#1

490 25 27
                                    

Ülke çapında tanınan bütün kızların hayran olduğu güzeller güzeli model Kim Taehyung.

İnsanların biri için bu kadar deli olması saçma gelmiştir her zaman bana.
Hiç tanımadıkları birini dışarıdan gördükleri kadarıyla nasıl bir anda kalplerine ev sahipliği yapmalarına müsaade ederlerdi ki? Ama kabul etmek gerekirse gördüğüm ilgi hoşuma gidiyordu.

Her ne kadar iyi bir bütçe kazansam da bulunduğum yer benim huzur ihtiyacımı karşılamıyordu.

Annem ile babam boşandıktan sonra tekrar barışmak için bir araya geldiklerinde toplu bir cinayete kurban gitmişlerdi.
O zamanlar henüz 13 yaşlarındaydım. O zamandan beri bana dedem bakıyordu.
Lakin şimdi bakmaktan çok satma peşindeydi. Beni hangi kıza vereceğini düşünüyor,bekar olan kızlar ile görüşmem için özel buluşmalar ayarlıyordu.

İtirazlarım her daim boşaydı. Ona haksız da diyemezdim. Sonuçta biricik torununun mutlu bir yuva kurmasını isteyen yufka bir kalbe sahipti ama bir o kadar da ısrarcıydı.

29'uma yeni dayanmıştı yaşım. Aslında haklı bile olabilirdi. Evlilik yaşım gelmişti ama ben hâlâ içime yatan biri ile tanışamamıştım.
Çekimlerden dolayı da pek zamanım olduğu söylenemezdi.

"Burasını aldığımız iyi oldu bence,ne dersin?"

Jimin'in sesiyle evin camdan baktığım iki katlı tek çatısı olan evlerden ayırdım gözlerimi.

Sarı saçlarının altından kendini belli eden keskin bakışlarının ardındaki mavilikleri gerçekten büyüleyici duruyordu.

"Katılıyorum,en azından dedemden uzaktayız."

"Artık sahte randevular yok desene sen şuna." Omzuma hafifçe vurmuş ve bana elindeki içeceklerden birini uzatmıştı.
İçeceği aldım ve ona baktım tek kaşımı kaldırarak.

"İçine zehir atmadığını nereden bileceğim?"

"Bilemezsin,içip öğren." sırıtarak bana baktı. Birbirimizle kafa bulmak hoşumuza gidiyordu.

"Bayılırsam ne anlamı kalır?"

"Herkesin istediği o beden kollarımın arasında olur." Pis pis sırıtarak yanıma yaklaştı. "Daha ne anlamı olsun?"

Biraz düşünceli bir hal takınıp bakışlarımla kendi elindeki içeceği gösterdim. "Onu ver."

"Bu mu?" Elindeki içeceği gösterip salladı. "Tükürdüm bunun içine." Eliyle benim içeceğimi gösterdi. "Bunda zehir var ama. Hangisini istersen."

"Pisleşme Jimin." kahkaha atar gibi güldü. Sarhoşvari tavırlarımız asla komik olmayan esprilerimiz bile komiğimize giderdi.

Çekimlerde şans eseri tanışmıştık. Sosyal medya hesabına girdiğimde gerçekten başarılı işler çıkardığını görmüştüm. Bu çocuğu kapmam gerek diye düşünmüştüm ve onunla tanıştığımda da asla düşüncelerimden pişman olmamıştım.
Jimin gerçekten iyi bir arkadaştı. Onunla bu kadar yakın olduğum için kendimi şanslı hissediyordum.

"Gel hadi,çekim yapacağımız odaya bakalım."

"Konuştuğumuz gibi en alt katta,değil mi?"

"Tam da istediğiniz gibi komutanım!"

Asker selamına geçmesi ile sırıttım ve peşinden içeceğimi yudumlayarak yürümeye başladım.

Ev bodrumu saymazsak 3 katlıydı. En üst kat çatı katıydı ve minik bir oda ile lavabodan ibaretti.
Diğer iki kat beraber yaşayıp zaman geçirmek için mükemmel bir ortam yaratıyordu.

The Prisoner in Basement-[taekook]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora