7•sebepler ve sonuçlar•

266 39 105
                                    

***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

Benim babam bir çınardır. Gölgesinde hep başkaları dinlenir.

Babamın gövdesi dağ gibidir. Ona ancak başka yamaçlar yaslanır. Bizi dinlendirmez gövdesinde. Dallarını bizim için eğmez.

Yalçın bir kaya gibi yükselir etrafımızda. Güneşin sızmasına izin vermez. Daima gölge eder.

Önceki demlerde sevgiyi bilmeyişimden dem vurmuşum.

Yanlış olmuş. Ben sevgiyi sezemiyormuşum da. Biri bir temas, bir iltimas mı gösterecek en ufak? Hemen onu durdururum önce bir. Güzelce sorgularım, ne işin vardı yöremde, maksadın ne ola ki?

Gün geçtikçe fark ettim ki babamın tek zararı gönlümde açtığı yaralar olmamış. İnsanlara güvenimi de yitirmişim sayesinde. Sopsoğuk bir insan olup çıkıvermişim. Öyle ki Güzin'le Serhan'ın bile mutlu olup güldüğümü gördükleri vakit ağızları bir karış açılıyor.

Tereddütlü sevgimi hissetmiş olmalılar ki ben onlara adım atmadan onlar bana koşmuyor.

İnsanın mayası bencillikle mi yoğrulmuş ki bunca denli acıdan başka bir şey vermiyor etrafına?

Al işte. Buz gibi, şüpheli, tereddütlü, güven vermeyen bir tip olup çıktım dünya denen meydana. Bana kendimi savunacak bir şey niye vermediniz ki? Böyle çok güçsüzüm.

Tahir Bey gözlerime meydan okur bir hâlde bakarken benim aklımdan binlerce düşünce geçiyor.

Ağlamak istiyorum. Ağlamak ve içimden bu acıyı söküp atmak.

Hayır, mesele Tahir Bey'i kıskanmışlığım değil.

Mesele derin.

Söylediklerimi, söyleyeceklerimi yutuyorum o vakit. Ne diyebilirim ki tam şu anda? Mevzu ta babama kadar uzanıyor Tahir Bey, kusura bakmayın sizi bir yanlış anlaşılmaya kurban ettiğim için, affedersiniz.

Fakat der misiniz ki her şeyin suçlusu da baban mıdır ki Sitâre? Koskoca kızsın, yirmi dört yaşındasın. Her şeyi babanın üzerine yüklemek ne kadar doğru, der misiniz?

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bir adım geriledim. Tamam, beni kıskıvrak yakaladı ama ona da kendimi ezdirecek değilim. Yine de dimdik durdum karşısında.

Bir an elim yanımda havalandı ve indi çaresizce. Savunmamı az önce mahkeme kapısında yaktım hakim bey.

Ben geri adımlayınca o da yaptığından pişman olmuş gibi bir adım attı. "Sitâre-"

"Unutun gitsin," dedim mırıldanarak. O an kendi göğsümdeki telaşa bile su götürecek hâlde değildim. Ona da yapacak bir açıklamam yoktu. Hem o bir yabancıydı ne anlatabilirdim.

Fakat beni anlıyor gibi bakıyordu, en sinir bozucu yanı buydu.

Arkamı dönmüştüm ki seslendi. "Artık beni reddedip durmayacaksanız ve bazı şeyleri kendinize itiraf edecek gücünüz olduğunda lütfen oturup konuşalım mı?"

sitâreWhere stories live. Discover now