Biz kim sevmek kim...

1.3K 58 9
                                    

Sabah iyiki Mehmet amcanın şirketde işi çıktı. Bu bahaneyle kahvaltı yapmadan çıktık. Hayvan herif! İnsan bi kahvaltı ısmarlar dimi? Ama yok,odun gelmiş odun da gidiyor. Araba evin önünde durduğunda bana bir şey söyleyen Aksele bakıyorum
"teşekkürler"
"kuru kuru?! İyi geldi"
"Anlamadım?"
Kıt ya beynin belki ondandır canım!
"Hiç ya boş ver. Ben evime gidiyim"
-------
Akşam yemeyimi yedikden sonra uyumak için odama girip pijamalarımı giyicekdim,tabi telefon çalmasaydı. Arayan hep Aksel olmayacaktı. Benim de her ne kadar anormal olsada bir ailem var. Niye arıyor ki,annem? Yine mi boşanma kararı verdiler? Kafamdaki cevapsız soruları durdurup telefonu açtım.
"Selam anne"
"Ah kızım nasılsın iyi misin?"
"Yeni doğan Melis sevgini neye borçluyuz? Hadi ama anne,ikimizde biliyoruz işinin düştüğünü"
"Babanla iki günlüyüne İstanbula geliyoruz,sende kalıcağız"
"Tamam. Ne zaman burdasınız?"
"Yarın ordayız"
İyi akşamlar dedikten sonra kapatdık. Gelsinler canım. Ne olacak. Elimi suya uzatdığımda bardakdan çıkan sesle yerimdece zıplıyorum.
"Hayır,bu ses..bu ses yüzüğün sesi! Olamaz!"
Yüzüğün parmağımda olmasının verdiyi şok az olmuş ki,vakit kayb etmeden çıkarmaya çalışdım ama çıkmadı. Al sana bir aksilik daha. Sanırsın Nurhan'ın kız versiyonuyum. Yok canım,her insanın başına gele bilecek küçük şeyler o kadar...

İki saatdir parmağıma sürmediyim sabun kalmadı. Ah Aksel yine yaptın yapıcağını. Dur ben niye uğraşıyorum ki,yüzüğü çıkarmak için? O takmadı mı,evet kendisi taktı kendisi de çıkarmalı.
"Melis?"
Uykusunu yarım bırakmış Aksel bana şaşkınca baktı.
"Taktığın yüzük parmağıma yapışmış çıkmıyor!"
"parmak senin ben napiyim"
"bana bak bu yüzük çıkmalı yoksa...!"
"yoksa ne?"
Soran gözlerle bana baktı
"Yoksa annemle babam görür"
"anlamadım?"
Sen zaten bu gün hiç bi sey anlamıyorsun. Gerizekalı!
"yarın geliyorlar ve benim parmağımda yüzük var. Bittim ben Aksel! Çıkmıyor bu yüzük çıkmıyor kahretsin!"
"Sakin ol. Hadi gir içeri!"
Girmez olaydım. Bu ne dağınık bi ev. Birlikte kanepeye otururken Aksel mırıldanmaya başladı.
"aslında Cansuda denediyimde iyiydi. Onun parmağına olmuşdu. Sorun senin parmaklarında sanırım"

Dediyinde gerilmiş sinirlerim daha da gerildi
"Cansu kim?! Hayır yani ona olduysa onu tanıştırsaydın ya ailenle! Ben senden niye yardım istiyorum ki? Burda durmam bile hata!"
Deyip oturduğum kanepeden kalktım.
Kolumdan tutup durdurdı beni
"dur ya nereye? Cansuyu kıskandım deme bana? Kıskandın mı gerçekten?"

