19

40 2 0
                                    



🍁

"Yapamıyorum işte Hayalet!" Bana bıkkınca baktı. "Hiç denemiyorsun ki doğru düzgün." Bir kez daha düşüncelerimle hareket ettirmeye çalıştım dolabı.

"Aklındaki her şeyi at, sadece tek bir duyguya odaklan. Bunun ne olduğunu sen bulacaksın, öfke olur, başka bir şey olur." Dediğini yaptım, gözlerimi kapattım aklımdaki tüm sesleri susturdum, odaklandığım duygu öfke değildi, mutluluk değildi, umuttu.

Ablamı ve kendimi kurtarmak için elimde kalan son şeydi.

Gözlerimi açtığımda dolabın fırladığını düşündüm ve dolap biraz da olsa hareket etti.

"Bak! Yapabiliyorsun gördün mü?" Başımı salladım hızla. "Yapabiliyorum..." Fark etmeden beni Profesöre karşı eğitiyordu.

Zor da olsa başaracaktım, sonunda ölmem gerekse bile...

•-•

Alkın kahve getirmişti. "Hadi, bunları anlatmak istiyorsun ama biraz ara ver. Bir anda kendine yüklenme." Anlattığım o kadar şeyden sonra çok az bir tepkisi olmuştu.

"İyi misin?" Duygularını belli etmemekte usta olmuştur belki de. "Asıl bu soruyu benim sormam gerekmez mi?"

Elindeki kahveyi aldım. "Ben iyiyim." Başını hafif eğip yüzümü inceledi bir süre. "Emin misin? Böyle her şeyi anlatıyorsun bir anda, tekrar... Yaşıyormuş gibi hissetmiyor musun?" Her gece kesintisiz tekrar tekrar yaşıyordum zaten.

"Sorun değil. İyiyim, gerçekten." Birkaç saniye gözlerime bakıp bakışlarını kahvesine çevirdi. "Bu hikayenin sonunda ne olacak merak ediyorum gerçekten." İç çektim. "Bende."

"O zamanlar kaçamazdın değil mi?" Parmaklarımı bardağın çevresinde gezdirdim.

"Ablamı bırakıp nasıl kaçabilirdim?" Başını salladı ağır ağır. "Haklısın." Bir şey söylemek için ağzını açtı fakat söyleyemeden kapattı. "Söylesene." Boğazını temizledi ve sordu.

"Ablan yaşıyor olsaydı ne yapardın?" Sorduğu soruyla birkaç saniye nefesim kesildi. "Ben... Bilmiyorum. Bunu hiç düşünmedim." Sorgularcasına baktı bana. "Ölüsünü gördün mü?" Düşündüm. "Hayır." Gözleri anlamlı anlamlı bakıyordu.

"Öldü dediler. Bir maf-" Son anda kendimi durdurdum. "Kim öldürdü dediler? Kim öldürmüş?" O an aklımda oluşan senaryo o kadar acıtmıştı ki kalbimi, 'ablana gerçekte ne olduğunu bilmek isteyeceğini düşünmüştüm.' 'Senin ablanı bir mafya öldürdü! İntikam almak istiyorsan hepsini sorgula.'

Kesik bir nefes aldım, mideme kramp girmişti. "Kimin yaptığını söylemediler." Tepkilerimi kontrol edip sakin kalmaya çalıştım.

"Anladım... Seninle oyun oynuyorlar Gölge. Onların söyledikleri hiçbir şeye inanma." Alkın... Ablamı nereden tanıyorsun..?

Bardağı yavaşça masaya bıraktım. "Sanırım gitmeliyim." O da aynı şekilde bardağını koydu, sonrasında koltukta hafifçe dönüp yönünü bana çevirdi ve biraz daha yaklaştı. "Gölge..."

Elime uzandığında geri çekilmemek için zor durdum, elime değmeden birkaç santim kala durdu.

"Bir şeyler olduğunu hissediyorum, her ne kadar ustalıkla belli etmemiş olsan da. Nasıl istiyorsan öyle davranabilirsin, sana dokunmamdan rahatsız olacaksan, sen elini bana uzatana kadar dokunmayacağım."

Bunu bir sitemle söylemiş gibi olsa da gülümsüyordu ve gülümsemesi içtendi. Ablama bir şey yapan kişi o olsaydı bana karşı bu kadar içten davranabilir miydi?

Denek-15 {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin