HÜMA (+18)

Giriş ve Karakterler

Cemre Hüma Aksoy...
Savcı Kenan Aksoyun küçük kızı...

Daha gözlerini dünyaya açtığı an çakmak çakmak bakan yeşil-mavi gözleri Kenan beyin hayranlığını kazanmıştı. Sanki büyüdükçe nekadar güçlü ve zeki olacağını, ve bu özellikleri sebebiyle nasıl herkesi yakacak kadar büyük bir yangın olabileceğini hissetmişti. Bu yüzden adını ateş parçası, kor anlamına gelen Cemre koymuştu. Ve çok sevdiği, ilk gördüğü anda aşık olup yıllarca bu aşk hiç eksilmeden sevmeye devam ettiği karısı da Hüma ismini istemişti. Bir cennet kuşuydu Hüma. Yere inmeyen, devamlı gökte kaldığına ve hayatına dokunduğu kişiye mutluluk getirdiğine inanılan efsanevi bir kuştu.Mutluluk demekti...

Doğduğu anda her bakanı kendine hayran bırakan melek yüzüne ve ateş saçan bakışlarına iki isimde çok yakışmıştı. Kenan bey ve karısı Yıldız hanım kızlarının doğumuyla herşeyin çok daha güzel olacağına inanıyorlardı.

Bir tane kızları daha vardı henüz 5 yaşında olan. Kardeşi olmasını en çok isteyen de Beren'di zaten. Resmen kardeş istiyorum diye ağlıyordu ve kardeşi olduğunu öğrendiğinde ilk olarak tün arkadaşlarına ben de abla oluyorum diye sevinçle duyurmuştu. Sonra içi içine sığmamış, bayramda büyüklerinin verdiği harçlıklardan kalan parasıyla mahalledeki tüm arkadaşlarına dondurma almıştı. Abla olacaktı Beren. Bu onun için çok önemli olduğu için ne yapsa az geliyor, tüm dünyaya mutluluğunu göstermek istiyordu. Doğduğunda da sürekli yanında duruyor kardeşini izliyordu. Uyurken bile kardeşinin yatağına en yakın yerde, annesinin yanında yatıyordu. Kenan bey odadan kızı tarafından resmen kovulmuştu ama bu onu eğlendiriyordu. Her nekadar karısıyla ayrı uyumak fikrinden hoşlanmasa da kızları için bu fedakarlığı yapmıştı. Hayatındaki en güzel 3 şey için herşeyden vazgeçebilirdi. Karısı ve kızları...

Yaptı da. Ailesi için herşeyi yaptı yaşadığı müddetçe. Bir tek hak yemedi. Tehditlere boyun eğmedi. Bir savcı olarak herzaman haklının yanında, zalimin karşısında durdu. Adaletten tek bir an bile şaşmadı. Rüşvet vermeye kalkanlara hadlerini bildirdi. Senelerce ailesinin boğazından tek haram lokma geçirmedi.

Karısı Yıldız hanım aileden çok zengindi. Anne babası vefat edince yaşayan tek çocukları kendisi olduğu için tüm miras ona kalmıştı. Şirketle tek başına ilgilense de kocası her zaman desttekçisiydi. Aslında Yıldız hanımın iki abisi vardı. Biri avukattı ve tıpkı Kenan bey gibi adil biriydi. Zaten bu vesileyle önce Yıldız hanımın abisi Selim ve Kenan bey tanışıp arkadaş olmuşlardı. İkisi de daha çok yeniydi mesleklerinde ama tek bir hedefleri vardı. Herzaman adil kalmak. Ve bu uğurda Yıldız hanım iki abisini de kaybetmişti. Bir şirketin yaptığı pis işleri ortaya çıkarmak üzere olan Selim beye bir suikast düzenlenmişti. Tam da Yıldız hanım ve Kenan beyin düğününden hemen sonra eve dönerken. Araçlarına yapılan saldırıda Yıldız hanım hem 2 abisini hem de Selim abisinin hamile eşi olan yengesini kaybetmişti. Daha balayına gitmek için çıktıkları yolda haberi alan yeni evli çift de yolun yarısından geri dönmüştü büyük bir üzüntüyle. Hepsi yıkılmış, uzun süre olayın etkisinden çıkamamışlardı.

Ozaman abisine yapılan tehditleri az çok bilen Yıldız hanım kocasının aldığı tehditleri öğrendiğinden beri huzursuzdu. Abilerinden birkaç sene sonra da anne babasını kaybetmişti ve şirkettin başına geçtiğinde çok toydu. Babası ve makine mühendisi olan abisi Uğur, okurken de, okuku bitince de eğitmişler ve hazırlamışlardı Yıldız hanımı ama yine de ilk birkaç yıl çok zorlanmıştı. Henüz 2 yaşında olan Beren'i ihmal etmeden başarmak isterken bazen çok yorgun hissediyordu ama Kenan beyin destekleri onu ayakta tutuyor, güç veriyordu. Böylece bikaç yıl süren zorlu süreçten sonra herşey yoluna girmişti. Bir de kocasının sürekli aldığı tehditler olmasaydı...