Bütün dünya senin etrafında dönmüyor Aksel bey! Küstah!
"seni ne kıskanıcam be! Benim anlamadığım niye ben? Cansun varken?"
Bir umutla belki romantik bi şey söyler diye sordum.
"senin oyunculuğun daha cazipti"
Odundan ne romantiklik bekliyorsam artık! Hay benim düşüncelerime! Gitmeye çalıştığımda kolumu bırakmadı.
"bırak beni! Hiç acımam bağırırım komşuları evine dökerim!"
"Sakin ol,sakin ol ikimizde gayet iyi biliyoruz ki,burdaki hiç bir komşu bana kafa tutamaz senden başka. O yüzden otur şuraya da yardım ediyim çıkaralım şunu"
"yok senden yardım isteyende kabahat. Ben kendi başımiı çaresine bakarım. Bırak!"
"Otur dedim Melis!"
Bağırdı bir anda. Bende oturdum. Mutfağa gitti ve elinde zeytin yağıyla geri döndü.
"ben sabun bile denedim, bu ne ki"
"Denemekden zarar gelmez"
Elimi avucunun içine koyup parmağıma zeytini sürmeye başladı. Heyecanlanmadım diyil yani. Elini elimde hiss etdiğimde ne kadar buz kestiğini anladım. Bu soğukluğu iyi bilirim ben. Ailesiyle yemeğe gittiyimizde de heyecandan soğuklamışdı. Ne yani şimdi de mi heyecanlanıyor? En iyisi sormak. Yada sormayayım. Boş ver. Aklım onda kalmışken seslice mırıldandım.
"acaba kalbindemi ellerin gibi mi?"
"belkide öyle. Belkide değil"
Bakışlarını bana sabitledi
"ellerin niye hep soğuk?"
"bilmem. Belki ısıtıcak birisini ariyordur"
Bu bana asılıyor mu,yoksa bana mı öyle geliyor? Git Cansu ısıtsın kalbini!. Bu sırada telefonum çaldı. Tamda insanlaşıyordu hatta Akselin en romantik haliydi. Arayan Barışdı
"gecelerde mi Barış arıyor? Yok artık!"
Sana ne oluyorsa artık!
"gerçekten gece gece ne istiyor ki"
Telefonu açtım
"Efendim Barış"
"nerdesin Melis? Konuşmak istiyorum seninle"
"Akseldeyim ne konuşcaksın?"
"Pes ya inanmıyorum sana! Gece gece onun evindesin ha?"
"bak Barış durum sandığın gibi de..."
"nişanlanmışsın o adi herifle. Tebrikler!"
Dedi ve kapadı
"ne oldu?"
"ne hiss edeceyimi bilmiyorum. Bütün olaylar beni buluyor"
"bu yüzük çıksa rahatlarsın aslında"
Aklınca morelimi düzeltmek istiyor Gıcık!
"ben bir banyoya çıkayım. Hemen geliyorum"
Tamam dercesine kafamı salladım ve o da gitti. Yüzükle tekrar uğraşmaya başladığımda kapı çaldı. Allah Allah bu saatde kim ola bilir ki? Hemde oyundan bile olsa nişanlı erkeğin evine geliyor her kimse. Nede olsa her kes bizi nişanlı biliyor-diye düşünüp kapıyı açtım.
"buyrun kimsiniz"
Karşımda bi kadın duruyordu. Kadında kadın yani! Straplez mini bi elbiseyle karşımda dikilmişdi. Ceket falan vermek lazım buna kapalı yeri yok bunun! Tövbe tövbe.
"Ben Cansu canım asıl sen kimsin? Aksel buraya taşınmış doğru mu?"
Bu Cansu o Cansu! Kahretsin! Bunlar görüşüyorlar! Hızlıca evden çıkıp kendi evime girdim.
Daha dün bana uyurken ne söyledi. Bu günde bir kadın peydahlanıyor. Hemde kim kim?! Cansu! İlk yüzüğü taktığı kadın! Göz yaşlarıma engel olamıyordum.
---
Aksel
Banyodan çıkıp aşağıya indiyimde kanepede Melisin yerine başka birinin oturduğunu görüyorum. Hızla kanepeye doğru gitdim ve kadının kolundan tutup yerinden kaldırdım
"Lan Melis nerde?! Sen kimsin?!"
"Ay Akselcim hatırlamadın mı beni? Ben Cansu hani bir ay önce otelde..."
Has.. Cansu mu?! Bu kadar aksilik olamaz dimi?! Ben Melisi sinir etmek için uydurmuştum Cansu meselesini. Melis kesin gördü bunu.
"Melis nerde?!"
"ne Melisi? Ha sen bana kapıyı açan kızı diyorsun. Gitti o. Kimdi o kız?"
Onu kapıya kadar sürükledim
"seni bir gram bile hatırlamıyorum. Bir daha buraya gelme yoksa emin ol hiç acımam öldürürüm seni! Ha bu arada Aksel Varol hiç bir zaman senin gibi ucuz kadınları tanımaz bınu aklının bir köşesine iyi yaz!"
Ben bunları söyleyebe kadar site görevlisi gelmişdi. Kadını alıp gittiler. Bense Melisin kapısına gittim

Gıcık KomşumWhere stories live. Discover now