0.8

940 116 27
                                    

"İnanamıyorum" diyen Taehyun'un sesiyle ona döndük. "Hala mantıksız, onu neden öptün?"

Sunoo sanki suç işlemiş çocuklar gibi olan bakışlarını bu sefer Taehyun'a dikti.

"Bilmiyorum herhalde anın etkisiyle oldu."

Sunoo'nun mesajından sonra artık resmi toplanma yerimiz olan Yeonjun'un evine gelmiştik. Hepimiz şok içerisindeyik.

"Tamam" dedi Yeonjun sakin bir şekilde. "Hadi baştan anlat, noldu?"

"Bugün Niki'nin annesinin olum yıl dönümü." Dedi Sunoo tek nefeste. " Hatırlıyorsunuzdur bu sene üçüncü yılı."

"Annesi vefat ettiğinde biz arkadaştık. Çok kötüydü normal olarak. Bende sürekli yanında olmuştum onun hiç yalnız bırakmamıştım."

"İkinci senesinde sevgiliydik ve o günü tekrar birlikte geçirmiştik. Niki bazı konularda çok fevri ve kirici davranıyor olabilir ama gerçekten içinden bir çocuk çıkıyordu o zamanlarda. Özledim diye oturup ağlıyordu bir faydası olmadığını bile bile."

Gözleri dolmuştu Sunoo'nun. Hepimiz dikkatle onu dinliyorduk.

"Kimseyi istemez yanında. Ağladığını insanların görmesinden nefret eder o. Bugün de bana bir eşyamı bulduğunu yazdı. Bende at falan diyerek gecistirdim ama o çok durgundu. Sonra ona neden böyle olduğunu sordum O da bugünün annesinin öldüğü gün olduğunu söyledi."

Histerik bir kahkaha attı.

"Ona kızgın olabilirim ama bok gibi hissettim. Onu yalnız bıraktığım için kötü hissettim ve sonra böyle hissettiğim içinde Kötü hissettim."

"Sonuç olarak onunla Mezarlığa gittik. Oturdu mezarın başına, ağlamaya başladı. Birazcık konuştu. Sonra toprağı suladı, kötü otları falan yoldu. Eve döndük ardından."

"Ona mi gittiniz?" Kai zaten cevabını bildiğimiz bir soru sordu.

"Evet, babası yemek hazırlıyordu kardesi de oyun oynuyordu. Niki sadece geldik dedi ve odasına gitti Bende babasına selam verip gittim. Babası gerçekten iyi bir adam. Karısının yasını tutmasına rağmen onlara hiç belli etmiyor."

"Kardeşi mi var?" Kaşlarımı çattım.

"Evet, henüz 8 yaşında."

Bir anda kalbime bir seyin oturduğunu hissettim. 5 yaşındayken annesiz kalmış bir çocuk. Annesiz bir çocukluk. Sonra aklıma Jungwon geldi. O nasıl bir çocukluk geçirmişti böyle bir aileyle.

"Odasında da ağladı. Benim yanımda cekinmedigini söyledi ağlamaya. Sonra bir şeylerden bahsettik, geçmişin konusu açıldı derken bir baktım öpüşüyoruz. Sonra aklım başıma geldi çekildim ve buraya geldim işte."

Bittiğini belirtir bir şekilde omuzlarını kaldırıp indirdi. Sunghoon kalkıp Sunoo'nun yanına oturdu.

"Etkilenmen normal ona bir şey demeyeceğim. Onun üzgün olması senin bunun hakkında suçlu hissetmen." Eliyle hepimizi gösterdi. "Onu öptüğün için seni yargılamayız, bu olabilir."

Sunoo gözünden akan yaşı sildi. "Aması var bu cümlenin di mi?"

"Ama Sunoo" dedi Sunghoon merhametle "Onun yüzünden ne kadar üzüldüğünü unutma ve kendini bir daha üzme. Üzülme"

Broken~jaywonWhere stories live. Discover now