemek yiyelim isterseniz?" Diye sordum.

Atilla Bey bana bakmadan "Ben tokum. Size afiyet olsun." Dedi imayla.

Bu durum hafif sinirlerimi bozuyor olsa da birşey demedim. "Atilla Bey." Dedim bana bakması için. Seslenmemle bakışlarını bana çevirdi."Ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama Alparslan ile birlikte sadece yemek yiyecektik."

"Birşey düşünmedim." Dedi sert bir sesle. Tanıştığımızdan beri ilk defa bana karşı bu kadar sertti. "Sadece gördüğüm manzaraya şaşırdım."

"Gördüğüm manzara derken?" İstemeden sesim sert çıkarken kaşlarımı da çatmıştım."Nasıl şekilde gördünüz bizi gerçekten merak ediyorum. İki normal insan olarak işten geldik ve yemek hazırladık. Başka bir halde gözüküyoruz da biz mi bilmiyoruz?"

Atilla Bey söylediklerim ile gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi. Sonra bana bakarak "Yanlış anladın kızım. Demek istediğim..."

"Sizin ne demek istediğinizi çok iyi anladım ben." Diyerek sözünü kestim."Ama demek istediğiniz şey çok yanlış birşey. Alparslan sizin en yakın arkadaşınızın oğlu. Tamam belki ben sizin için yabancıyım demek ki benden herşeyi bekliyorsunuz. Ama..."

"Mehir." Alparslan sözümü keserek yüksek bir tonda uyardı beni.

"Mehir belli ki ben kendimi yanlış ifade ettim. O nasıl söz öyle? Sen benim için yabancı değilsin. Senin hakkında hiç kötü birşey de düşünmedim." Dedi Atilla Bey. Ses tonu artık daha yumuşaktı. Bakışları da oldukça üzgündü.

"Ben anlayacağımı anladım." Dedim ayağa kalkarak. Ne zaman Alparslan ile konuşuyor olsam hep rahatsızca bakıyordu. Sürekli bizi uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bundan rahatsızlık duyduğu belliydi. Ama hangimizden rahatsızlık duyuyordu?

"Askeriyede iken komutanımsınız. Dediğiniz her şey emir benim için. Ama burası benim evim. Kimin evime geleceğini ben karar veririm. Şimdi lütfen verecek başka birşeyiniz yoksa gider misiniz?" Kovuyordum. Ama sinirlenmiştim bir kere. Sinirliyken kendime hakim olamıyordum.

Atilla Bey son cümlemden sonra Alparslan'a bakmıştı. Ama bu sefer üzgün bir şekilde. Sonrasında ayağa kalkarak çıktı odadan. Onu takip ederek bende çıktım odadan. Alparslan da arkamdan geliyordu.

Kapıyı açtığımda "Kusura bakma kızım. Seni kırmak istememiştim." Dedi. "İyi geceler." Dedim sadece.

Atilla Bey merdivenlerden inmeye başlarken yukarıdaki merdivende durmuş bize bakan o kadını gördüm. Onu görmemle daha çok sinirlenirken o da suratsız bir şekilde bana bakıyordu. Atilla Bey'i de giderken görmüştü.

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin