YALANLARIN İÇİNDEKİ GERÇEK

60 18 64
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

Flashback.

"Söylesene Gökhan küçükken yaşadığın en güzel an nedir..?"

"Küçükken öyle mi? Küçüklüğüm hiç olmadı Açelya her zaman istenmeyen çocuk oldum kendimi asla sevdirmediler sürekli kardeşim için çalıştılar ben ise"

"Sen?"

"Beni silaha alıştırdılar hep güçlü çevik kuvvetli olmam için şiddete maruz bıraktılar"

Gökhan bunları dedikten sonra çok üzülmüştüm yüzüm hüzünlendi

"Gökhan üzülme ben yanında olucam"

"Teşekkürler parlak gül"

Şimdiki Zaman..

Serhat arabanın camından elini çıkarmış sigarasını içiyordu yüksek sesle gülme sesleri geliyordu şuan gerçek miydi bu an? Nasıl olur nasıl hayatta kalabilir?

"Serhat?"

"Şuan biri bana tokat atsın gerçek mi bu?" Diye mirildanmaya başladı Oğuzhan

"Gel Osmanlı tokatı yapıştarayım"

"Susun bi selinin evine gidiyorlar onları takip edersek anlarlar başka plan düşünmeliyiz ama şuan yapamayız o yüzden hemen eve gitmemiz gerek"

"Dondurmayı onlara mı yediricez yani" dedi Gökan üzgün bi ses tonuyla sinirli bakışlarımı ona çevirdim tamam sustum der gibi kafasını cama çevirdi Oğuzhan kikirdamaya başladı

Eve geldiğimizde çok yorgun bi şekilde gözlerimi kapatmamaya özen göstererek etrafa bakıyordum Gökhan oturmuş Oğuzhan ile kavga ediyordu her zaman aynı şey sessizliği bölen şey telefonum oldu etrafta telefonumu aramaya başladım ses bi yerden geliyordu ama yoktu üst katta düşmek üzere olan telefonumu gördüm oraya nasıl gitti ya üst kata doğru çıkmaya başladım telefonu aldığım sırada bilinmeyen bi numaradan 4 defa arandığını gördüm şüpheli bir şekilde numarayı inceliyordum Oğuzhan ile Gökhan yanıma gelip kim o der gibi bakıyorlardı

"Bu kim? Tanıdık birisi mi"

"Bilmiyorum ama olmadığı kesin"

"Bence aramayalim tekrar arama yaparsak bizi öldürmek isteyen birisi ise konumu tespit etmeye çalışıp gelebilir mantıksız gelebilir ama öyle benim düşüncelerim" dedi Oğuzhan

"Haklı olabilirsin ama bu şekilde durmamız gerektiği anlamına gelmiyor öyle değil mi?"

"Ne yapmamız lazım?"

"Uyumak"dedi Gökhan

"Uyumak mi Serhat nasıl yaşıyor onu çözmeden uyumak yok kimseye"

"Serhat mı bida öldürelim niye plan yapıyoruz"

"Off,Gökhan boş laf yapmayı bırak gel"

"Tamam ya"

Aşağı kata inip içimdeki huzursuzluk ile düşünmeye başladık herkes ayrı şeyler söyleyip düşüncelerimizi söylüyorduk saat 04:27 olduğunu fark ettim Oğuzhan masaya yayılmış uyuyordu ben ise gözlerim yarı kapalı bi şekilde önümdeki kağıda bakıyordum Gökhan gözleri hala açık bir şekilde bana bakıyordu

"Gökhan iyi misin uykulu olduğun için öyle bakıyorsun sanırım"

"Hayır uykum yok sadace seni izlemek hoşuma gidiyor"

"Pekala... Bence yatalım artık"

Kafasını sallayıp istemiyorum gibi işaret yaptı hayır Açelya şuan uyuyamazsin masanın üstünde gözlerim siyahı görmeye başladı artık daha fazla dayanamayıp uykuya daldığımı hissettim duyduğum son şey Gökhan'ın

Karanlığın Altındaki Parlak GülWo Geschichten leben. Entdecke jetzt