3. Bölüm: Oyuncak Asker

1.2K 29 2
                                    

Yemek yendikten sonra sofraya toplamış, çay içmek için bahçeye çıkmıştık.

Babam baş köşede otururken bir tarafında Akif amca diğer tarafında Kunt vardı, Kunt'un yanında ben, Akif amcanın yanında Serap teyze, diğer baş köşede ise annem vardı.

Kurduğumuz küçük masada yine babamlar iş hakkında konuşurken annemler yemek tariflerini anlatıyorlardı.

Derin ise arabalarından birini Kunt'a göstermek için odasına çıkmıştı. Elinde mavi arabasıyla dönerken kendisine oturacak yer kalmadığı için bir kaç adım kala yavaşlayıp bir annem bir bana baktı.

Velede bak, kurban seçiyor.

Annemle göz göze geldiğimizde kaş göz işareti yaparak Derin'i almamı söyledi. Derin ise annem istesede ona gitmezmiş gibi annemi anında eleyerek bana geldi. Onu kucağıma aldığımda artık kesin olarak emindim, Derin annemden çok beni annesi olarak görüyordu.

Derin kucağıma yerleştiğinde Kunt'a eğilmiş ve elindeki arabadan bahsetmeye başlamıştı. Ben de onları dinlemeye başladım, annemlerin muhabbetinden daha çok sardığı kesindi.

"Kapıları da açılabiliyor ama içine koyabileceğim bir oyuncağım yok," dedi Derin arabanın kapısını açarken.

"Hım" Kunt arabayı eline alıp bir süre inceledi. "Ben de küçük oyuncak askerler vardı." Arabanın kapısını kapatıp Derin'e uzattı. "Yarın ablanla gel sana vereyim, eminim ablanda çavuşu çok merak ediyordur," dedi gözlerimin içine bakarak.

Kalbim heyecanla kasıldı. Bu adam beni bambaşka birine dönüştürüyor, içinde bulunduğum kabuğu kırmam için beni zorluyordu fakat bunu yaptığının farkında değildi.

Şimdilik.

"Doğru, oyuncak çavuşu çok merak ediyorum," dedim imasını anladığımı belli etmek için.

Kunt sırıttı. "Merak etmene değecek kadar marifetli bir asker."

Gülümsemesi bana bulaştı. "Şüphem yok."

Derin çatık kaşlarıyla kafasını kaldırıp ters ters bana baktı. "Abla o benim askerim!" Dedi sinirle.

Kısık sesle gülerken kahkaha atmamak için kendimi tutuyordum. Kunt da bir süre gözlerini kapatıp beklediğinde onun da kendini tutmaya çalıştığını anladım.

"Merak etme oyuncak sadece senin," dedi Derin'in içini rahatlatark. "Ben ablana başka bir oyuncak vereceğim ki küsmesin."

Dudaklarımı dişledim. Gözlerim arzudan koyulaşırken Kunt'un gözlerine kilitlenmiştim.

Derin'in, "Gerek yok, ben ablamala paylaşırım," demesiyle yine bütün atmosfer dağılmıştı.

Konuyu dağıtmak için ağzımı açmışken kelimeleri ağzıma tıkan annem oldu. "Deren çayları doldurur musun?"

Yüzüm düşerken Derin'i oturduğum yere oturtup ayağa kalktım. Biten çay bardaklarını tepsiye yerleştirip mutfağa yöneldim.

Çayları doldururken arkamdan gelen ağır adım seslerini duysamda dönüp bakmadım. Büyük ihtimalle babamdı.

Çayları doldurmaya devam ederken adım sesleri kesilmişti. Kaşlarımı çattım ve boynumda hissettiğim nefesle arkamı döndüm.

Kunt'la göz göze geldiğimde şaşkınlık bedenimi sarmıştı. "Ne yapıyorsun?"

Omuz silkti. Gözlerini gözlerimden ayırmadan "Su alıyorum." Arkamdaki dolaptan bir bardak çıkardı. "Çok susadım," dedi ve önümden çekilip su doldurmaya başladı. "Sen? Sen de susadın mı?" Diye sordu ve suyu tek hamde içti.

Gece AteşiOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz