7.BÖLÜM: NANEYİ YEDİK

861 50 7
                                    

Kuşlarım nasılsınız? Geçen hafta vizelerim ve bayram dolayısıyla bölüm atamamıştım. O yüzden bu hafta iki bölüm atmanın iyi olacağını düşündüm. Umarım beğenirsiniz. Düşüncelerinizi yazmayı unutmayın lütfen. Sizi seviyoreeee 🤍

"Bir. Hayır olmadı. Bir. Düzgün tut şu kollarını." Erdem bilmem kaçıncı şınavını çekerken acıyla baktı suratıma. Yazık. Bir an vicdanlı olup ceza vermeyeceğimi düşünmüşlerdi ama yine yanılmışlardı çünkü ismi lazım değil baş harfi Mert olan şahsın sinirini çıkarmam gerekiyordu. O da time denk geldi işte maalesef. Ama onlar bu cezayı görevden sonra vereceğim ceza sanıyorlar. Öyle sanmaya da devam etseler pek bir sıkıntı olmaz sanırım.

"Komutanım doksan yedi oldu ama hala nasıl birde olabiliriz?" Çenesi asla durmayan Kadir yine susmuyor tabii. Salak bilmiyor ki konuştukça bitmeyecek. Ne zaman fark eder acaba bunu? Erdem'e vereceğim ceza da onundu ama hala konuşuyor.

'Bence hiçbir zaman susmayacak.' Bence de.

"Ya sus ebesini siktiğimin çocuğu sus. Sen konuştukça bitmeyecek. Allah rızası için sus." İçlerinde zeki birileri varmış meğer.

"Ya Defne komutanım sizin benimle alıp veremediğiniz ne? Hep laf sokuyorsunuz, kızıyorsunuz." Defne öyle bir baktı ki gülmemek için çok zor tuttum kedimi. Büyük ihtimalle buradan çıkınca iyi bir dayak yiyecekti Kadir. Yazık oldu.

"Tamam komutanım bakmayın öyle sustum." Ama asla susmayacaktı.

"Tüh. İki olmuştu ama Kadir konuştuğu için bir oldu. HADİ BÖRÜ TİMİ HADİ. BİR." Hepsi aynı anda öyle yaratıcı küfürler etti ki Kadir'e benim bile ağzım açık kaldı.

'Çok iyi ortam ya.' Seni kaos manyağı Nazo.

"Komutanım." Arkamdan gelen sesle önümdeki karmaşaya bakmaya ara verip sese yöneldim.

"Komutanım Zafer albay sizi odasına çağırıyor." Keşke hiç konuşmasaydın be Yunus. İşte asıl şimdi ben sıçmıştım.

"Tamam Yunus." Selamını verip koşarak gitti. Ciddiyim koşarak gitti. O kadar korkutucu biri miyim gerçekten?

'Yani despot, suratsız, ters, ağzı bozuk, ciddi, sinirli, se-' Oha oha dur. Sen kimin tarafındasın Nazo?

"Defne." Kalkıp önümde selama durdu. Yazık yavrum diğerleri yüzünden bu da yandı arada.

"Emredin komutanım."

"Buralar sana emanet. En son yüz yirmi üçte kaldılar. Devam et saymaya ama yorulsunlar biraz daha."

"Emredersiniz komutanım."

"Yüzündeki bu gülüşü hiç sevmedim haberin olsun. Canlarını çıkarma lazım onlar bize biliyorsun değil mi?" Yüzündeki sinsi gülüş oldukça acımasızcaydı.

"Merak etmeyin komutanım bana emanet canım arkadaşlarım."
Çocuklara dönüp işte şimdi sıçtınız bakışımı attım ve albayın yanına gitmek üzere hareketlendim.

Görevden döneli bir hafta olmuştu. En son olan rezillikten sonra ne Mert'i ne de timini görmüştüm. Resmen yok olmuşlardı. Ayaz üsteğmeni de görmemiştim gerçi.

'Neden acaba? Köşe bucak kaçtığın için olabilir mi?' Ya Nazo senin benim tarafımda olman gerekirken seni hep karşımda buluyorum. Neden? Neden yani? Biz bir değil miydik? Bir elmanın iki yarısı değil miydik? Mantıyla yoğurt, simitle ayran değil miydik?

Nazoyla savaş içindeyken tam birine çarpıyordum ki son anda kendimi durdurdum. Al salak Nazo. Beğendin mi? Senin yüzünden Küçük Emrah gibi oradan oraya çarpıyorum kaç gündür.

ATEŞİ YAKALAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin