7. Bölüm: Pişmanlık

18 3 0
                                    


23.05.2023

Tekrar selammm^^^

Nasılsınız??

Bakın sizleri çok bekletmedim. Bunun için lütfen bölüme başlamadan önce oylama ve bölüm içinde yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim.

Keyifli güzel okumalar güzel perilerim 🧚‍♀️❤

7. Bölüm: Pişmanlık
"Zamanın halledemediğini bir pişmanlıkta halletmeyecekti."

Arabayı öyle hızlı sürdü ki şehrin dışına tam yarım saatte ulaştık. Trafikte tüm kurallara uysa da bazı kırmızı ışıklarda geçip trafiği ve kendini zor duruma soktuğundan haberi yoktu. Gözü öyle dönmüştü ki hiçbir şeyi görmüyordu. Bir ara yoldayken amcası aramıştı. Hoparlörde dinlemiştim konuşmalarını. Amcası ona, beni geri getirmesini söylese de o bunu kabul etmemişti ve sert bir dille amcasını uyarıp adamın bir şey demesine fırsat vermeden telefonu yüzüne kapatmıştı. Telefonu ise tamamen kapatmıştı.

Yol boyunca susup oturdum. Konuşmadı. Konuşmadım. Konuşsa da konuşmazdım zaten.

Ona öylesine kızgın, kırgındım ki her ne kadar değilim desemde yaşanmışlıklar vardı geçmişte. Bu yüzden her şeyi öyle kolay kolay bir kenara atamazdım, biliyordum ve kendimi kandırıyordum. Sildim, unuttum ama geçmiş işte. Geçse de gitse de yine elbet çıkar karşına gelecekte...

Araba, denizin kıyısına yapılmış bir evin önünde durduğunda buradan kaçışımın zor olacağını düşündüm ilk olarak. Biraz ötede arada uzak bir mesafeler olsada iki ev vardı aynı karşımda duran ev gibi. Fakat kimsenin olmadığı da belliydi. 

Kemerini çözüp arabadan indi. Bense öylece dümdüz ileriye bakıyordum, inmeyecektim arabadan çünkü. Kapımı açtı.

"İn hadi." Bir şey demedim. Bekledi. Normalde sinirle eğilip kemerimi çözüp beni zorla bu arabadan çıkaracak o, şimdi benim kendi isteğim ile inmemi bekliyordu. Ne olmuştu bunca zaman sonra onu böyle değiştiren şey?

Onu değiştirmeye iten şey neydi?

Tam beş dakika boyunca beni bekledi. İnceledi, izledi. Kapı açık kendisi pür dikkat beni izlerken.

"Daha ne kadar bakacaksın?" diye sorduğunda başımı hızla ona çevirdim ve o ân yıllar sonra ilk defa baktım o yeşillerine, aşık olduğum gözlerine. Yıllar önce aynı soruyu tekrar sormuştu.  İlk kuralımı öğretmek için beni Polenezköy'e götürecekti ve arabaya binmemi söylemek için demişti evimin önünde arabada beni beklerken.

Kemerimi sakince çözüp, elimin titrediğini göstermemek için kendimi sıkıyordum. İzin verdiği ölçüde kokusunu almadan yanından sıyrıldım ve denizin kıyısında olmamızın verdiği durumla birlikte soğuktan dolayı ürperip kollarımı bedenime sardım sanki bir faydası olacakmış gibi. Arabanın kapısını kapatıp eve doğru ilerledi, bense onu izliyordum. Anahtarı cebinden çıkarıp kapıyı açtı ve içeri girdi. Arkasına dönüp bana baktı.

"Gelmeyecek misin? Orada öylece beklemek aptallık olacak senin için. Donabilirsin."

"Ben üç yıl önce bir aptallık yaptım, şuanki yaptığım şey aptallık değil."

Vurucu cümlemle başını önüne eğdi. Kapıyı yarı açık bir şekilde kapatıp gözden kayboldu. Bense soğukta ellerim hâla bedenimi ısıtmak için silecek gibi hareket ederken bu soğukta beklememin bana bir faydasının olmayacağını anlayınca biraz ötedeki evlere doğru ilerlemeye başladım. Her adımımda soğuk daha fazla içime işlerken ellerim daha hızlı hareket etmeye başlamıştı ancak biliyordum ki şuan bu hareketim hiçbir işe yaramıyordu.

SIFIR KURALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin