3•bir niyet meselesi•

279 47 96
                                    

***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

"Ne zahmet ettin Ayşencim, kusura bakma, yorduk seni buralara kadar."

Verda'nın annesiydi konuşan. "Estağfurullah, zahmet olmadı. Zaten Verda'nın saçını yolmaya-"

Boğazımı temizledim. "Verda'yla yarım kalan konuşmamız için gelmiştim. Malum annemin günü vardı bugün."

Güldü tatlı bir kıkırtıyla. Verda'nın annesi aynı kızı gibi işveli cilveli bir kadındı. Ragıp amca ile de çok hoş bir ilişkileri vardı. Dışarıdan gözlemlediğim buydu yani.

"Yine ne yaptı benim kızım?" dedi kapıyı açıp içeri buyur ederken. Uzattığı ev terliklerini giyindim usulca. "Bahçeme tükürdü," dedim.

Bahçemin benim için ne denli önemli olduğunu biliyordu. "Müsaadenle bacaklarını kırmak istiyorum Nisan teyze, uygun mudur?"

"Alemsin Ayşen, geç içerde."

Kapıyı kapatacaktı ki Nisan teyzeye seslenilmesiyle kapıya çıkıverdi. "Geçiyorum ben Nisan teyze," dedim el edip.

"Ay Ayşen mi o?"

"Evet, Zerrin. Bizim kıza gelmiş."

"Nisan kızları da alıp gelsenize bize. Markete göndersek, serin serin bir dondurma yeriz hep birlikte. Sohbet muhabbet de olur."

"Bilemedim ki şimdi."

Sesler giderek azalınca daha fazla mevzuya takılmayıp Verda'nın odasının kapısını tıklattım.

"Kim o canım?"

"Ecelin, ister misin?" dedim kapıyı açınca. Beni görür görmez gözleri büyüdü ama güldü hemen.

"Ay uzak dursun şekerim, daha gencim."

Dalga geçiyordu bir de. Hemen odasının dağınıklığını toplamaya başladı. "Kusura bakma, senin kadar düzenli değilim," dedi sırıtırken. "Sorun değil," dedim umursamadan. Normalde rahatsız olurdum, çünkü odam dağınık olunca zihnimde sekmelerin sayısı gözüme daha çok görünürdü. Onları kapatmak istediğim vakitlerde işe etrafımı toparlamakla başlardım.

Verda'nın küçük kitaplığına ilerlediğimde dikkatimi çeken birkaç dergi görünce uzandım. "Aa," dedi birden. "Onları senin için aldım, vermeyi unuttum Ayşen. Şu senin işlerinle ilgili birkaç dergi."

"Fark ettim," dedim. "Teşekkür ederim."

O biraz daha odasını toplamakla meşgul olurken derginin birkaç sayfasında daha göz gezdirdim.

"Baksana Verda, yavaş yavaş bizde de değeri anlaşılıyor ilaçsız üretimin. Ayvalık'ta numune bir sera açılmış bile."

Ses gelmeyince odanın bomboş olduğunu fark ettim. Pencerenin önündeki sedire oturdum Verda gelene kadar. Elinde iki soğuk içecekle geldi.

sitâreWhere stories live. Discover now