17.bölüm

392 28 6
                                    

🖤

Batuhan yanındaki boşluğu farkettiğinden itibaren uyumamıştı. Sabah olmak üzereydi ve Cemre hala ortada yoktu. Evren'i aramıştı hatta saatin kaç olduğunu umursamadan ama o da bilmiyordu Cemre'nin yerini. Biraz daha gelmezse Fransa'daki her sokağa tek tek girip, her evin kapısını çalıp karısını soracak kıvama gelmek üzereydi. Sıkıntıyla odanın camına doğru ilerledi. Gün doğuyordu ve aydınlanmaya başlayan hava içini huzursuz ediyordu. Kaçta gittiğini bilmiyordu karısının ama uyandığından beri tam dört saattir ortada yoktu.

O sırada aşağıya kayan bakışları gördükleriyle kararmaya başladı. Çünkü Cemre, Andre'nin arabasından inmiş, onunla birlikte arabadan inen adamla konuşuyordu. Kaşları çatıldı Batuhan'ın. Bu saatte ikisi birlikte ne halt ediyordu? Bütün gece onun yanında mıydı yoksa karısı? Neden Andre bırakmıştı Cemre'yi otele?

İçinden küfürler etti gördüğü görüntüye. Kalbinin atışı öfkeden hızlandı. Karısı hesap vermekten nefret ederdi ama bugün ona hesap vermek zorundaydı.

Dakikalar sonra odanın kapısı açılıp Cemre içeri girdiğinde kendisini uyanık ve camın kenarındaki berjerde oturarak bekleyen kocasını görünce kaşları hafifçe havalandı. "Erkencisin?"

"Yaklaşık dört saattir evet."

"Sebep?"

"Karımın gecenin bir yarısı yanımdan kalkıp başka heriflerin yanına gitmesi olabilir mi?"

Cemre alaycı ifadesini takıntı yine. "Anlamadım?"

"Diyorum ki, gece ben uyur uyumaz yanımdan kalkıp, sabah o herifle dönmenin bir açıklaması var mı Cemre?"

"Seni ilgilendiren bir durum yok."
Dedi umursamaz tavrıyla.

Batuhan sinirden kafayı yemek üzereydi. Bu ne rahatlıktı böyle? "Sen benim karımsın Cemre!"

"Sahte! Oyun! Bunu daha kaç kere sana hatırlatmam lazım?"

"Ben de sana her seferinde benim için oyun olmadığını söylüyorum. Biraz da olsa bana saygı gösteremez misin?"

Saygısızlık mı yaptığını düşünüyordu? Ne kuruyordu yine bu adam kafasında acaba diye düşündü Cemre. Ama bozmadı onu yine de. Ne istiyorsa düşünmeye devam edebilirdi. "Sana saygısızlık yaptığım bir durum yok. Ama herşeyi bilmek zorunda da değilsin. Müsadenle duşa girip sonra da güzel bir uyku çekmeye ihtiyacım var."

Adamın aklındaki düşünceleri doğruladığından habersiz kendisini banyoya attı. Arkasında bıraktığı adam ise hem öfkeli hem de üzgündü. Olamazdı değil mi? O herifle aralarında birşey geçmiş olamazdı.

Gecenin köründe kalkıp onun yanına gitmesi, sabah onun arabasıdan inmesi, duş, uykusuzluk...Sertçe yutkundu adam. "O herifi daha gördüğüm an gebertmeliydim. Siktir!"

Hışımla odadan çıkıp hemen yan taraftaki Evren'in kapısını yumrukladı sabahın çok erken bir saati olmasını umursamadan. Kimi uyandırdığı, kimleri rahatsız ettiği umrunda değildi. Sonunda açılan kapıyla hızla içeri daldı.

Evren gözlerini bile zor açarken üzerinde hiçbirşey yoktu. Altında da dizlerine gelen bir şortla öfkeyle kendisine bakan adama çevirdi bakışlarını. Bunların ilişkisinin her sorununun içinde olmak zorunda mıydı acaba?

"O herif karına yürüyor dedin. Karının onunla ilişkisi var demedin!"

"Ne? Ne ilişkisi? Sabah sabah ne saçmalıyorsun?" Zaten henüz uyanamamıştı, algıları açılmadan neyden bahsediyordu hiçbir fikri yoktu.

"Sabah o herifle döndü otele. Ve şuan duşta. Uykusuz kalmış bütün gece. Ne anlamalıyım bu durumdan?"

Evren kafasını kaşıdı sıkıntıyla. Andre'den bahsettiğini anladı zor olsa da. Daha önce Fransa'ya geldikleri zamanları düşündü. Birlikte geldiklerinde aynı odada olmadıkları için geceleri ne yaptığını bilmiyordu ama birkaç kere gece henüz uyumadığında otelden çıktığını görmüştü Cemre'nin. Her birinde aramış ama ulaşamamıştı. Sabah kahvaltıda sorduğunda uyuyamadığı için dolaşmaya çıktığını, telefonunu da kapattığını söylüyordu. Andre ile olacağını hiç düşünmemişti çünkü ona yüz verdiğine hiç şahit olmamıştı.

HÜMA (+18)Where stories live. Discover now