Five/ Derin Özlem

309 46 28
                                    

İzninizle bir sorum olacak sizlere.

Siz hiç sevdiğiniz, uğruna herşeyi yapabileceğiniz bir insandan ayrı veya uzak kaldınız mı? Yada zorunda bırakıldınız mı?

Tanrının, bizlere bahşettiği bu ruh ve bedenleri ne zaman alacağını bilmediğimizden, kısıtlı olan hayatımızın tamamını onunla geçirmek isteyeceğimiz insandan ayrı kalmak...

Ne kadar kötü hissettirir değil mi?

Eğer iki insan birbirini gerçekten severse -yalancı sözler ve gözler olmadan- sadece bedenleri değil, ruhları da birleşirdi.

Yalnızca bedenlerinin birleşerek, sevgilerinin daha da artacağını düşünenler... Ne kadar yazık onlara.

Ruhları bir bütün haline gelmiş olanların ayrılıkları da bu yüzdendir ki zor olur. Canından can gider. Öylesine bağlanmıştır ki ruhları, ayrı kalındığı vakit boşluğa düşerler. Bir an önce hasret kaldığı insana kavuşmak isterler.

Eski ve dar kabinde birbirine şaşkınlıkla bakan iki insanda bu yazdıklarıma dahildi.

3 yıl öncesinde birbirinden ayrılan bedenleri çökmüştü. Ruhları kahrolmuştu. Birbirleri için sonsuza dek atan kalplerinin içleri harebeydi.

Şaşkınlıkları bir kenara süpürüldüğünde, gözlerinin içinden birçok duygu geçmişti. Özlem, sevgi, hasret, sonunda kavuşmanın verdiği sevinç ve daha nicesi.

Jeongin tanınmamak için, sadece gözlerini açıkta bırakacak şekilde yüzüne sarılı olan fuları yavaşça aşağı indirdi. Hayretle açılan ağzını kapattı ve sesli bir şekilde yutkundu. Titreyen ellerini ağır bir çekimde, karşısındaki bedenin boynundan çekti.

Hyunjin'in sol gözünden damlayan mutluluk ve özlemle harmanlanan yaş, elini indiren Jeongin'in bileğine düşmüştü. Kendini sıktığı yüzünden net bir biçimde okunuyordu.

"Jeongin." Kendini tutmaya çalışsa da, ağzından bir hıçkırık firar etmişti. Jeongin, ismini onun dudaklarından uzun bir süre sonra duyduğundan dolayı vücuduna bir ürperti gelmişti.

Ani bir hareketle kollarını Jeongin'in beline dolamıştı sıkıca. Jeongin sonunda transtan çıkabildiğinde, Hyunjin'in sırtından tutarak kendine daha çok çekti ve birbirlerine güzel bir sarılma vermelerini sağladı.

"Sonunda." Jeongin mırıldanarak gözlerini kapattı ve başını onun boynuna gömdü.

Her geçen saniyede daha fazla sarmalıyorlardı birbirlerini. İkisi de göz yaşlarına hakim olamıyordu. Sanki iç içe geçecekti bedenleri. Öylesine sıkı sarılıyorlardı.

Jeongin, Hyunjin'in boynuna sıkı bir öpücük kondurup yüzünü kaldırdı. Pozisyonlarını bozmadan Hyunjin'in çene hizzasından iki eliyle tutarak, omzuna yaslı olan başını kaldırdı.

Elmacık kemiklerini okşar iken, sildikçe yenisi eklenen göz yaşlarını temizliyordu. Gözünün altındaki bulunan bene buse kondurdu.

"Bu anı ne kadar beklediğimi tahmin bile edemezsin." Hyunjin ona sevimli bir kıkırtı verdi.

"Bir daha seni göremeyeceğimi sandım." Hyunjin'in titreyen sesi karşısında burukça gülümsedi. "Çok korktum Jeongin." Ucu hafif kızarık olan burnunu çekti.

Jeongin onu tekrar koynuna çekti ve saçlarını okşamaya başladı. "Korkma, bir daha bizi kimse ayıramayacak." Diğer elini de beline yerleştirerek okşamaya başladı.

5- STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin