espoirs morts, liskook

mesire alanı

sürprizz💣

çok ama çok özlemişim burayı yalnız 🥺

iyi okumalar ballarım 🍯

╬

Hava, öğle saatlerinde yeteri kadar sıcak olacak gibi duruyordu, üzerimdeki çiçekli elbise ve kot ceketle kendimi abartı giyinmiş gibi hissetsem de sıradan günlük bir kombindi.

Yine de bu heyecanım tarzımın bu yönünü ona göstermediğimden olsa gerek, fazla heyecanlı ve yanında cıvıl cıvıl kalacağımı bildiğim bir gün. Arabasıyla yavaş yavaş yaklaşırken güneş gözlüğünden nereye baktığını kestiremesem de benim üzerimde gözlerini dolandırdığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Kapıyı açıp dikkatlice arabaya bindim, yerleştim, kapıyı örttüm ve en sonunda bana dönen bakışlarına karşılık verdim. "Günaydın!"

"Günaydın."

Gözlüğünü hafiften çıkarıp tüm çıplaklığı ile göz teması kurduğu zaman daha rahat hissettim, üzerimdeki elbiseye de gözlerini gezdirdikten sonra hafiften gülümseme çizdi yüzüne.

"İyisin."

Onun dilinde güzel olduğumu vurguladığını düşünüyorum, öyle varsayarak mutlu olacağım ve tüm gün yüzümden gülümsememi eksiltmeyeceğim.

"Teşekkür ederim."

"Aç mısın?" Başımı iki yana sallayarak reddettim, büyükannem beni aç aç dışarı çıkarmadı.

Yavaş yavaş ilerlerken telefonunu uzattı yine, sanki aramızda bir alışkanlık olmuş gibiydi bu durum; her arabaya bindiğimde bunu yapmaya devam edecek gibi.

"Hareketli bir şeyler açsana, güne uygun."

Güne uygunluğunu vurgulayarak ve benim müzik zevkime güvenerek tüm ipleri elime vermesi hoş bir duygu, arama kısmına We Found Love yazıp açtığımda gülümsedi, tatlı tatlı dudaklarını kıvırdı melodi yolculuğumuza eşlik ederken.

Nereye gidiyoruz, ne yapacağız veya ne kadar onunla olacağım hakkında herhangi bir bilgim olmasa bile umrumda değil; yanında ilk defa bu kadar rahat ve güvende hissederek pozitif bir güne başladığımı düşünecek olursam onun kollarına kendimi bıraktığımı söyleyebilirim.

Hareketlerimi ritme hafifçe uydurarak şarkıyı mırıldanmaya başladığım zaman ara ara gözlerini yoldan ayırıp bana baktı, bir an için bile somurtmadı ve bu, benim son günlerde aldığım en güzel hediye olabilirdi. Aramızdaki bariyerler bir bir yok oluyor ve onun hayatına, içine sızıyorum.

Sol kolum bacaklarımın üzerinde öylece dururken bir anda uzanıp elimi tutacağını ve hemen ardından elimi kendi eliyle vitesin üzerine koyacağını aklımın ucundan bile geçirmedim. Şarkının sözsüz ve hareketli kısmı çaldığı halde donup kaldım, yerimden bir santim bile oynamadım, vücudumu hareket ettirmedim.

"Gitmek istediğin bir yer var mı?"

Zar zor sorusunu algılasam bile düşünmeye çalıştım. Teni tenime yapışmış kalmışken onunla gidip huzurlu vakit geçirmek istediğim bir yer...

Belki de birlikte marketten bir şeyler alıp mesire alanına gidebilir, yeşillikler içinde otururken birbirimizi daha da iyi tanımak adına sohbet edebiliriz.

Basit ve hatta en son lisedeyken arkadaşlarımla abur cubur doldurup gittiğim ve okuldaki yakışıklı çocukları konu edindiğimiz dedikodu seanslarını gerçekleştirdiğimiz bir etkinlikti. Onunla basit olan bir şeyler yapmak bana daha çok mutluluk veriyor, daha samimi geliyordu.