5° Günün İkinci Bölümü!!!

40 9 0
                                    






"Merak etme bu dünyaya alışman için sana yardımcı olacağım Jungkook. Cidden böyle bir olay beklemiyordum."

"Açıkçası bende. Yani bu güne kadar hep bir insan olarak yaşamıma devam ettiğimi düşününce burası çok tuhaf. Ve aileme hâlâ alışamadım."

"Anlıyorum demek isterdim ama sadece tahmin edebiliyorum. Cidden zor olmalı. Ama sana şunu söyleyeyim sen cidden önemli ve güçlü bir şeytansın bence."

Anlamadığımı belirterek ona baktığımda açıklamaya başlamıştı.

"Öncelikle kanatların büyük ve koyu bir siyah. Bu bizde gücün göstergelerindendir. Kanatlar bizim gücümüzü yansıtır. Aynı şekilde gözlerinde. Çok keskin ve açık bir ton. Üstelik sadece güçlü şeytanlar yoldaşı olan ruhani varlığı kısa sürede bulabilir. Senin kanatların yeni çıktı sayılır ve ruhani varlığın olarak da ben varım. Bu çok ilginç."

O düşüncelere dalmış bir şekilde yatağımın üstünde otururken ben de güçlü derken tam olarak nasıl bir güçten bahsettiğini anlamaya çalışıyordum.

"Neyse yakında anlaşılır zaten. Ama dikkatli ol Jungkook. Etrafındakilere karşı dikkatli ol!"



*******



Minho'nun okulda yanımda görünmemesinin daha iyi olduğuna kanaat getirdiğimiz için şu an tek başıma sırada oturmuş önümdeki beyaz kağıda elimdeki siyah ve uzun tüy ile bir şeyler karalıyordum.

Ve evet dün yardımcı perim ve ailem sayesinde esmer oğlanın Taehyung mavişin ise Jimin olduğunu öğrenmiştim.

Tarhyung ve Jimin buradaki güçlü ve soylu ailelerin oğullarıydı. Burda bile sınıf ayrımı olması beni şaşırtmıştı. Öyle aman aman bir fark olmasa da bazılarının soyu ve kanı özeldi. Ya da kanatları.

Ben öylece karalamaya devam ederken kulağıma fısıldanmasıyla ürpererek başımı sıradan kaldırmış karşımdaki bana tuhafça bakan Taehyung ile karşılaşmıştım.

"Merhaba Jeongguk. Ya da Jungkook mu demeliyim."

Gözlerim şokla irileşirken sakin olmaya çalışarak yüzüne bakmıştım. O ise bu sefer sırıtıyordu. Dün gizlice beni mi izlemişti yani? Bu düşünce sinirle dolmama neden olurken sinirli bakışlarımla yüzüne bakmıştım.

O ise hâlâ sırıtıyordu.

"Ne oldu küçük yalanın ortaya mı çıktı Jungkook? Bu seni sinirlendirmiş olmalı?"

Kahkaha atıp tekrar bana baktığımda sınıfı kontrol edip kimsenin olmamasını fırsat bilerek ayaklanarak karşısına geçmiştim.

"Neyden bahsediyorsun sen."

Alaycılığı eksik olmazken cevap vermede gecikmemişti.

"Salağa yatma. Dün ruhani yoldaşını bulduğunu biliyorum. Ve o uzun sonra anlatırım dediğin olay da var. Gerçi henüz anlamadım neden sana Jungkook diyor."

"Seni neden bu kadar ilgilendiriyor ki Taehyung? Yoksa ruhani yoldaşını henüz bulamadığın için mi?"

Ailesi soylu olduğuna göre bunu bir kışkırtma olarak kullanabilirdim. Alayla sırıtan ben olurken bu sefer o sinirle soluyarak üzerime doğru yürümeye başlamıştı.

"Nesin neyin nesisin bilmiyorum ama Jungkook. Beni sinirlendirme yoksa hiç iyi şeyler olmayacak!"

"Ne oldu ne yapacaksın? Soylu güçlerini mi kullanacaksın?"

Bu sefer onu cidden kızdırmış olacağım ki hiç beklemediğim bir şey oldu. Gözlerinin akı siyahlaşmış kırmızı gözlerinin gözbebeği de kırmızı olmuştu. Tırnakları uzayıp siyahlaşırken köpek dişleri çenesine kadar uzamış başından kıvrık iki boynuz çıktığı gibi uzun pençesini bana doğru savurmuştu.

Twins Wings|TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin