Selam, nasılsınız? Uzun zamandır bölüm atmıyordum, farkındayım. İnstagramdan takip edenler bilir bölüm yazamıyordum, tıkanmıştım resmen. Bu bölüm diğer bölümlerden çok fazla uzun oldu. Umarım sıkılmadan okursunuz. Daha devam edecektim aslında bölüme ama size daha fazla bekletmek istemedim. Umarım beğenirsiniz keyifli okumalar 🖤
💖
"Karnın aç mı?" Elimde ki poşetleri masanın üzerine koyarken bana soru soran sevgilime baktım. "Onların gelmesine daha iki saat var. Bir menemen yer miyiz?"
Güldüm. "Sen yapacaksan neden olmasın?" Diye sorarken dolaptan malzemeleri çıkaran Esat'ın yanına yaklaşıyordum.
"Yapamıyorum desene şuna." Diyerek güldüğün de kaşlarımı çattım. Yalandan bir sinirle omzuna vurdum.
"Hiçte bile ben yapabilirim. Menemen de ne var? İki dakikalık bir şey, çok basit ama ben senin elinden bir şey yemek isterim." Dediğimde elinde ki domatesleri yıkamayı bırakıp bana üstten bir bakış attı. Onu pofpofluyordum ki o yapsın çünkü ben menemeni m'sini bilmeyen bir kızdım. Bu zamana kadar yemek yemek dışında mutfağa girmediğim için mutfak bilgim sıfırdı. Zaten bunu da geçen Esat'a yaptığım çorbadan belli oluyordu. Yaptığım şekerli çorba aklıma gelince istemsizce yüzümü buruşturdum.
"Ne oldu?" Diye soran Esat'a baktım. Yüzümü dikkatli bir şekilde inceliyordu. "Niye yüzünü0 buruşturdun?"
Omzumu silktim. "Hiç," Dedim arkamda ki sandalyeye otururken. "Ee hadi hızlı ol benim karnım aç." Dedim elimle önünde ki yumurtayı gösterirken. Mutfağı amerikan mutfağı olduğundan geniş salonunu görebiliyordum.
"Hay hay." Dedi sırıtıp önüne döndü.
"Ben salondayım." Dedim ayağa kalkarken. Bana dönmeden başını salladığında mutfaktan çıkmadan bir kaç saniye onu izledim. Yaptığı işe o kadar odaklıydı ki telefonunu aldığımı bile fark etmemişti. Biberleri doğrarken ki ciddiyeti eminim ki hiçbir yerde yoktu.
Salona geçip sırtımı koltuğa yasladım ve bacaklarımı sehpanın üzerine uzattım. Bakışlarım tekrar Esat'a çevirdiğimde koca bedeninden ne yaptığını göremiyordum. Şuan gözüme o kadar çekici geliyordu ki üşenmesem yanına gidip dudağından bir kere öperdim.
Bakışlarımı ondan çekip elimde ki telefonun kamerasını açtım. Telefonu kaldırıp Esat'ı çektiğim de yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Çektiğim fotoğraflara bakarken üstten bir mesaj geldi. İstemsizce gelen mesaja gözüm takıldı. Okuduğum mesajla yüzümde ki gülümseme kayboldu.
arzuertan_ bir gönderiniz beğendi.
arzuertan_ sizi takip etmeye başladı.
arzuertan_ size bir mesaj isteği gönderdi.
Kimdi bu Arzu? Hem gönderisini beğenmiş, hem takip etmiş hemde mesaj atmıştı.
Normalde telefon karıştırmazdım, böyle bir huyum yoktur ama merakım daha ağır basıyordu. Şifre olmaması işime gelirken telefonu açtım ve instagrama girdim. Mesajlar kısmına girip attığı mesaja tıkladım.
arzuertan_: selam, tanışalım mı?
Hayır, tanışamayız.
Kaşlarımı çattım ve cevap vermeden engelleyip attığı mesajı sildim. İstekler kısmına girdiğimde bir yirmi kişi vardı ve çoğu kızdı. Hepsi de tanışmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMELYA ÇİÇEĞİ | TEXTİNG ✔
Teen Fiction•tamamlandı• Benden beklenmeyecek bir şekilde, "Göğsün evim olsun mu?" Sordum. Yan döndüm ve beline sarıldım. Yanağım göğsüne yaslıyken o da başını başıma yaslamıştı. Sorumu hiç yadırgamadı. Bu nasıl soru demedi. "Göğsüm evin olsun." "Sıcacık." Dedi...